Yumuşak Bir Marka Nivea
Kadınlar varoluşlarından itibaren dış görünüşlerine düşkün olmuşlar ve çeşitli bitkilerden elde ettikleri karışımları kullanarak güzelliklerini daimi kılmaya çaba göstermişlerdir. Günümüze gelindiğinde ise artık kadın-erkek ayrımı olmaksızın her iki cinsin de güzellik ihtiyaçlarını “kozmetik” adı altındaki ürünlerle karşıladığını ve ürünlerdeki ilk tercihlerini de kremlerden yana kullandıklarını görüyoruz. Artık, vücudumuzun her bölgesi için ayrı ayrı formüle edilmiş, her çeşidine ulaşmanın mümkün olduğu kremin keşfi Anadolulu, Bergamalı ünlü tıp bilgini Galianus’a atfedilir. Galianus’un bu keşfiyle güzellik gibi ulvi bir amaca hizmet etmesi bir yana, yeni bir sektörün oluşumunda da rol oynadığı aşikar. Günümüzde bakımına özen gösteren herkesin “Kozmetik” sektörü denince aklına gelen ilk ürünlerden biri “kremler”, krem denince akla gelen ilk ve en köklü markalardan biri de Nivea.
Nivea markasını yaratan Oskar Troplowitz, 1890 yılında Almanya’nın Hamburg şehrindeki Beiersdorf şirketini, Carl Beiersdorf’tan satın aldı. Vücut bakım ürünleri pazarlayan, Beiersdorf dönemin önde gelen uluslararası bir kozmetik ve sağlık ürünleri üreticisiydi. Nivea’nın hikayesi, yağ içindeki su ayrıştırıcısı olan “Eucerit”in keşfi ile başladı. Oskar Troplowitz, 1911 yılında kimyager Isaac Lifschütz ve dermatolog Paul Unna ile birlikte bu emülsiyonu kullanarak ilk cilt kremini geliştirdi. Aynı yılın Aralık ayında “dünyanın ilk cilt kremini” pazara sundular. Troplowitz kremin adını Latince’de “kar beyazı” anlamına gelen “nivius”tan esinlenerek NIVEA koydu. İlk NIVEA kutusu abartılı yeşil asma süslemeleri, o dönemin en yaygın sanat akımı olan sarmaşıklar ve doğada bulunan dekoratif şekillerle nitelendirilen kırılgan, zarif kadın imajına uygun olan “art nouveau” dizaynına sahipti.
1920
Birinci Dünya Savaşı, kozmetik ürünlerle beraber pek çok lüks ürünün dağıtımına darbe vurmuştu. Savaş şartları kadınların büyük bölümünü çalışmaya zorlamış ve hayata bakış açılarını büyük oranda değiştirmişti. Kadınlara oy hakkı verilmesiyle, kadınsı güzellik kavramında aristokrat bir anlayıştan daha aktif ve sağlıklı bir görünüme geçildi.
1920’li yıllarda toplum yepyeni bir görünüm kazanıyordu. “Gençlik” ve “Boş zaman” o yılların en moda sözcükleriydi. Avrupa’da insanlar açık havada ve güneşte spor yapıyorlardı. Reklamlar tatilcileri, belli başlı tatil beldelerinde dağıtılan devasa şişme lastik NIVEA krem tüpleriyle eğlenceye davet ediyordu. Tüple birlikte bir fotoğraf çektiren ya da resmini çizdiren herkes en ilginçlerinin yayımlanacağı bir yarışmaya fotoğrafları gönderebiliyordu.
NIVEA’nın savaş öncesi imajı artık geride kalmıştı. 1924 yılında alınan bir kararla marka imajı tepeden tırnağa değiştirildi ve pazarlama tarihindeki ilk kez “relansman” gerçekleştirildi. En radikal değişim krem kutusu dizaynında yapıldı. Sarı zeminde zarif, yuvarlak hatlı yazı ve kenar süsleri, yerini üzerinde büyük beyaz harflerle NIVEA CREME yazan oldukça sade mavi kutuya bıraktı.
NIVEA’nın savaş öncesi imajı artık geride kalmıştı. 1924 yılında alınan bir kararla marka imajı tepeden tırnağa değiştirildi ve pazarlama tarihindeki ilk kez “relansman” gerçekleştirildi. En radikal değişim krem kutusu dizaynında yapıldı. Sarı zeminde zarif, yuvarlak hatlı yazı ve kenar süsleri, yerini üzerinde büyük beyaz harflerle NIVEA CREME yazan oldukça sade mavi kutuya bıraktı. Reklamlarda gelenekselcilikten uzaklaşıyordu. Mutlu ve sağlıklı NIVEA genç kızların kalbini kazanıyor, aynı zamanda yeni bir mesaj veriyordu:
NIVEA tüm aile için ideal seçim.
1930
1930 senesinde NIVEA, markasına yeni bir imaj daha yükledi: Bakım Kremi. Beiersdorf, imajı güçlendirmek amacıyla yeni bir güneş losyonu üretti ve ürünü destekleyen bir de kampanya gerçekleştirdi. NIVEA, gelecek iki haftanın hava durumunu bildiren bir “Hava Durumu Takvimi” hazırladı. Kampanya çok popüler oldu ve NIVEA’nın, 4 mevsim kullanılabilecek bir cilt kremi olduğu algısı insanların zihnine yerleşti. NIVEA’nın açık havada kullanılan bir ürün olmasının yanı sıra güzellik ve cilt bakım uzmanlığı hâlâ ön plandaydı. NIVEA kutularının üzerinde “hem ev hem spor için” ibaresi yer alıyordu.
1940
İkinci Dünya Savaşı sırasında NIVEA reklamları Elly Heuss-Knapp tarafından yürütüldü. Knapp’ın çalışmaları sayesinde markanın mesajı Nazi ideolojisinin dışında kaldı. Reklamlarda kullanılan kısa saçlı ve spor giyimli NIVEA kızları, halkın morale ihtiyaç duyduğu zorluklarla dolu bir dönemde normalliği vurguluyordu. Knapp ayrıca, markanın mavi ve beyaz renklerinin temiz hava ve güneşi çağrıştırdığını keşfetti ve bu renkler günümüze kadar kullanıldı. Savaş sırasında NIVEA markası, Almanya ile savaşan ya da savaşmayan pek çok ülkede satıştan kalktı. Beiersdorf, savaştan kısa bir süre sonra, 1997’ye kadar sürecek olan el konulan marka haklarını geri alma sürecine girdi.
1950
İkinci Dünya Savaşı’nın ve savaştan hemen sonraki dönemin tüm zorluklarının arkasından, 50’li yıllarda, dünyanın dört bir yanındaki insanlar her şeyin daha iyiye gideceğini anladı.
Zaman, iyimserlik ve yaşama çoşkusu zamanıydı. refah artıkça, giderek daha çok sayıda insan, hafta sonları bulundukları ortamdan kaçmaya başladı. Kadın giysileri yeniden feminen bir hal aldı. Basit açık hava eğlenceleri yaygınlık kazanmaya başladı. İnsanlar hem kapalı hem de açık mekanlarda gerçekleştirilen etkinliklerde, mükemmel cilt bakım kremi NIVEA’yı kullandı.
Dünyanın dört bir yanında pek çok ülkede kullanılan NIVEA, süratle çok çeşitli cilt bakım ürünlerini içine alan bir şemsiye marka haline geldi.
1959 yılında, NIVEA adının altında kullanılan “Creme” ibaresi, ilk kez el yazısıyla mavi kutunun üzerinde yer aldı. Klasik Roman yazı karakteri kullanılarak yazılmış olan NIVEA karakterleriyle birlikte bu logo, saf mavi kutuya anlam katıyor. NIVEA Creme artık uluslararası üne sahip bir marka klasiği haline geldiği için ürün açıklamalarına (1928’de “cilt bakımı için” ve 1931’de “ev ve spor için” kullanılmaya başlanmıştı) artık gerek duyulmuyordu. Başarılı ve etkili logo hiç değişmeden günümüze kadar ulaşmıştır.
1960
NIVEA cildi çok fazla güneşe, rüzgara ve soğuğa karşı korudu. Özellikle sağlık ve boş zaman etkinliklerinin önemli bir simgesi haline geldi.
Bu dönemde Avrupa’da, spor ve spor ürünlerinin tüketiminde büyük bir artış meydana geldi. Büyük mavi NIVEA plaj topu trendin peşinden gitti ve dünyanın dört bir yanındaki reklamlarda yerini aldı. Toplu kampanya tek tek ürünlerin yerine NIVEA markasına odaklanan ilk reklam kampanyasıydı.
1970
1970’lerde alışveriş alışkanlıkları da değişti ve rekabet arttı. 70’ler sahnede yerini alırken, alışveriş alışkanlıkları da süratle değişmekteydi. Büyük alışveriş merkezleri ve mağaza zincirleri önem kazanırken, rekabet de arttı. Beiersdorf bu gelişmelerle, markanın çekirdek ürünü NIVEA Creme’in, benzersiz kalitesini ve etkinliğini vurgulayan bir kampanya ile yanıt verdi.
Gerçekleştirilen bağımsız testler NIVEA’nın rakip tanımadığını ve en iyisi olduğunu göstermişti. Bu gerçeği vurgulayan reklamlar, tüketicilere NIVEA ‘nın yılın her mevsiminde kullanılabilecek eşsiz bir gündüz kremi, gece kremi ve koruyucu krem sunduğunu hatırlattı. Mesaj, pahalı özel kremlerden oluşan bir ürünler zincirine meydan okuyan “tek başıma ben yeterim” idi.
70’lerde şekillenmeye başlayan çevre bilinciyle uyumlu bir biçimde, NIVEA’nın özel yumuşaklığına ve doğal bileşenlerine de vurgu yapıldı.
1980
1970’lerde yürütülen başarılı kampanyalar, NIVEA’nın bir dünya markası olduğunu kanıtladı. 80’lerde Beiersdorf, ürün çeşitliliğini arttırarak, küresel bir pazar haline gelen dünyada uluslararası bir marka oldu.
NIVEA artık tüketici tarafından en çok güvenilen ve en çok sevilen markaydı. NIVEA, markasının faydalarını, yüksek kalitesini ve makul fiyatını, dürüst yaklaşımı ve cilt bakımı konusundaki profesyonelliğiyle birleştirerek, ürün gamına yeni gruplar ekledi.
NIVEA Creme’in 1980’lerdeki kampanyalarında, masmavi bir gökyüzünde, kocaman bir NIVEA Creme logosu kullanıldı. Reklam kampanyalarındaki insanların ortak özelliği, ciltlerinden memnun olmalarıydı. Bu da, cildin yaşamak için neye ihtiyacı olduğunu gösteriyordu: NIVEA Creme.
1990
90’lar NIVEA için çok başarılı bir dönem oldu. Bunda bir ölçüde 80’lerin tipik tüketim ve yaşam biçimi trendlerinin dürüstlük, doğruluk, aile değerlerine geri dönüş ve içten duyguların gerçekliği gibi kavramları beraberinde getirmesinin de payı vardı.
NIVEA’nın sağlıklı bir vücuda yönelik değerlerinden bazıları yeniden popüler oldu. NIVEA uluslararası kozmetik pazarında küreselleşme ve dünyanın en büyük cilt bakımı markalarından biri olma yönünde benzeri görülmedik bir trende ayak uydurdu.
Ürünlerinin her birinde yüksek kaliteyi sürdürme güvencesi verdi. Reklam ve ürün felsefesini, gerçek duygular ve insan birlikteliği gibi değerlerle ilişkilendirdi. Ürün çeşitlerini genişleterek tüm aile bireyleri için eksiksiz bir kozmetik bakım markası haline geldi.
1992 yılında çekilen NIVEA Creme “Yüz Yüze” TV reklâmında özel türden bir olay sayesinde gerçek duygu katılmış oldu. Oyuncular Maya Saxton ve Anthony Bernards çekimler sırasında birbirine âşık oldular. Reklâmlarda 60’lı yılların klasiği ““I’ve got you, babe” şarkısı eşliğinde nazikçe birbirlerini öpüyorlar. İşin içine gerçek duyguların da katıldığı o kadar belirgindi ki NIVEA reklamı 1993 yılında “Reklam Filmleri En İyi Öpüşme Sahnesi” ödülünü aldı.
Anasayfa'ya Dön
YORUM YAZIN
Max. 255 karakter girebilirsiniz
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok