Vodafone Şimdi de İki Kıtayı Sporla Bağlıyor
“Spor Etkinlikleri, Marka ile Tüketici Arasındaki Duygusal Bağı Güçlendirir”
Sporun, toplumların ekonomik ve sosyal yönden gelişiminde önemli rol üstlendiği bilinciyle hareket eden dünyanın en büyük mobil iletişim şirketlerinden Vodafone, küresel çapta birçok spor dalına önemli yatırımlar yapmaya devam ediyor. Son olarak geçtiğimiz Ekim ayı içerisinde Vodafone Red Alaçatı Uluslararası Balıkçılık Turnuvası düzenleyen marka, Kasım ayında düzenlenecek Avrasya Maratonu’na da adını verdi. Markanın son dönemdeki spor yatırımlarını Vodafone Türkiye Bireysel Müşterilerden Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Öğüt’le konuştuk.
Vodafone özellikle spor yatırımlarına ayrı önem veren bir marka. Öncelikle markanın yatırımlarındaki ilk tercihlerinden birinin spor olmasının sebepleri nelerdir?
Vodafone, sporun dünyadaki en önemli ortak ilgi alanlarından biri olduğu düşüncesiyle küresel çapta birçok spor dalına önemli yatırımlar yapıyor. Biz de Vodafone Türkiye olarak bu küresel yaklaşımı Türkiye’ye taşıyoruz.
Sporun, toplumların ekonomik ve sosyal yönden gelişiminde önemli rol üstlendiği bilinciyle tüm ana ve alternatif spor dallarına büyük önem veriyoruz. Bilgi toplumuna dönüşme yolunda teknolojik yatırımlarımızı sürdürürken, ülkemizin sürdürülebilir kalkınması için sosyal yatırımlarımızı da önceliklendiriyoruz. Sağlıklı yaşamı ve toplumun yaşam kalitesinin artırılması hedefini desteklerken Türkiye’yi sporla, aktif yaşamla buluşturmayı amaçlıyoruz. Bu anlayışla sporu, sporcuyu ve spor yapan herkesi destekleyerek geniş imkânlar sunmaya özen gösteriyoruz.
Vodafone Türkiye, spor organizasyonlarına destek vererek markasına nasıl bir katkı sağlamayı hedefliyor?
Vodafone Türkiye olarak, tüm sosyal yatırımlarımızın sürdürülebilirliği bizim için çok önemli. Bunun yanı sıra spor alanında yaptığımız yatırımlarla sporu herkes için erişilebilir kılmayı hedefliyoruz. Sağlıklı yaşamı ve toplumun yaşam kalitesinin artırılması hedefini desteklerken dünya standartlarında sporcuların yetişmesine katkı sunuyoruz.
Örneğin, bundan 3 yıl önce başlattığımız Vodafone Football Cup turnuvasında geçen yılın Türkiye şampiyonu olan takım, Pascal Nouma’nın taktikleriyle uluslararası turnuvada Türkiye’yi temsil etti; dünyanın en önemli spor organizasyonlarından biri sayılan Laureus Dünya Spor Ödülleri gecesine katıldı. Turnuvaya geçen yıl, 4 ilden 550 takım ve 4 binden fazla kişi katılmıştı. Geçen yılki turnuvadan aldığımız olumlu geri dönüşler bizi daha iyisini yapmak için motive etti ve bu sene aynı heyecanı 10 ilde yaygınlaştırarak yola çıktık.
Alternatif spor anlamında; Türkiye’de henüz çok yaygın olmasa da dünyada büyük rağbet gören sportif balıkçılığı teşvik ediyoruz. Vodafone Red Alaçatı Uluslararası Balıkçılık Turnuvası’nda bu yıl hem katılım hem de sonuç rekorları kırıldı.
Geçen ay duyurduğumuz Vodafone İstanbul Avrasya Maratonu’nun yeri ise çok ayrı. 1979 yılından beri Avrasya Maratonu adıyla koşulan maraton, bu yıl ilk kez 34. Vodafone İstanbul Avrasya Maratonu adıyla koşulacak. Biz, 11 Kasım’ı heyecanla bekliyoruz.
Gerek geniş kitlesel katılımlı, gerek de kendi içinde özelleşen bu tip etkinliklere verdiğimiz desteklerin, marka farkındalığı ve tüketicilerle Vodafone markası arasındaki duygusal bağın artırılmasına pozitif katkı sunduğuna, markamıza değer kattığına inanıyoruz.
Az önce bahsettiğiniz Vodafone Red Alaçatı Uluslararası Balıkçılık Turnuvası’nın çıkış noktasından kısaca bahseder misiniz? Organizasyon nasıl doğdu? Turnuvayı dünyaya tanıtmak ve bir marka haline dönüştürmek için Vodafone Türkiye olarak ne gibi çalışmalarda bulunuyorsunuz?
Yıllarca amatör balıkçılık yapan bir grup İzmirli denizseverin, bundan altı yıl önce bir araya gelmesiyle organizasyonun ilk adımı atılmış.
Bugün, uluslararası Spor Balıkçılık Federasyonu tarafından belirlenen özel kurallar çerçevesinde gerçekleşen Vodafone Red Alaçatı Uluslararası Balıkçılık Turnuvası, Murat İyriboz, IGFA Türkiye Temsilcisi Elvio Pennetti ve turizm profesyoneli İlknur İçingir gibi amatör balıkçılık etkinlikleri konusunda uzman isimler tarafından organize ediliyor.
Bu spor dalına verdiğimiz destekle hem Türk sporuna hem de dünyada çok yaygın olmasına rağmen Türkiye’de henüz gelişmekte olan sportif balıkçılığa katma değer sağlıyoruz. Meraklılarının bu spor dalına ulaşmalarını kolaylaştırıyoruz.
Bu sene altıncısı düzenlenen turnuva, bugün Avrupa’nın en büyük balıkçılık yarışmalarından biri kabul ediliyor.
Türkiye için ayrı bir yeri olan ve 1979 yılından bu yana düzenlenen Avrasya Maratonu da, yapılan özel bir anlaşma ile ismini bundan böyle Vodafone İstanbul Maratonu olarak değiştirdi. Okuyucularımıza bu işbirliğinden de bahsedebilir misiniz? İşbirliği neleri kapsıyor, ne kadar süre ile devam edecek? Vodafone Türkiye’nin bu yatırımdan beklentileri neler?
Avrasya Maratonu, Türkiye’nin en büyük katılımlı kitlesel organizasyonu ve 1979’dan bu yana katılımcılarına sporun yanı sıra unutamayacakları bir “İstanbul” deneyimi yaşatıyor. Her yıl yaşlısıyla genciyle, kadınıyla erkeğiyle, 7'den 70'e onbinlerce İstanbullu’yu ve çeşitli ülkelerden profesyonel sporcuları iki kıtanın birleştiği İstanbul Boğazı'nda bir araya getiriyor. Tarihte kıtalararası koşulan ilk yarış olma özelliğine de sahip maraton, Avrupa’nın en iyi 7, dünyanın en iyi 17 maratonu arasında yer alıyor.
Maraton, bu yıl, 34. Vodafone İstanbul Avrasya Maratonu adıyla koşulacak. Böylesi önemli ve geniş katılımlı bir kitlesel organizasyona adımızı vermekten; vatandaşlarımızı sporla, aktif yaşamla buluşturarak sağlıklı yaşam bilincinin ve toplumun yaşam kalitesinin artırılmasına katkı sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Vodafone olarak biz işimiz gereği insanları birbirine bağlıyoruz. Bu kez de İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile el ele vererek kıtaları birbirine bağlayacağız.
Vodafone Türkiye olarak, sahip olduğumuz küresel gücü 34. Vodafone İstanbul Avrasya Maratonu için seferber edeceğiz. Üç yıllık anlaşmamız kapsamında Vodafone İstanbul Avrasya Maratonu’nu daha da büyütmeyi ve dünyanın en büyük 6 maratonundan biri yapmayı hedefliyoruz.
İstanbul, dünyanın en güzel şehirlerinden biri; ama aynı zamanda yoğun ve zorlu yaşam tarzına sahip bir kent. İstanbul’da yaşamak yüksek performans gerektiriyor. İstanbullular bir yandan da şehrin koşuşturması ve hengamesiyle sürekli başa çıkmak zorunda. Yani aslında İstanbullular günlük hayatlarında da birer sporcu diyebiliriz. Buradan hareketle İstanbullulara “gelin, sporcu ruhunuzu 34. Vodafone İstanbul Avrasya Maratonu’nda sergileyin” diyor, tüm İstanbulluları 34. Vodafone İstanbul Avrasya Maratonu’na davet ediyoruz.
Vodafone Türkiye son dönemde gerçekleştirdiği bu yatırımlar ile konumlandırmasını sporun ve sporcunun destekçisi olma yönüne çevirdi diyebilir miyiz?
Vodafone olarak faaliyet gösterdiğimiz toplum için değer yaratma arzusunun bir uzantısı olan sürdürülebilir çalışmalar kapsamında, sağlıklı yaşam bilinci ve toplumun yaşam kalitesinin artırılması hedefiyle hareket ediyoruz.
Spor, kültür-sanat gibi sosyal alanlarda küresel ve yerel çapta önemli yatırımlar yapıyoruz. Tüketicilerimizle gerçek anlamda diyalog kurmak, onlara sesimizi daha iyi duyurabilmek adına bu yatırımları çok önemli ve değerli buluyoruz. Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşümünde, bu dönüşümün ayrılmaz parçası olan sosyal ve kültürel gelişimi, yaptığımız sosyal yatırımlar ile desteklemeye; gerek markamıza gerekse ülkemize değer katacağına inandığımız destek fırsatlarını değerlendirmeye devam edeceğiz.
Vodafone Türkiye’nin yakın zamanda gerçekleştireceği, netleşen yeni spor yatırımları var mı?
Gerek markamız, gerekse ülkemizde spora ve sporcuya değer katacağına inandığımız sponsorluk fırsatlarını değerlendiriyoruz ve değerlendirmeye devam edeceğiz.
Vodafone sporun yanı sıra sanat alanında da önemli destekler sağlıyor. Farklı alanlarda farklı desteklemeler, markanın kimliğini nasıl etkiliyor?
Vodafone Türkiye olarak yaptığımız tüm işlerin kalbinde müşterilerimiz var. Onların ihtiyaç ve beklentileri bizim ürün ve servislerimizi şekillendirmemizde yol haritamız oluyor. Her ne kadar teknoloji odaklı bir şirket olsak da farklılaşmak ve tüketicilerle daha yakın ilişki kurabilmek için farklı alanlarda da var olmak durumundayız. Nitekim, farklı alanlarda sunduğumuz desteklerle farklı kesimlere ulaştığımızı, aslında bir anlamda da her kesimden insanı kapsadığımızı söyleyebiliriz.
Tüketicilerimizle gerçek anlamda diyalog kurmak, onlara sesimizi doğru biçimde duyurmak adına sosyal alanda yatırımlar bizim için büyük önem taşıyor. Dolayısıyla bu aktivitelerin içinde birebir varlık göstermeyi bir yandan daha sağlıklı, daha sürdürülebilir bir Türkiye’nin inşası için gereklilik olarak görürken; diğer yandan tüketicilerimize ulaşmak, onların yanında olduğumuzu hissettirmek yolunda da değerli bir noktada konumlandırıyoruz.
Anasayfa'ya Dön
YORUM YAZIN
Max. 255 karakter girebilirsiniz
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok