Türk siyasi hayatında yer alan Cumhurbaşkanlarının İmajları

Oğuz Göksu 1980 sonrasında Türk siyasi hayatında yer alan Cumhurbaşkanlarının İmajları üzerine bir inceleme

Amaç ve Yöntem Bu çalışmada liderlik kavramı üzerinde durulacak ve bir cumhurbaşkanının hangi özelliklere sahip olması gerektiği tar- tışılacaktır. İmajın cumhurbaşkanlarının siyasi hayatlarındaki önemi vurgulanarak beş cumhurbaşkanının imaj kodlarının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu makale, cumhurbaşkanlarının imajına yönelik olarak yapılan çalışmalar arasındaki bir boşluğu kapatmayı, sonraki çalışmalara emsal teşkil etmeyi ve Türk siyasal kültürü içerisinde ideal bir cumhurbaşkanı imajının nasıl olması gerektiğine yönelik tavsiyelere veri tabanı oluşturmayı hede emektedir. 1980 darbesinden sonra tarihsel akışa göre Kenan Evren (1982-1989), Turgut Özal (1989-1993), Süleyman Demirel (1993-2000), Ahmet Necdet Sezer (2000-2007) ve Abdullah Gül (2007-2014) Cumhurbaşkanlığı görevini yürütmüşlerdir. Bu çalışma 1980 darbesi sonrasında görev yapan beş cumhurbaşkanının genel imajları hakkındaki algıyı ortaya koymayı amaçlamaktadır. Cumhurbaşkanlarının halka yakınlığı, toplumla olan iletişimi, farklı kesimlerce nasıl değerlendirildiği, hangi kişilik özelliklerine sahip olduğu, lakaplarının olup olmadığı ve genel imajları değişkenler olarak incelenmektedir. Bu değişkenler doğrultusunda imaj kodlarını belirlemek için aşağıda yer alan alt amaç sorularına yanıt aranmaktadır:
S.1. Makalede incelenen cumhurbaşkanlarının fiziksel özellikleri nelerdir? S.2. Makalede incelenen cumhurbaşkanları hangi tarz kıyafetleri tercih etmektedirler?
S.3. Makalede incelenen cumhurbaşkanlarının beden dili kullanımı nasıldır? S.4. Makalede incelenen cumhurbaşkanlarının lakapları var mıdır, varsa nelerdir? S.5. Makalede incelenen cumhurbaşkanlarının retorik konusunda başarılı mıdır? S.6. Makalede incelenen cumhurbaşkanlarının kişilik özellikleri nelerdir? S.7. Makalede incelenen cumhurbaşkanları duygusal zeka yeteneklerine sahip midir? S.8. Makalede incelenen cumhurbaşkanlarının genel imajı hangi unsurları içermektedir?
Bu makalede cumhurbaşkanları imajlarının basın yansımaları; gazete haberleri, köşe yazıları, karikatürler, yazı dizileri ve fotoğraflar altı yazıları üzerinden retrospektif (geriye doğru) arşiv taraması yöntemiyle elektronik arşivlerden elde edilmiştir. Cumhurbaşkanlarının fiziksel özellikleri, giyim tarzları, lakapları, kişilik özellikleri, retorikleri, duygusal zeka (EQ) nitelikleri, beden dili kullanımları ve genel imajları; haberler, köşe yazıları ve karikatürler bağlamında incelenmiştir. Betimsel ve içerik analizi teknikleri, Aristoteles’in retorik tanımlaması doğrultusunda, Kazancı’nın imaj ve etik hakkındaki görüşleri ışığında, Goleman’ın duygusal zeka anlayışı paralelinde, Kaynak ve Mete’nin postmodernizm kavrayışı yönünde ve Luecke’nin etkili iletişim perspektifinde uygulanmıştır. Betimsel analiz tekniği, cumhurbaşkanlarının imajlarının fotoğrafını çekebilmek ve cumhurbaşkanları hakkındaki toplumsal algıyı ortaya koyabilmek ereği ile tercih edilmiştir. Geçmişten günümüze internette erişime açık ve ücretsiz olan başta Milliyet olmak üzere, Hürriyet, Zaman, Sabah ve Vatan gazetelerinin elektronik arşivlerinin betimsel analiz ve içerik analizi yapmaya elverişli olması sebebiyle araş- tırma kapsamında bu gazeteler kullanılmıştır. Ayrıca farklı medya patronlarına ait gazeteler seçilerek olabildiğince objektif çıkarım yapma hedefi bu gazetelerin tercih edilme sebepleri arasındadır. Araştırma, siyasilerin cumhurbaşkanı olarak seçilmelerinin ardından bir ay süreyle -internetteki en derin gazete arşivi olması sebebiyle- Milliyet gazetesinde yer alan haberler, köşe yazıları, karikatürler ve yazı dizileri temel alınarak betimsel analiz ve içerik analizi teknikleriyle gerçekleştirilmiştir.
Araştırma süresi olan bir aylık zaman zarfı dışında farklı dönemlerde cumhurbaşkanlarının imajlarıyla doğrudan alakalı olan haberler, köşe yazıları ve karikatürler de araştırmaya dahil edilmiştir. 1983 ile 2013 yılları arasında elektronik arşivlerde bulunabilen yazı dizileri, muhtelif zamanlarda yayınlanan farklı tandanstan görüşler ve hangi fraksiyondan geldiğine bakılmaksızın çeşitli yorumlar çalışmada yer almıştır. Çalışmanın sınırlılıkları; gazetelerin elektronik arşiv sistemlerinin yeterince gelişmemiş olması ve bazı gazetelerin elektronik arşivlerine ulaşmanın ücrete tabi olmasıdır. Makalenin 1980 sonrasında görev yapan cumhurbaşkanları ile sınırlanması; o dönemden itibaren değişen para- digmalar ve devlet geleneği nedeniyle imajın siyasal liderler için en önemli değişkenlerden biri olmasıdır. İmaj kodları içinde retorik, duygusal zeka, fiziksel özellikler ve etkili iletişim konularına ağırlık verilmesinin nedeni lider imajlarının ana hatlarının bu unsurlar üzerine inşa edilmesidir. Çalışma kapsamında ulaşılan bulgular kategorisel içerik analizi ile Tablo 1 ve Tablo 2’de tasnif edilmiştir. Tablo 1’de kullanı- lan imaj kodları; fiziksel özellikler, giyim tarzı, beden dili, retorik ve kişilik özellikleri unsurları Sampson (1995: 21)‘ın oluşturduğu kişisel imaj unsurlarına göre belirlenmiştir. Bu çerçeveye ek olarak imaj kodları arasına değişen siyasal imaj tasarımı öngörüsüyle lakap ve duygusal zeka nitelikleri de eklemlenmiştir. Cumhurbaşkanları imajlarının ‘değişkenlere göre’ incelenmesi sonucunda elde edilen nitel veriler Kenan Evren’in İmaj Çözümlemesinin Sonucu; orta boylu bir yapıya sahiptir. Otoriter, diplomatik ve mesafeli kişilik özellikleri olan Evren, eski bir devlet adamı olarak takım elbise giymeyi tercih ederken, askeri üniformalı görüntüleri de imajına eklemlenmiştir. ‘Netekim Kenan’ ve ‘Kenan Paşa’ lakaplarıyla anılan Evren, etkisiz ve pasif bir beden dili kullanırken genel olarak asker, laik ve devletçi bir imaja sahiptir. Otoriter, diplomatik ve mesafeli bir kişiliği olan Evren’in, duygusal zeka yönü güçlüdür ve görev süresince bu niteliğini doğru kullanmayı bilmiştir. Turgut Özal’ın İmaj Çözümlemesinin Sonucu; kısa boylu ve kilolu olan 8. Cumhurbaşkanı, kişilik özellikleri açısından samimi, halktan biri ve yenilikçi bir imaja sahiptir. Sık olmamakla birlikte sportif giyinen Özal, teamüller gereği takım elbise kullanmıştır. ‘Ton ton amca’ lakabına sahip Özal’ın, etkili ve aktif bir beden dili vardır. Duygusal zeka konusunda başarılı olan Özal, düşüncelerini yerinde ve zamanında ifade etmeyi bilmiştir. Özal’ın genel imajı liberal, girişimci ve doğaldır.
Süleyman Demirel’in İmaj Çözümlemesinin Sonucu; orta boylu ve kilolu bir fiziksel yapıya sahiptir. Hazır cevap, zeki ve ikna edici kişisel özellikleri olan Demirel, her zaman takım elbiseyi giymeyi tercih etmiştir. ‘Morrison Süleyman’, ‘Çoban Sülü’ ve ‘Baba’ lakaplarıyla anılan Demirel’in etkili ve aktif bir beden dili kullanımı vardır. Önemli bir bilgi birikimine sahip olan Demirel, selefi gibi duygusal zekasını en iyi şekilde kullanmıştır. Demirel’in genele hitap eden, saygın ve tecrübeli imajı toplum tarafından kabul görmektedir. Ahmet Necdet Sezer’in İmaj Çözümlemesinin Sonucu; kısa boylu olan 10. Cumhurbaşkanı, olgun, mesafeli ve seçkinci kişilik özelliklerine haizdir. Takım elbise giyme geleneğini sürdüren Sezer’in siyasi bir lakabı bulunmamaktadır. Beden dili konusunda etkisiz ve pasif olan Sezer, duygusal zeka konusunda oldukça başarılı davranışlar sergilemiştir. Sezer, genel anlamda teknokrat, elitist ve laik bir imaja sahiptir. Abdullah Gül’ün İmaj Çözümlemesinin Sonucu; sakin, sağduyulu ve ihtiyatlı bir kişiliği olan Abdullah Gül ise orta boylu olup fazla kilolu olmayan bir fiziksel görünüşe sahiptir. Gül, toplumun karşısına istisnasız takım elbise ile çıkarken yalnızca pazar günleri kravat kullanmamaktadır. Beden dili kullanımı konusunda Gül’ün başarılı olduğu söylemek gerçekçi bir tespit olmayacaktır. Pasif bir duruş sergileyen Gül’ün beden dili kullanımı ve tonlama konusunda eksik yönleri bulunmaktadır. Herhangi bir lakabı bulunmayan cumhurbaşkanı genel anlamda muhafazakar, teknolojiyi takip eden ve güvenilir bir imaj çizmektedir.

Kenan Evren İmajı

screen-shot-2016-09-28-at-17-38-079 Kasım 1982 ile 9 Kasım 1989 tarihleri arasın- da cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Kenan Evren, Türkiye Cumhuriyeti’nin 7. Cumhurbaşkanı’dır. 17. Genelkurmay Başkanı olarak da görev yapan Evren, araştırmaya göre askeri geçmişi, 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştiren grubun başında yer alması ve ordunun yönetime el koyduğunu açıkladığı konuşmasıyla hafızalara kazınmıştır. Asker kökenli bir cumhurbaşkanı olan Evren, basında sıklıkla askeri üniforması ile kullanılmaktadır. Milliyet gazetesinde 1982 yılının kasım ayında çıkan 14 ve çeşitli dönemlerde Evren’in doğrudan imajıyla ilgili olarak yapılan 8 haber incelendiğinde cumhurbaşkanlığı döneminde nadiren ülke çapında ziyaretlerde bulunan Evren’in, halkın arasına karışmaktan imtina ettiği görülmüştür. Askerlikten kalma bir alışkanlık olarak hiyerarşiye çok önem veren Evren’in, ikili ilişkilerinde mesafeli, otoriter ve diplomatik davrandığı sonucuna ulaşılmıştır. Evren, duygusal zeka kullanımını konusunda oldukça başarılıdır. Kendine hakim olması, olgun davranması ve stresle başa çıkabilmesi önemli niteliklerdir. Laiklik konusunda çok hassas olan Evren’in, devletçi bir tutum sergilediği ve devletçilik geleneğini devam ettirmeye yönelik uygulamalar geliştirdiği sonucuna ulaşılmıştır.
Orta boylu bir cumhurbaşkanı olan Evren’in kıyafetlerinde tercih ettiği renkler, klasik devlet adamı anlayışını simgelemektedir. Araştırma sonunda görülmüştür ki, Evren’in farklı zamanlarda 12 Eylül 1980 darbesiyle ilgili yaptığı şu açıklamalar; ‘Bugün olsa yine darbe yapardık’, ’Asmayalım da besleyelim mi’, ‘Adaletli olmak için bir sağdan bir soldan astık’ şeklindeki beyanatları toplumun darbe karşıtı kesimi tarafından tepkiyle karşılanmıştır ve Evren’in genel imajını olumsuz yönde etkilemiştir. Diğer yandan Evren’in, 1980 öncesindeki toplumsal kaosun bir günde bitirilmesi nedeniyle halkın bir kısmı tarafından günümüzde saygıyla anıldığı sonucuna varılmıştır.

Turgut Özal İmajı

screen-shot-2016-09-28-at-17-38-18Turgut Özal, 9 Kasım 1989 ile 17 Nisan 1993 tarihleri arasında Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı olarak görev yapmıştır. Araştırmaya göre Bedri Koraman’ın ve diğer karikatüristlerin Özal hakkındaki 9 karikatürü ve Milliyet gazetesindeki karikatürler incelendiğinde muhafazakar ve liberal imgeler içeren karikatürlere ulaşılmıştır. ‘Halktan biri’ gibi davranan Özal’ın, toplumun orta ve alt sosyal sınırlarını oluşturan vatandaşların kendisine yakın hissettiği cumhurbaşkanlarından bir tanesi olduğu görülmüştür. Mütedeyyin bir lider olan Özal’ın, bu kimliğini belli dönemlerde ortaya çıkardığı sonucuna varılmıştır.
9 Kasım 1989 ile 8 Aralık 1989 tarihleri arasında Milliyet gazetesi incelendiğinde; statükodan uzak, liberal bir siyaset anlayışını benimseyen Özal, Türkiye’yi serbest pazar ekonomisine geçiren lider olarak görülmektedir. Türk siyasetinde hem başbakanlık hem de cumhurbaşkanlığı yapan liderden biri olarak da siyasi tarihte önemli bir yere sahiptir. Retrospektif arşiv taramasına göre, Özal’ın başbakanlığı döneminde yaptığı icraatlarının cumhurbaşkanlığı dönemindeki imajına da yansıdığı sonucuna varılmıştır. Risk almaktan çekinmeyen Özal’ın zaman zaman teamüllerin dışına da çıktığı görülmüştür. Çoğunlukla takım elbiseyi tercih eden Özal, siyasi tarihimizde ilk kez bir cumhurbaşkanı olarak Türk ordusunu şort ile selamlamıştır. O dönemde çeşitli tartışmalar yaşanmasına karşın, selamlama anının kameralara yansıması unutulmaz bir enstantane olarak kayıtlara geçmiştir. Gazete taramaları sonucunda Özal’ın, aile hayatıyla bütüncül bir cumhurbaşkanı imajı yarattığı görülmüştür. Özal’ın imajını etkileyen diğer ailevi unsurlar eşi Semra Özal ve oğlu Ahmet Özal’dır. Milliyet ve Hürriyet gazetelerinde Özal hakkındaki 21 haber, fotoğraf altı yazısı ve köşe yazısı incelendiğinde Özal’ın soğukkanlı, attığı adımları hesap eden, liberal bir tavır sergileyen, istişareye önem veren ve metanetli bir lider olduğu, başbakanlığının ardından cumhurbaşkanlığı döneminde de bu imajını koruduğu sonucuna ulaşılmıştır. Özal’ın cumhurbaşkanlığı döneminde halk ile etkili bir iletişim kurması ve duygularını kontrol edebilmesi onun oldukça iyi bir duygusal zekaya sahip olduğunun açık delilleridir.

Süleyman Demirel İmajı

screen-shot-2016-09-28-at-17-38-30Süleyman Demirel 16 Mayıs 1993 ile 16 Mayıs 2000 tarihleri arasında Türkiye’nin 9. Cumhur- başkanı görevini ifa etmiştir. Tarihimizin en uzun siyasi yaşamına sahip aktörlerinden biri olan Demirel, cumhurbaşkanı olmadan önceki dönemde oluşturduğu siyasi kariyeri ile ayırt edici imaj kodlarını belirginleştirmiştir. Demi- rel’in beden dili kullanımındaki en dikkat çekici unsur fötr şapkası ile miting meydanlarından halkı selamlamasıdır. Parti başkanlığı dönemin- de oluşan bu imaj cumhurbaşkanlığı yıllarında da süre gelmiştir. İncelenen 26 haber, köşe yazısı ve karikatür göstermiştir ki, Türk siyasetinin ‘Baba’sı Süleyman Demirel, hafızalara halka hitap ettiği konuşmalarının ardından salladığı fötr şapkası ile kazınmıştır. Türk siyasetinde başa güreşen tüm liderler ‘halktan biri’ imajı yaratmaya çalışmıştır. Bunun en güzel yansımasının eski cumhurbaşkanı ve başbakanlardan Süleyman Demirel’de görüldüğü kanaatine ulaşılmıştır. Hazır cevapları, zekası ve ikna edici üslubu Demirel’in özellikle altmış yaş üstü vatandaş- larda uyandırdığı saygınlık en önemli nitelikleridir. Gazete taramaları sonucunda Demirel imajını oluşturan önemli unsurlardan biri Güniz Sokak’tır. Eski cumhurbaşkanının evinin bulunduğu Güniz Sokağı’n adeta Demirel ile özdeşleşerek imajının bir parçası haline geldiği görülmüştür. Siyasi hayatı boyunca Süleyman Demirel literatüre giren pek çok söz dile getirmiştir. ‘Demokrasilerde çare tükenmez’, ‘Dün dündür, bugün bugündür’, ‘Binaenaleyh’, ‘Yollar yürümekle aşınmaz’ gibi çok sayıda ifadenin Demirel’in imajının oluşmasına katkı sağladığı sonucuna varılmıştır. Demirel’in diğer siyasiler- den ayrıldığı nokta; burjuva aydın karakterine köylü kimliğini eklemleyebilmesidir. Seçim kampanyalarında ve uzun siyasi hayatında uygun siyasi ortam oluştuğu dönemlerde aydın-köylü imajını başarıyla kullanmıştır.
Türk siyasetinin ‘Baba’sı Demirel’in EQ seviyesine bakıldığında; siyasi hayatı boyunca seçmenleri ile etkili iletişim kurduğu ve geçmi- şini siyasi hayatında bir koz olarak kullanmayı bildiği görülmektedir. Duygularını etkin şekil- de kullanmış, nerede ne söylemesi gerektiğini iyi bilerek imajına zarar verecek davranışlar sergilememiştir. Düzenli aile hayatı, kültürel ve entelektüel donanımı Demirel’in EQ’sunu büyük oranda doğru kullanmasını sağlamıştır.

Ahmet Necdet Sezer İmajı

screen-shot-2016-09-28-at-17-38-4616 Mayıs 2000 tarihinde göreve gelen Ahmet Necdet Sezer, Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. Cumhurbaşkanı görevini yürütmüştür. Sezer’in EQ seviyesi çok iyidir; halkla olan iletişimi dışında devlet kademesindeki önemli çevrelerle etkili bir iletişim kurmuştur. Konuşmaları sırasında ses tonu sabit kalan Sezer, uzun söylevlerinde dikkati kendinde toplamakta zorlanmıştır. Cumhurbaşkanı Sezer’in herkes tarafından kullanılan bir lakabı bulunmamaktadır. Beden dili kullanımında Sezer’in etkisiz olduğu görülmektedir.
Hürriyet, Milliyet ve Sabah gazetelerinde yer alan 31 habere incelendiğinde seçkinci tavrı, mesafeli duruşu, çok az sayıda yurt içi ve yurt dışı gezisine çıkması, adeta Çankaya Köşkü’ne demir atması Sezer’i halktan kopa- ran davranış şekilleridir. Sezer’in eski anayasa mahkemesi başkanı olması aristokrat bir havasının olmasına zemin hazırlayan önemli unsurların başında gelmektedir. Elitist tavrı nedeniyle medya ile ilişkilerinde daima belli bir mesafe olan Sezer, kültürel geçmişi, eğitim hayatı, muhatap olduğu çevre ve fikir dünyası bakımından seçkinci bir tarza sahiptir. 16 Mayıs 2000’de Milliyet, Zaman, Hürriyet, Sabah ve Vatan’da çıkan haberler incelendiğinde Sezer’in hukuk ve laiklik vurgusu yaptığı görülmüştür. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile Milli Güvenlik Kurulu’nda yaşanan anayasa fırlatma hadisesi kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştır. Sezer’in cumhurbaşkanlığı döneminde Çankaya Köşkü’nü özel davetleri için kullanmaması, limuzine binmemesi, özel işleri için sivil araç kullanması, Çankaya Köşkü’nün giderlerinin azaltılması, kendisinin ya da ailesinden herhangi bir ferdin hiçbir yolsuzluk olayına karışmaması Sezer’in dürüst devlet adamı imajını pekiştiren diğer önemli unsular olduğu görülmüştür. Cumhurbaşkanlığı sürecinde Sezer’in 3 Kasım 2002’de AK Parti’nin iktidara gelmesinin ardından Çankaya Köşk’ünde verdiği resepsiyonlarda milletvekillerine teamüllerin aksine eşsiz davetiye göndermesi o dönemde büyük gündem yaratmıştır.

Abdullah Gül İmajı

screen-shot-2016-09-28-at-17-39-0311. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 28 Ağustos 2007 tarihinde göreve gelmiştir. Siyasete atılmadan önce akademisyen olan Gül doçent unvanına sahip ilk ve tek cumhurbaşkanıdır. Gül ile ilgili incelenen 36 habere göre devlet adamlığı tecrübesine sahip 11. Cumhurbaşkanı, kendinden emin, diplomatik bir tavra sahiptir. Halk üzerinde önemli saygınlığı olan güvenilir bir lider imajı çizmektedir. Eşi Hayrünnisa Gül diğer cumhurbaşkanı eşlerinde olduğu gibi tüm protokollerde, yurt içi ve yurt dışı gezilerinde Abdullah Gül ile birlikte yer almaktadır. İncelenen 12 köşe yazısına göre Gül’ün siyasi kariyerinin muhafazakar bir gelenekten gelmesi kamuoyunda çeşitli tartışmalara sahne olmuştur. Cumhurbaşkanı olmadan önce görev yaptığı siyasi partinin iktidarda olması ve çok sayıda yasanın hızlı bir şekilde cumhurbaşkanının onayından geçerek yasalaşması, Gül’ün tarafsızlığını kısmen yitirdiği yorumlarının yapılamasına neden olmuştur.
Gazete taramaları sonucunda anlaşılmıştır ki, Amerika ziyareti sırasında Silikon Vadisi’ne gitmesi ve burada teknoloji devleriyle yaptığı görüşmelerde yetkililerden F klavye isteğinde bulunmasının yanı sıra Twitter’ı aktif şekilde kullanması, güncel olaylar hakkında buradan mesaj yayınlaması, gerçekleştirdiği ziyaretlerin fotoğra arını Twitter üzerinden paylaşması Gül’ün alışılagelmiş ulaşılmaz ve mesafeli devlet adamlığı imajından sıyrılmasını sağlamış ve özellikle gençler üzerinde dikkat çekici bir algı yaratmıştır. Siyasi konulara olan hakimiyeti, açıklamalarındaki düzey, ifadelerinin netliği ve gaf yapmaması Gül’ün EQ seviyesinin bulunduğu konumu kaldırdığını göstermiştir. Genel imajına bakıldığında, gerilim yaratan toplumsal olaylarda sağduyulu davranması, toplumu yatıştırıcı mesajlar vermesi, yurtiçi gezileriyle halkın arasına karışması ve vatandaşlarla birebir iletişime geçmesi Gül’ün cumhurbaşkanlığı makamı ile halk arasındaki mesafenin kapanmasına yardımcı olduğunu göstermiştir.
Sonuç İdeal bir cumhurbaşkanı imajını çizildiğinde; halkın içinden gelen, devletle toplum arasındaki duvarları yıkan, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da aktif bir cumhurbaşka- nının kamuoyunda daha fazla kabul göreceği düşünülmektedir. Her şeyden önce halkın ortak değeri olması gereken cumhurbaşkanı tarafsız kalma erdemini kesinlikle yıpratmamalı ve buna zarar verecek en ufak bir söylem ya da eylemden uzak durmalıdır. Kendinden emin, güçlü ve kararlı bir cumhurbaşkanı halkına güven verecektir. Görsel kimlik ve liderlik nitelikleri bütünleşerek liderin imajını meydana getirir. Cumhurbaşkanlarının imajları, günümüz siyasetinde farkındalık yaratarak ayrıştırıcı nitelik kazanmalıdır. Bir toplumun tamamını temsil eden cumhurbaşkanlığı makamı ve o makamlarda oturan kişiler birbirinden çok farklı imajlara sahiptirler. Farklı etnik ve dini kimlikleri bir potada eriten Türkiye’de toplumsal kırılmalar meydana gelmiştir. Buna bağlı olarak halkın değişik katmanlarından gelen beş cumhurbaşkanının imajı kısmi benzerlikler gösterse de temelde birbirinden farklı niteliklere sahiptir. Bu imajlar kamuoyunda homojen şekilde algılanmamaktadır. Toplumun ideolojik açıdan birbirinden uzak kesimleri tarafından cumhurbaşkanları imajları ön yargılı biçimde algılanmaktadır ve bu nedenle ortak bir değer ve nitelik üzerinde uzlaşmak oldukça güçtür. screen-shot-2016-09-28-at-17-39-39
 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER