Tüketicinin Bilinçdışını Anlayan Kazanır
Dr. Yener Girişken
Gözlemlediğim önemli konulardan biri de pazarlamacıların önemli bir
kısmının operasyona fazlaca odaklanmaları ve insana nasıl dokunacaklarını
çok da düşünmemeleri.
Pazarlamadaki değişim son yıllarda giderek hızlanıyor. Öyle ki; son 10 - 15
yılda yaşanan değişimin ondan önceki 100 yıldaki değişimden bile daha fazla
olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır. Bu değişim hem akademik hem de
profesyonel bakımdan kendini gösteriyor. Teknolojik gelişmeler, beyin
görüntüleme sistemlerinin hızla değişmesini sağladı, bu gelişim sonucunda
cihazlar ucuzladı ve yaygınlaştı. Geldiğimiz noktada son derece heyecan
verici bir durum ortaya çıktı. Tarihte ilk defa sosyal bilimlerle pozitif bilimler
birbirine bu denli yaklaştı ve nöro-pazarlama denilen disiplinler arası bir alan
doğdu. Peki, Türkiye’de bu değişim ne kadar hissediliyor? Pazarlama
akademisyenleri gelişen yeni alana gerektiği kadar eğilebiliyor mu? Şirketler
pazarlama stratejilerini belirlerken nöro-pazarlama bulgularından ne kadar
faydalanıyor?
İşimiz gereği pazarlama dünyasından birçok profesyonelle aynı masanın
etrafında oturup, atılacak adımları tartışıyoruz. Tartıştığımız konular kimi
zaman yeni tasarlanan ambalajın özellikleri, bazen yeni çekilen reklamın nasıl
optimize edileceği ya da şirketin algısını güçlendirmek için hangi marka kişiliği
özelliklerinin ön plana çıkması gerektiği oluyor.
Ancak tüm bu tartışma sürecinde gözlemlediğim önemli konulardan bir tanesi,
pazarlamacı dostlarımın önemli bir kısmının operasyona fazlaca
odaklanmaları ve insana nasıl dokunacaklarını çok da düşünmemeleri.
Halbuki biz pazarlamacıların en temel görevi öncelikle insanı anlamak ve
onun karar verme süreçlerini çok iyi bir şekilde özümsemektir. İnsanı anlamak
için de onların duygusal süreçlerine girebilmek son derece önemli. İşte tüm
pazarlama süreçlerinde bizim katkımız, gerçekleştirdiğimiz nöro ölçümlerin
sonucunu yorumlamak ve karar vericilere aktarmak.
Pazarlamacının En Güçlü Kası Sezgileridir!
Malcolm Gladwell’in ABD’de en çok okunan kitaplar listesinde uzun süre
liderliği bırakmayan Blink isimli kitabında birçok örnekle anlattığı gibi insanlar
kararlarını sezgileriyle veriyor. Bir pazarlamacının da en güçlü kası sezgileri
olmalı, çünkü ancak sezgilerini etkin biçimde kullanarak müşterisinin hislerini
modelleyebilir, onun fonksiyonel ve sembolik faydasına ilişkin beklentisini
öngörebilir. Ancak pazarlama departmanındaki günlük operasyonlar ve düne
yetişmesi gereken işlerden ötürü marka yöneticileri pazarlama alanındaki
kararlarını verirken sezgilerine gerektiği kadar başvuramayabiliyorlar. Bu
durumda pazarlama araştırmaları marka yöneticilerinin imdadına yetişiyor.
Ancak her pazarlama araştırma metodolojisi benzer şekilde fayda sağlıyor
mu?
21. Yüzyılın başından itibaren özellikle gelişen beyin görüntüleme tekniklerinin
yardımıyla insanın bilinçdışının davranışlarına etkisinin bilincin etkisinden çok
daha fazla olduğu anlaşıldı. Özellikle 2002 Nobel Ödülünü alan Prof Daniel
Kahnemann’ın Hızlı ve Yavaş Düşünme kitabında da altını çize çize belirttiği
gibi insanı anlamak istiyorsak onun duygusal süreçlerini de anlamamız
gerekiyor çünkü insan, sanıldığı kadar rasyonel bir varlık değil. Tüketiciler de
satın alma kararlarını mantıksal değerlendirmelerden ziyade duygusal
etmenlerin yönlendirmesiyle veriyorlar. İnsanın nasıl karar vereceğini
öngörebilmek için onun bilinçdışına ışık tutmak gerekiyor. Bilinçdışını anlamak
önemli; çünkü karar verme süreçlerini yönlendiren bilinç olmadığı için
insanlara sadece sorular sorduğumuzda aradığımız cevapları bulamıyoruz.
Dolayısıyla artık markalar tüketicilerin hislerini nasıl harekete geçireceklerini
bulgulayabilmek için sıklıkla nöropazarlama araştırmalarına başvuruyorlar.
Gönüllü Denek Pazarlama Uyaranını Deneyimlerken Beyin Görüntülemesi ve
Göz Takibi (Eye Tracking) Gerçekleştiriliyor
Bu çalışmalar kapsamında çeşitli beyin görüntüleme teknikleri ve göz takibi
sistemlerinden faydalanılıyor. Türkiye’de ve dünyada gerçekleştirilen
akademik ve profesyonel çalışmalar yan yana gidiyor. Son zamanlarda birçok
uluslararası bilimsel pazarlama dergisi nöropazarlamaya ilişkin özel baskılar
yaptı. Bu disiplinler arası alanla ilgili Türkiye’de de birçok makale yayınlandı,
konferanslarda konuşmalar yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Hatta
tarafımca yazılan nöropazarlama kitabı Türkiye’de bu alanda yazılan İlk kitap
olarak Ekim ayında raflarda yerini alacak. Şimdiden keyifli okumalar.
Anasayfa'ya Dön
Dr. Yener Girişken
Thinkneuro – CEO
İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Gör.
@yenergirisken
yener@girisken.com
YORUM YAZIN
Max. 255 karakter girebilirsiniz
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok