Sinem Mercan

Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketini belirlemek amacıyla düzenlenen Türkiye 100 Yarışması, şirketlere küresel arenada görünürlüğü artırma ve uluslararası bağları güçlendirme imkanı sunuyor. Türkiye 100 şirketlerinin artan görünürlükleri sonrasında ticaret hacimleri artıyor. İhracat pazarları genişliyor. Yabancı yatırımcıların da ilgisini çekmeye başlıyorlar.

Türkiye 100, Türkiye’nin hızlı büyüyen 100 yıldız şirketini tespit etmek amacıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin öncülüğünde ABD merkezli AllWorld Network ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) işbirliğinde gerçekleştirilen bir girişimcilik yarışması. Dereceye giren şirketlerin başarıları kutlanıyor, tescilleniyor ve ödüllendiriliyor. 2011’de ilkinin düzenlendiği yarışmanın bu yıl dördüncüsünü gerçekleştirilecek. Şirketlerin 2012- 2015 dönemindeki satış gelirleri büyüme hızlarına göre değerlendirildiği yarışmanın başvuruları 15 Ekim’de sona erdi. Yarışmaya bu yıl da ilginin yoğun olduğunu ifade eden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile yarışmaya dair detayları ve Türkiye’de girişimciliğin durumu üzerine konuştuk.

Türkiye 100 yarışması hakkında bilgi alabilir miyiz?

Türkiye 100 yani Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirket yarışmasını TOBB olarak, TEPAV’ın ve Harvard Üniversitesi Allworld Network’ün desteği ile düzenliyoruz. 2011’de ilkini düzenlediğimiz yarışmanın bu yıl dördüncüsünü yapacağız. Türkiye 100 yarışmasında temel amacımız hızlı büyüyen şirketlerimizin görünürlüklerini artırmak, yurtiçi ve dışında yeni pazar ve ortaklık imkanları sunmak, böylece onların yüksek büyüme hızlarının sürdürülebilir olmasını sağlamaktır.

Daha zengin ve daha güçlü bir Türkiye için çok sayıda hızlı büyüyen şirketlere ihtiyacımız var. Hızlı büyüyen şirketleri aynı zamanda ekonominin sürükleyici gücü olarak görüyoruz.

Bu şirketlerin görünürlüğünü artırmalıyız, başarılarını tescil etmeliyiz ki, diğer şirketler de hızlı büyüyen şirketlerden ilham alsınlar. Türkiye’de başarılı girişimcilerin ödüllendirilmesine ve tüm girişimcilerin cesaretlendirilmesine ihtiyaç var. Biz de TOBB olarak burada üzerimize düşeni yapıyoruz.

Türkiye 100’e aşağıda sıralanan kriterleri sağlayan şirketlerin başvurularını kabul ediyoruz:

• 31 Aralık 2011 ve öncesinde kurulan,

• 2012 yılında en az 300 bin TL satış gelirine sahip,

• 2015 yılında en az 1 milyon TL satış gelirine sahip,

• 2012-2015 döneminde satış gelirlerini en az yüzde 10 oranında artıran şirketler.

Ayrıca;

• Kamu ortaklığı ve/veya halka açık olan şirketlerin başvuruları geçerli sayılmaz.

• Başvuracak şirketlerin merkezlerinin Türkiye’de bulunması gereklidir.

• Yurtdışı merkezli bir şirketin Türkiye şubesinin başvurusu kabul edilmez.

• Ortakları arasında Türkiye dışındaki ülkelerin vatandaşları olan şirketler de başvurabilir.

• Hisselerinin yüzde 51’inden fazlası halka açık başka bir şirkete ya da bir kamu şirketine ait olan şirketler başvuramaz.

• Kar amacı gütmeyen şirketler başvuramaz.

• Holdinglerin başvurusu kabul edilmez; bir holdingin çatısı altındaki şirketlerse başvurabilir.

• Franchise işletmeleri başvuramaz.

• Otomobil galerisi, bankalar ve elektrik, gaz ve su sağlayıcıların başvuruları kabul edilmez.

İstanbul’u girişimcilik merkezi yapmamız lazım. Girişimcilerin İstanbul’a gelip fikirlerini hayata geçirmesi için hem fiziki hem de mevzuat düzenlemelerini hayata geçirmeliyiz. O zaman ülkemizden de birçok yeni dünya markası çıktığını göreceğiz.

Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketine iki ödülümüz var. Bunlar;

(I) ABD Programı:

• Türkiye 100 sıralamasında ilk 15’te yer alan şirketlerin temsilcilerinin ABD Programına katılmak için ulaşım, konaklama ve programlara giriş ücreti ile ilgili masraflarının tamamı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından karşılanacak.

• Türkiye 100 sıralamasında ikinci 15’te (16.’dan, 30.ya) yer alan şirketlerin temsilcilerinin ABD Programı masraflarının yüzde 50’si Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından karşılanacak.

• Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından verilecek ödül, her şirketten 1 kişinin katılımını kapsıyor.

(II) Mini MBA Programı:

İlk 100’e giren şirketlerin yönetim kademesindeki temsilcileri TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nin uzaktan eğitim fırsatı ile mini MBA programına ücretsiz katılma hakkı kazanacaklar. Bu program günümüzün rekabetçi, dinamik ve teknoloji yoğun iş ortamındaki yöneticilerin bireysel yetkinlik geliştirme ihtiyaçlarını karşılanabilmesine yönelik hazırlandı.

Odak noktası deneyim ve iş yaşamı olan mini MBA programı, iş hayatında eksikliğinde büyük sorunlar yaşanabilen girişimcilik, pazarlama, finans, ticaret hukuku, insan kaynakları gibi konularda yöneticilerin bilgi birikimlerini artırmayı hedefliyor.

Şirketlerin yarışmaya ilgisi nasıl?

2011’den bu yana yarışmaya olan ilgi her yıl artıyor. Ancak hala bazı şirketlerimizin başarılarının görünür kılınmasından bir çekincesi var. Belki de kıskanılmaktan çekiniyorlar. Ancak ben her yıl her fırsatta başarılı, hızlı büyüyen şirketleri Türkiye 100’e başvurmaya davet ediyorum.

Başarılı girişimcilerin sadece Türkiye’de değil dünyada da önünü açıyorsunuz bu yarışmayla? Neler yapıyorsunuz mesela bu doğrultuda açıklar mısınız?

Şirketleri ABD’ye götürüyoruz. Harvard Üniversitesi’nde girişimcilik ve liderlik dersleri almalarını sağlıyoruz. Daha sonra ABD’li yatırımcılarla bir araya getiriyoruz. Türkiye 100 şirketlerinin artan görünürlükleri sonrasında ticaret hacimleri de artıyor. İhracat pazarları genişliyor. Yabancı yatırımcıların da ilgisini çekmeye başlıyorlar. Örneğin, geçtiğimiz yıl Türkiye 100 şirketlerinden birine EBRD ve Abraaj Group ortak oldu.

Girişimci ithalatı üzerine çalışıyoruz

Türkiye’nin zenginleşmesinin yolu girişimcilik… Ülkemizde girişimciliğin durumunu nasıl görüyorsunuz? Girişimcilik devlet tarafından yeterince desteklenebiliyor mu?

TOBB Başkanı olduğumdan bu yana girişimciliği Türkiye’nin gündeminde tutuyoruz. Şu an ülkemizde 1,5 milyon girişimci var. Bunlar sayesinde yaklaşık 15 milyon da istihdam sağlıyoruz. Yani 1 girişimci demek ortalama 10 istihdam demek.

Her yıl 900 bin gencimiz çalışma hayatına atılıyor. Bu gençlerin tamamını kamunun istihdam etmesine imkan yok. O yüzden çok daha fazla girişimciye ihtiyacımız var.

Ülkemizde girişimcilerin toplam nüfusa oranı yüzde 2. Japonya’da bu oran yüzde 5. Japonya seviyesine ulaşabilmemiz için 2 milyon girişimciye daha ihtiyacımız var.

Bu amaçlarla 2007 TOBB Kadın Girişimciler Kurulu’nu, 2009 yılında da TOBB Genç Girişimciler Kurulu’nu kurduk. Kendi alanlarında ülkemizin en büyük örgütlenmelerini sağlayan TOBB Kadın ve Genç Girişimciler, 81 il 160 ilçede girişimci adaylarına mentorluk yapıyor, onları cesaretlendiriyorlar.

Türk milleti olarak müteşebbis bir ruha sahibiz. Bu bizim için büyük bir şans. Tek yapmamız gereken harekete geçmek.

Ülkemizde girişimcilik anlamında her yıl büyük organizasyonlar yapıyoruz. Gençlerimizle, girişimci adaylarımızla buralarda bir araya geliyoruz. Her yıl İstanbul’da Girişimcilik Forumu düzenliyoruz. Girişimcilik Forumu’nu Anadolu’ya da yaymaya başladık. Kayseri’de ve Trabzon’da gençlerle bir araya geldik.

Onların fikirlerini dinledik, onları mentorlerle buluşturduk. Geçtiğimiz hafta İstanbul’da düzenlediğimiz Startup İstanbul’da 63 ülkeden 1.000’in üzerinde toplamda da 4.000 girişimci ve girişimci adayı ile bir araya geldik.

Devletimiz de ülkemizde girişimciliğin geliştirmesi için önemli işler yapıyor. Girişimcileri destekleyen birçok fon ve hibe programı hayata geçirilmiş durumda.

Bugünlerde girişimci ithalatı üzerine çalışıyoruz. İstanbul’u tüm bu coğrafyanın girişimcilik ve startup merkezi yapmak için yapılması gereken düzenlemeler üzerinde kamu idaresiyle birlikte çalışmalar yürütüyoruz. Devletimizin bu kapsamda önümüzü açacağına inanıyoruz.

Türkiye yer altı kaynakları açısından zengin bir ülke değil. Ancak müthiş bir müteşebbis ruhumuz var. Bu ruh bence bir ülke için en büyük zenginlik.

Sanayi 4.0’a geçişin altyapısını hazırlayacağız

Türkiye’de girişimciliğin yolu nasıl açılabilir? Gençler girişimciliğe nasıl yönlendirilebilir? Ülkemizden de Facebook, Twitter gibi dünya markası şirketler çıkabilir mi?

Türkiye yer altı kaynakları açısından zengin bir ülke değil. Ancak müthiş bir müteşebbis ruhumuz var. Bu ruh bence bir ülke için en büyük zenginlik. Benim neslim Türkiye’yi dünyanın en büyük 18. ekonomisi haline getirdi. 3 milyar dolar ihracattan 150 milyar dolar ihracata ulaştık.

Türkiye’yi dünyanın en çok tercih edilen 6. turizm merkezi haline getirdik. Şimdi sıra dil bilen, bilgisayar kullanmayı bilen gençlerimizde. Ben gençlerimize çok güveniyorum. Bana her gün yüzlerce iş fikri geliyor gençlerimizden.

Onların girişimcilik fikirlerini dinledikçe ülkemin geleceğine daha umutla bakıyorum. Bizim tek yapmamız gereken girişimci gençlerimizin önünü açmak, onların işini kolaylaştırmak olmalı. Bakın Silikon Vadisi’ndeki şirket kurucularının yüzde 52’si Amerika dışında doğmuş. Amerika girişimci ithal ediyor.

Türkiye olarak biz de İstanbul’u tüm bu bölgenin girişimcilik merkezi yapmamız lazım. Girişimcilerin İstanbul’a gelip fikirlerini hayata geçirmesi için hem fiziki hem de mevzuat düzenlemelerini hayata geçirmeliyiz. O zaman ülkemizden de birçok yeni dünya markası çıktığını göreceğiz.

Öte yandan TOBB olarak ülkemizde sanayi 4.0’a geçiş için hazırlık çalışmaları yürütüyoruz. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ve iş dünyası temsilcilerinin oluşturacağı platform ile ülkemizde sanayi 4.0’a geçişin altyapısını hazırlayacağız. Buna yönelik olarak yasal düzenlemeleri, teşvik mekanizmaları gibi politika tasarımlarını hazırlayacağız. Sanayi 4.0’a geçişte hem bireylerin hem de KOBİ’lerin dijitalleşmesi çok önemli. TOBB olarak bu alanda da hazırlık çalışmalarımız devam ediyor.

KOBİ Bulutu ve KOBİ’lerin Dijitalleşmesi Projeleri ile KOBİ’lerin daha çok bilgi teknolojilerini kullanarak verimliliklerini artırmalarını ve bilgilerinin ülkemizde tutulmasını sağlayacağız. Ayrıca KOBİ bulutu yazılım yapan girişimcileri destekleyeceğiz.