Tersane ve denizcilik sektörü yeni ufuklara yelken açıyor
Fikri Türkel
Türkiye’de ilk kez inşa edilecek Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi’nde devam eden tasarım aşamalarına bağlı olarak üretime geçildi. Gurur verici bir gelişme.
Gemicilik sektöründe meydana gelen gelişim, şu anlama geliyor: Savaş yönetim sistemi sayesinde, geminin silah ve sensörlerinin kontrolü ile birlikte savunması sağlanıyor. Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi’nin 2021 yılında teslim edilmesi öngörülüyor. Bakış açımızı, bu dev projeden tersane ve denizcilik sektörünün bugününe çevirelim.
Deniz deyince aklımıza turizm geliyor. Yani, denizi en iyi kullanan sektörün turizm olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte, marina ve liman projeleri de cazibesini koruyor.
Yatırımcılar, Ege ve Akdeniz’de dolaşan 400 bin yat pastasına uzanıyor. Çünkü yat turizmi ile 10 milyar doların yakalanması mümkün görünüyor. Hedef ise her 250 km sahil bandına bir marina projesinin yerleştirilmesi.
Kültür balıkçılığının çok tartışılmasına karşın, önümüzdeki yıllarda vazgeçilmez sektörlerden biri olacağı tahmin ediliyor. Çevre ve yeni teknolojilerle donatılmış balık çiftlikleri, balık neslini korumanın yanı sıra sürdürebilirlik açısından da zorunluluk arz ediyor.
Bir ihmal ettiğimiz iç sularımız var. Nehir, göl ve barajlar artık çok amaçlı kullanılmalıdır. Çünkü bu alanlar gemi, yat sektörünü zenginleştirecektir. İşin lojistik kısmını unutmayalım. Lojistiğin bu kadar gelişmesine, limanların artmasına rağmen gemi siparişi veren ülkeler arasında Türkiye 13. sırada. Çin, Yunanistan, Japonya, Güney Kore, ABD, Norveç, Singapur, Tayvan, Danimarka ve Hong Kong ilk 10’da.
En çok gemi siparişi veren ülkeler
• Çin
• Yunanistan
• Japonya
• Güney Kore
• ABD
• Norveç
• Singapur
• Tayvan
• Danimarka
• Hong Kong
Dünya sipariş listesinde 5 bin 896 gemi var ve toplam kapasitesi 115 milyon CGT. Türkiye’nin siparişleri 2,3 CGT tutuyor. Aslında bu AP Moller adlı bir şirketin verdiği siparişten az.
Siparişte ilk ona giremedik, peki üretime talip olabildik mi?
2008 yılının son çeyreğinde başlayan ekonomik krizin etkilerini hala hissediyoruz. Faal durumda bulunan tersanelerin bir kısmı, halen tevsi ve modernizasyon çalışmalarını sürdürmekle birlikte, küresel ekonomik kriz nedeniyle bankaların tersaneler üzerindeki yaptırımları, tersanelerin tevsi ve modernizasyon projelerini askıya almasına neden oldu.
Yeni gemi inşa siparişleri almakta oldukça zorluk çeken sektör, bakım- onarım faaliyetlerine yöneldi.
Hızlı yapılaşma süreci, aslında tersaneler açısından kötü haberlerin de gelmeye başladığı dönem oldu. Özellikle tersanede çalışanların ölümleri ve yaşanan kazalar, sektörün imajını sarstı.
Tersanelerde iş ve işçi güvenliği ne durumda?
Son iki yılda, tersanelerde iş güvenliğinde büyük başarı sağlandı. Kazalar gündemden kalksa da algı pek değişmedi.
Gemi ihracatında ilk üç ülke Güney Kore, Japonya ve Almanya olmasına rağmen, bunların pazardaki gelişimi zayıflayıp Çin, Polonya, Türkiye ve Brezilya’nın payları artıyor.
Sektörün çelik ve iş gücü maliyeti gibi farklı parametreleri de var. Sektördeki her ülkenin farklı teşvik sistemleri bulunuyor. Özellikle finansman ihtiyacı açısından önemli kaynaklara sahipler.
Türkiye, gemi ve yat sanayiinde kendine rekabetçi bir yol çizmeli ve politika oluşturulmalıdır.
Türkiye’de, tersanelerde üretilenlerin yüzde 63,9’unu gemi, yüzde 24,9’unu römorkör, yüzde 5,1’ini ise yat ve teknelerden oluşturuyor. Yan sanayii 4,9 ile ancak küçük bir pay alabiliyor.
En çok gemi ihraç ettiğimiz ülkeler
• Malta
• Marshall Adaları
• Norveç
• İngiltere
• Singapur
• Hollanda
• Birleşik Arap Emirlikleri
• Fransa
• Panama
Gemi ve yat ihraç ettiğimiz ilk on ülke şöyle sıralanıyor: Malta, Marshall Adaları, Norveç, İngiltere, Singapur, Hollanda, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Panama. Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkelerinin hala ihracatta iddialı pazarlar içine girememiş olmasına dikkatinizi çekerim.
Küresel oyuncular: Armatörler
Bütün dünyada armatörlerin efsanevi bir şöhreti vardır. Güçlüdürler, küresel oyuncudurlar, etkin ve hukuki ve idari sorunlarını çözmede mahirdirler. Ancak Türkiye’de, son yıllarda bu algının tersi hâkim.
Sektördeki rakamlar, Türkiye’deki armatör ve tersane sahiplerinin aleyhine işliyor gibi duruyor.
Aleyhimize işleyen bir diğer küresel durum da durağanlaşan ekonomi ve gerileyen dış ticarettir.
Amerikan Başkanı Trump ile birlikte uzak batı ticaretinin ivme kazanması, Türk denizcilik sektörü için de olumlu haber olacaktır.
İşte başta armatörler ve denizcilik sektörünün paydaşlarının aradığı çıkış noktası bu: Gemi ve yat inşa sektörü nereye yelken açıyor?
Türk gemi inşa sanayi, alınan tedbirler ve teşvikler sayesinde 2017 yılının ikinci yarısında atağa kalkmaya hazırlanırken sektör, gemi tamir-bakım-onarım konusunda da dünya lideri olma yolunda hızla ilerliyor.
Denizcilik
Fuarı’ndan gözlemler
Mart ayında gerçekleştirilen Exposhipping Denizcilik Fuarı da bu bağlamda bir showroom niteliği taşıdı. Türkiye’de üç sektör, yükselen bir savunma sanayiine tedarikte bulunuyor ve onun yükselişini destekliyor. Bu üç sektör otomotiv, gemi sanayi ve yazılımdır.
Etkinlik kapsamında, birkaç tersane inceleme fırsatı buldum. İlginç birkaç örnek vermek istiyorum:
Römorkör inşasında dünyanın en büyük 10 şirketi arasında yer alan ve yılda yaklaşık 120 milyon dolar ihracat rakamlarına ulaşan Sanmar’ın bugün Almanya, Danimarka, Norveç gibi denizcilikte etkili ülkelerde römorkörleri kullanılıyor. Yukarıda belirttiğimiz iki önemli gelişmeden biri olan eko gemiler bağlamında, çevreci bir yakıt olan LNG ile çalışan römorkörleri üretiyor. Halen dünyanın farklı ülkelerinde Türk mühendislerinin ürettiği 101 römorkör faaliyet gösteriyor. Bu yıl ise yine 25 römorkör, dünya limanlarına gidecek.
Gemi tamir ve bakımının önemli olduğunu söyledik. Bu alanda Akdeniz’in lideri olan Gemak, Tuzla’da bulunuyor. Gemak, gemiciliğin yanı sıra teknik özelliklerini farklı alanlarda da gösteriyor. Gebze ve Yavuz Selim köprülerinde çelik tabiyeler üreterek, teknik çalışmalarda bulunuyor. Yine yapımını üstlendiği “karbondioksit tankı” bir nevi denizaltı teknolojisiyle gerçekleştiriliyor.
Türkiye’de gemi tamir, bakım ve onarımında sektörün imkanlarının oldukça ilerlemiş olduğu aşikâr. 2000 yılından bugüne kadar, Gemak tersanelerinde 1720 gemi tamir edilmiş durumda.
GİSBİR Yönetim Kurulu Üyesi Orkun Özek, sektörün 2008’de başlayan denizcilik krizi ile aslında atağa geçtiğini bunu da savunma sanayi ile yaptıklarını vurguladı.
Savunma sanayi gemilerinden RORO gemilerine, lüks yatlardan kuru yük gemilerine, iç su teknelerinden mavnalara, römorkörden yolcu vapurlarına kadar geniş bir yelpazede çalışan gemi sanayi, küresel gelişmelere göre kendini yeniden konumlandırmış durumdadır.
YORUM YAZIN
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok