Sosyal Medyanın Göstergebilimi: Klavyeli Pıtırcık, Tuşlangaçlı Oturumgaç ya da Doğal Yapaylık

“Tweetlerimiz okunuyor, bloglarımız ziyaret ediliyor, entrylerimiz oylanıyor, gönderilerimiz beğeniliyor. Aslında, birileri bize zaman ayırıyor. Sosyal medyada çoksan, bununla hava atabilirsin”. Şimdi yazı konusu güncel olunca daha da güncel bir konudan giriş yapalım: “Kuş ötmüyorsa ülkede yönetim problemi vardır!” Twitter giriş yasağına ilişkin bir gazete manşeti bu. Markanın logosuna gönderme yapan bu muhalif gazete manşetine, bir başka gazeteden “Viagra açılımı” gelirse diye korkmuyor değilim, ama güzel ülkemde metaforsuz yaşayamaz olduk, bu kesin. Geçen kardeşime gelirken ekmek alsana dedim, “Abi o işi ben hallettim, zulalar dolapta” dedi. Aha dedim, “Olum yok, akşam yemek yiyeceğiz, evde ekmek yok” dedim. “Merak etme abi, dedim ya o iş tamam dedi.” Neyse, “Ayşegül tatile çıktı” metaforu ile büyüyen bir nesilden bahsediyoruz, her şey normal! Allah bizi metaforun şerrinden korusun deyip, yazı başlığına, sosyal medyanın göstergebilimine dönelim, sosyal medya ile başlayalım. Bu bir mecra. Adı sosyal olan bir mecra. TDK tınısıyla kendisine tuşlangaçlı oturumgaç gibi bir şey diyebiliriz. Gerçi biraz paradoksal. Bu mecrada kalabalıklaşırken, nasıl sosyalleşeceksin bu bir soru işareti ya neyse! Düşünsenize, gerçekten mecranın adıyla paradoks olarak, sosyal medyada ne kadar kalabalıklaşırsan o kadar sosyal sayılıyorsun. Bu da şu demek: Bilgisayar başında geçirdiğin zaman artıyor. Emin olamadık birden! Diğer insanların hayatımızla, bizimle ilgilendiğini kanıtlamamıza ve bu vesileyle kendimizi tatmin etmeye dayalı bir araçtan söz ediyoruz. Tweetlerimiz okunuyur, bloglarımız ziyaret ediliyor, entrylerimiz oylanıyor, gönderilerimiz beğeniliyor. Aslında, birileri bize zaman ayırıyor. Sosyal medyada çoksan, bununla hava atabilirsin. Düşünsene görümcenin badisi (!), senin tatil fotoğraflarını beğenmiş. Yok artık! Bu kadar sosyallik bana fazla, bilmiyorum. Sosyal medyanın göstergebiliminden bahsedeceğiz ama girişle birlikte şunu belirtmek gerekir: Sosyal medyayı iki döneme ayırmamız gerekir: Türklerin sosyal medyayı keşfinden öncesi ve sonrası. Tamam, parodik olabilir söylediğimiz ama bunun ne demek olduğunun tam olarak anlaşılması için Türklerin sosyal medya kullanım istatistiklerine bakmak yeterli olacaktır. Son yıllardaki teknolojik ilerlemelerle birlikte, internet hayatımızın vazgeçilmezi konumuna gelmiştir. Öyle ki, internet dili, internet kültürü, sanal kimlikler ve sanal ticaret gibi kavramlar, tartışma konularının başındaki yerini almıştır. İnternet, haber kaynağı olarak çoğu yazılı kaynaktan daha sık tercih edilir bir duruma gelmiştir. Artan ve gün geçtikçe tüm toplumlar arasında yaygınlaşan internet kullanım oranları içerisinde en önemli pay, sosyal medya olarak nitelenen iletişim kanallarına aittir. Sosyal medya aslında tanım olarak dünyanın aldığı yeni düzen bilişim çağını ifade ederken, etkileşimli içerik tasarımı imkânı sunması, medyanın rolünün vatandaşlar tarafından üstlenilmesine bile olanak tanıması, fikir ve tartışma ortamları yaratması sayesinde son derece demokratik bir mecra olarak akademik ortamda ve gündelik yaşamda yerini almış durumdadır. Sosyal medyanın birkaç farklı tanımına rastlamamız mümkündür. Bunlardan ilki; “kullanıcılarına karşılıklı paylaşım olanağı sağlayan ve internet içerisinde geniş bir alana sahip ağlara verilen genel bir kavram”; bir diğeri ise benzer ifadelerle yalnız içeriğe de değinen “Kullanıcılarına karşılıklı paylaşım imkânı sağlayan, kullanıcılarının kişisel veya gruplar içinde medya içeriği oluşturmasına imkân veren dijital medya ve teknolojilerdir” şeklinde. Bu tanımların da ötesinde sosyal medyanın en önemli kazanımlarından birisi de içeriklerin oluşturulması, akışı ve yönetilmesi gibi önemli süreçlerin aslında tamamiyle kişilerin kendi iradeleriyle sağlanmasıdır. Dizüstü bilgisayarlar, telefon, tablet bilgisayar gibi taşınabilir cihazlar aracılığıyla internet erişiminin sağlanabilmesi ve sosyal medya ağlarının kullanılabilmesi, sosyal medyadaki akışın sürekliliğine olanak sağlamaktadır. Sosyal medyanın içeriğinin en önemli öğesi de kendisine ait olarak geliştirdiği bir dilin ve bu dile ait kurallar dizisinin olmasıdır. Dilin tüm sosyal ağlar için ortak yönleri olduğu gibi, her bir sosyal ağ için ayrı kullanımları ve farklı söz dağarcıkları da vardır. Dilsel göstergeler ve dil dışı göstergeler, sosyal medyada hem tek başlarına hem de birlikte kullanılmaktadırlar. Kısacası, sosyal paylaşım sitelerinde ve diğer sosyal ağların “kendine has” bambaşka bir dil geliştirdiğini söylesek abartmış olmayız. Sosyal medyada anlam oluşumu Anlam, olayların ve nesnelerin birbirine bağlı ve istikrarlı düzendeki bağlantılarına dayanmaktadır. İnsan, zamanı bağlayıcı tek sosyal varlık olduğu için, sağlam ve kontrol edilebilir bir dünya oluşturmak için anlamlar üretmelidir. Yani, anlam bir hareketin temel planını oluşturan fikirler, nesneler ve insanların bir araya gelmesiyle oluşmaktadır. Judith Williamson, çoğu insanın hayatındaki bilinçli olarak seçilen anlamın tükettiklerinden geldiğini ve bunun da sembolik anlama olan arzuyla bağlantılı olduğunu belirtmiştir. Sembolik anlamın ilgili bağlamda çözümlenmesi ve kodların çözülmesi ise göstergebilimin temel sorunsallarından birisidir. Dolayısıyla, Twitter ve Facebook gibi sosyal ağlarda söz konusu bağlamların analizi önem kazanmaktadır. Google’ın, web ile bağlantımızın büyük ölçüde bireysel olduğu bir dönemde ortaya çıktığı öne sürülmektedir. Google’ın ilk çıktığı dönemlerde bizler daha çok internetten haber okuyor, bilgi araştırıyor, ürün satın alıyor ve hisse senedi alıp satıyorduk. Oysa bugün, internet tüm dostlarımızla, ailemizle, iş arkadaşlarımızla ve hatta yabancılarla birlikte yaşadığımız sınırsız bir dijital alandır ve aynı zamanda “yurttaş gazeteciliği” gibi kavramların da tartışılageldiği herkesin görüşünü tartışabildiği bir tartışma alanı haline gelmiştir. Bu bağlamda Google ile sosyal medya birbirinden farklı platformlarda ele alınır durumdadır. Facebook ise bu platformu kontrolü altında tutan en popüler sosyal paylaşım sitesi konumundadır. Fiziki yaşam alanlarımıza bağlantı sağlamakta ve kişisel davranışlar veya sosyal iletişim konusunda çığır açabilecek bolca bilgiyi barındırmaktadır. Facebook’un ayrıca, ikna etmek, yanıt uyandırmak, etkilemek ve müşteriyle olan bağı korumak gibi ideal bir yapıya sahip olduğu da ifade edilmektedir. Dahası, Facebook arkadaşlarımızı tanır, bizim hangi bağlam ve konular hakkında insanlarla iletişime geçtiğimizi bilir bir duruma gelmiştir. Aynı zamanda pek çok büyük marka için kullanıcı topluluklarına ev sahipliği yapmaktadır. Diğer bir deyişle, dijital ortamda müşteri bağlılığını sağlamak için bir başlangıç noktası Facebook olmuştur.   Sosyal medyanın göstergebilimsel açıdan değerlendirmesi Göstergebilim, simgelerin zihnimizde çağrıştırdığı anlamları analiz eder. Göstergebilime göre hayatta her “işaretin” bir anlamı vardır. Tavırlar, davranışlar, duruşlar bir mesaj taşır; simgesel bir anlam içerir. Ürün tasarımından duvar yazılarına, mimari öğelerden içeriğinde tasarım ve anlam içeren her şey aslında göstergebilimin konusudur. Göstergebilimin temel öğelerinden birisi olan gösterge ise genel olarak kendi dışında bir şeyi temsil eden ve dolayısıyla temsil ettiği şeyin yerini alabilecek nitelikte olan her çeşit biçim, nesne ve olgular olarak tanımlanmıştır. Anlatılmak istenilen bir şeyin direk kendini kullanmak yerine onun yerine geçebilecek alıcıya onu hissettirecek nesneler kullanılmış ve sembolik iletişimin adımları atılmıştır. Sembol veya simgelerin etkin olduğu alanlardan birisi de sosyal medya dünyasıdır. Zamanla yaptığınız girişler, genel üslubunuz bile sizin hakkınızdaki çağrışımlarınızı anımsatır ve dolayısıyla sosyal medyada attığınız her adımda aynı zamanda simgesel bir anlam yaratırsınız. Bunlar göstergebilim tarafından incelenebilir çünkü göstergebilim açısından ilkece her şey gösterge olabilir, daha doğrusu gösterge olarak ilişkilendirilebilir. Sosyal medyada göstergeler; dilsel göstergeler ve dil dışı göstergeler olarak değer bulurlar. Dilsel göstergeler dahilinde sosyal medyanın “tabiri caizse mücbir nedenle Türkçeleşmesi vakadır.” Bir sosyal medya kullanıcısı, giriş yapar, içerik oluşturur, o ne demekse durum güncellemeleri yapar, tabiki tweet atar, takipleşir, yorum yazar ya da başlık açar. Dildeki  işitim imgesi, yazı ve bir dizge bağlantıları nedeniyle, sosyal medyada dilsel göstergeler; ikon, indeks ve sembol olarak dil dışı göstergeler birer anlam taşıyıcısı pozisyonundadırlar. Bu nedenle “bizzat kendileri bile iletişim meydana getirirler”. Bu anlamlar da “ayrı ayrı anlamlar” olur. Kastettiğimiz şudur ki, her bir sosyal medya ağı, ayrı ayrı kendi dili ve söz varlığı açısından anlamsaldır. Örnek verelim bu son söylediğimize. Dil dışı göstergelerin sosyal medyada yaygın kullanımına örnek olarak Twitter’da kullanılan # göstereni verilebilir. # göstereni, Matematikte numaranın (#1), dilbilimde kelimenin başlama ve bitmesinin (#ekmek#) sembolüdür. Twitter‘da ise # ―hashtag gösterileni olarak değerlendirilir. Bir gösterge olarak #, Twitter kullanıcıları için yollanan Tweetin belirginleştirilmesi, ayrıştırılması ve derlenip toplanmasının sembolüdür. # sembolü yolladığınız tweetleri etiketlemenize yarar. # göstereni ile başlayan ileti aynı biçimde aranmaya ve iletinin kolaylıkla bulunmasını sağlar. Twitter ile daha önce tanışmamış bir kişi bu sembole bir anlam veremeyecek, kodlayamayacaktır. Sosyal medyada kullanılan dili üreten bireyler aynı zamanda bu dilin aktif kullanıcısıdırlar ve bundan dolayı da gündelik olarak konuşulan Türkçenin sosyal medyada kullanılan dile ve sosyal medyada kullanılan dilin de Türkçe’ye etkisi önemli boyutlardadır. Örneğin Facebook‘ta her iletinin altında bir gösterge olarak beğen - fiili yer alırken, Facebook dışında kalan alanlar için bu geçerli değildir ve Facebook’ta kullanılan bazı dil yapıları yalnızca kendi bağlamını değil gündelik hayatta kullandığımız dili de etkilemektedir. Ancak Facebook için beğen butonu ile ilgili farklı anlamlardan söz edebiliriz. Gazetelerin internet sitelerinin sosyal medyanın parçası haline gelmesi ile ulusal günlük gazetede okunan haber de aynı ikon ve sembol ile beğenilebilir. Ancak cinnet geçirip 6 çocuğunu öldüren baba haberinin 95 beğeni alması, bu cinayetin değil, haberin veriliş biçiminin onaylanmasıdır. Sonuçta sosyal medya göstergebiliminde, dil dışı göstergelerin dilsel göstergelerle ortak kullanımlarına sık sık rastlayabiliriz. Bunlar  günlük konuşma diline katılan yeni kelime ve kavramlardır. Genelde de İngilizce ya da “uydurma Türkçe” kelimeler şeklinde oldukları görülür. Bu da sosyal medyanın dilsel göstergeler kullanım statüsünü belirler. Buna göre sosyal medya büyük oranda gündelik konuşma dilinden bağımsız bir sözvarlığına sahiptir. Bu da bu medyaların epistemolojik varlığına ilişkin genel bir anlam oluşumu sağlar: Doğal yapaylık! Evet aynen öyle. Sosyal medya içeriği ne kadar gerçek olursa olsun, içeriğin oluşum biçimi, bilahare bu içeriğin üslubu, sosyal medyanın doğasını “yapaylık” olarak tescil eder.
 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER