Sesini Kaybedenlerin Savaşı: Sanatçılar, Teknolojik Klonlarına Karşı
Üretken AI teknolojilerinin görüntünün ardından ses üretimi için kullanımı, sanatçıların kendi klonlarıyla yarışmalarına neden oluyor ve telif hakkı yasalarının güncellenmesi çağrılarını beraberinde getiriyor.
20 yıldan fazla deneyime sahip İngiliz ses sanatçısı Greg Marston, yakın zamanda kendi sesinin online bir demoda kullanıldığını fark etti. Marston, farklı tonlamalar, ruh hâlleri ve tarzlarla metni konuşmaya dönüştüren bir AI aracı sunan Revoicer web sitesindeki birkaç ses arasındaydı.
Kendi sesinin AI kullanılarak klonlanacağına dair herhangi bir izin verdiğini hatırlayamadığı için şirketle iletişime geçti. Revoicer’ın yanıtı, Marston’ın sesini IBM'den satın aldıklarını söylemek oldu. Marston, 2005 yılında bir navigasyon sistemi için sesini kaydettiği proje için IBM ile sözleşme imzalamıştı. 18 yıllık sözleşmede, o dönemde üretken yapay zekâ henüz mevcut olmadığı için Marston ses haklarını sonsuza dek IBM'e devretmişti. IBM, bu sözleşmeye dayanarak Marston’ın sesini AI aracılığıyla da dahil olmak üzere herhangi bir ticari amaçla satışa sunabilecek üçüncü taraflara lisanslı olarak satabiliyor. IBM, konuyla ilgili olarak “Marston'ın farkına vardığı endişeden haberdar olduğunu ve onunla iletişimde olduğunu" belirtti.
Greg Marston’ın dijital klonlama teknolojilerinde uzmanlaşmış avukatı Mathilde Pavis, “Marston hâlâ ses endüstrisinde çalışıyor, hâlâ sesini satarak geçimini sağlıyor ve şimdi kendi klonuyla yarışıyor. Evet, sözleşme imzalamıştı; ancak 20 yıl sonra beklenmedik bir teknolojiyle klonlanmayı kabul etmek için geçerli değildi” açıklamasını yaptı.
Financial Times yazarı Madhumita Murgia’nın imzasını taşıyan haber, ses sanatçılarının sahnesinin AI tarafından çoktan işgal edildiğini ortaya koyuyor. Şirketlerin üretken yapay zekâ (insan gibi metin, görüntü ve içerik üretebilen yapay zekâ sistemleri) ile bir şeyleri ticarileştirmek için yarıştığı bu dönemde, binlerce diğer seslendirme ve performans sanatçısı da Marston ile aynı sorunla karşı karşıya. Sesleri ve yüzleri üzerinden gelir kazanan sanatçılar, potansiyel olarak onları sömüren sözleşmeler, veri toplama yöntemleri ve iddia edilen dolandırıcılıklar yoluyla gelirlerinin tehdit altında olduğunu, işlerinin ve haklarının hızla ellerinden kayıp gittiğinin farkına varıyor.
Marston’ın avukatı Pavis, ocak ayından bu yana AI ile ilgili 45’in üzerinde soru aldığını ve bunların arasında seslerini sahte sigorta aramaları veya AI tarafından oluşturulan reklamlarda duyan sanatçıların da olduğunu belirtiyor. İngiltere'deki performans sanatları ve eğlence endüstrisi için bir sendika olan Equity, Pavis ile birlikte çalışıyor ve son altı ayda AI dolandırıcılığı ve sömürüsüyle ilgili birçok şikâyet aldığını belirtiyor.
Equity'de yeni medya endüstri yetkilisi Liam Budd, "Üyelerimizin seslerinin, görüntülerinin ve benzerliklerinin, AI teknolojisi kullanılarak tamamen yeni işler yaratmak için izinli veya izinsiz bir şekilde kullanıldığını görüyoruz. AI geliştiricileri tarafından toplanmış binler veya milyonlarca insanın sesi veya benzerliğinin bulunduğu veri setinin bir parçasıysanız sizi koruyabilecek bir yasa yok" dedi.
Sesli kitap, reklam ve radyo dramaları için ses sanatçılığı yapan Laurence Bouvard da sömürüye yönelik davranışların bazı örnekleriyle karşılaştı. Facebook’tan sahte oyuncu seçmeleri şeklinde anlamsız cümleleri okumasını talep eden mesajlar aldı. Elbette bu mesajlar Laurence’ın ses verilerini AI modelleri için toplamayı amaçlıyordu.
Bazı şirketler sanatçıların sözleşmelerine AI sentezleme maddelerini gizlice ekliyor, bazılarıysa açıkça belirtiyor. Örneğin yaratıcı iş platformu Mandy.com’da kısa süre önce teknoloji şirketi D-ID tarafından yayınlanan bir iş ilanında, AI sunucuları oluşturmak için beş dakikalık bir senaryonun yarım gün süren kaydı “Bu teknoloji, Microsoft gibi şirketlere eğitim videoları hazırlamak için kullanıldı. Diyalog sansürlenmiştir, bu yüzden farklı bir kullanımı söz konusu olamaz” ifadesi bulunuyordu. Şirket, aktörün görüntü ve benzerliği karşılığında bireylere 600 sterlin sabit ücret öneriyordu. D-ID, yaptığı açıklamada "adil piyasa fiyatları" ödediğini belirtti. İlanı kaldıran şirket "son ödemeyle uyumlu olmadığı" açıklamasını yaptı.
Ses sanatçısı Laurence Bouvard, Westminster’daki İşçi Sendikaları Kongresi tarafından düzenlenen bir etkinlikte "Eğitim verisi olmadan, AI var olmazdı. AI şirketleri hem izinsiz hem de herhangi bir tazminat sağlamadan seslerimizi, performanslarımızı ve benzerliklerimizi çalarak algoritmalarını verilerimiz üzerinde eğitiyor ve bizi değiştirmeye yönelik bir ürün üretiyor" açıklamasında bulundu.
30 yıldır seslendirme sanatçılığı yapan Marcus Hutton, AI şirketlerini listeleyerek, bunların arasında büyük miktarda risk sermayesi fonlaması olan 60'tan fazla şirket buldu. Örneğin, Londra merkezli ElevenLabs, geçtiğimiz aylarda Andreessen Horowitz tarafından yönetilen bir turda 19 milyon dolar topladı, katılımcılar arasında Instagram'ın kurucusu Mike Krieger ve Oculus'un kurucusu Brendan Iribe de yer alıyordu.
ElevenLabs, ses sanatçıları ve temsilcileriyle çalışarak platformlarının sektör için daha fazla ticari fırsat yaratma şeklini anlamaya çalıştığını belirtti. Şirket, "AI şirketlerinin ve yaratıcı toplulukların birlikte çalışarak bu teknolojilerin yeni gelir yolları oluşturmasını ve içerik oluşturucularının daha iyi ve daha yaygın erişilebilir içerik üretmelerini sağlayacaklarına inanıyoruz" dedi.
Equity'nin yaptığı bir araştırmaya göre, yaratıcı endüstrilerdeki çalışanların yaklaşık yüzde 94'ü yılda 33 bin 280 sterlinin altında kazanç elde ediyor. Bu seviyedeki düşük bir ücretlendirme, sanatçıların anlaşmalarda savunmasız kalmalarına neden oluyor. Avukat Pavis'e göre zaten sanatçılara karşı düşmanca olan sözleşmelerin kullanıldığı bir endüstriye AI'nın gelişi, onların elindeki gücü daha da zayıflattı.
Sanatçıların hukuki açıdan pek fazla seçeneği yok. Şimdilik veri gizliliği yasaları, AI'ı da kapsayan tek yasal düzenlemeler. İngiltere hükümeti de AI inovasyonunun gelişmesine olanak tanıyan hafif revizyonlu bir Fikri Mülkiyet düzenlemesi yapabileceklerini duyurdu.
Ses sanatçısı Hutton, "İngiltere telif hakkı kanunu en az 25 yıldır ciddi bir şekilde değiştirilmedi, internet öncesi döneme ait. Sanatçıların şu anda sahip oldukları tek şey kullanım izni hakkı. Ancak çalıştığımız projelerde bu izni vermek zorundayız. Vermezsek çalışamayız ve dolayısıyla geçinemeyiz. Bu biz sanatçıları zor durumda bırakan, çok asimetrik bir müzakere süreci" dedi.
Hutton ve Bouvard'ın üye olduğu Equity, endüstrinin standardı olan sonsuz kullanım hakkının kaldırılarak; yeni hakların yasaya eklenmesini ve süre sınırının sözleşmelere açık bir şekilde dahil edilmesini talep ediyor. Ayrıca bir sanatçının sesi veya bedeni AI tarafından klonlanacaksa açık bir izin gerekliliğini savunuyor. Sendika, geçtiğimiz iki hafta içinde sanatçıların ve ajanlarının başvurabileceği AI kullanımı hakkında taslak maddeler ve sözleşmeler sağlayan bir "tool" yayınladı.
Hutton, "Çalışan, iş yapan bir aktörüm... muhtemelen büyük bir üne sahip olmadan ev satın alabilen veya çocuk yetiştirebilen son neslin bir üyesiyim. Ama artık bunun mümkün olabileceğini düşünmüyorum, bu durum çok üzücü” ifadesinde bulundu.
YORUM YAZIN
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok