Sadece pazar kavgası mıydı? Niçin başladı? Niçin bitti?
Apple ve Samsung dünyada benzeri az görülmüş bir patent ve fikir hakları savaşı verdi. Steve Jobs “Andorid’i ne pahasına olursa olsun yok edeceğim” diye yola çıkmış ve bu uğurda şirketin kasasındaki tüm parayı harcamayı göze aldığını açıklamıştı. Samsung da buna karşılık Apple cihazlarını piyasadan kaldırtmak için atağa geçti. Fakat taraflar bir şekilde anlaşmak zorunda kaldı. Ve markalara bu süreçten güzel dersler çıktı.
İhtilaf, Apple’ın ABD’de açtığı dava ile başladı. Her türden silah kullanılıyordu:
- Buluş patenti (utility patent)
- Tasarım patenti (design patent)
- Ticari sunum şekli (trade dress)
- Kompleks (Standart için Zorunlu Patent/SEP, Frand şartlarında lisans, rekabet, haksız rekabet, US. ITC nezdinde ithalat yasağı, tedbir ve tazminat unsurlarını kapsayan)
- Geniş kapsamlı: 10 ülkede 50 dava
(ABD, Güney Kore, Almanya, Japonya, İngiltere, Hollanda, İspanya, Fransa, İtalya, Avustralya)
İş bir nev’i dünya savaşına dönüştükten sonra, geçtiğimiz Ağustos ayı başında taraflar arasında varılan bir anlaşma ile bitirildi. İhtilafın anlaşmayla bitirildiği ülkeler arasında Japonya, Almanya, Güney Kore, Hollanda, Fransa, İtalya, İngiltere, Avustralya yer alırken, ABD’deki davalar anlaşma kapsamı dışında bırakıldı. Bu davalar devam ediyor.
Patent, tasarım, marka gibi fikri mülkiyetle ilgili ihtilaflar, temelde pazar payına yönelik olur. Peki, Apple ve Samsung, akıllı telefon (smart phone) ve tablet piyasasında neyi paylaşamadılar?
Bu soru, tarafların pazar paylarının ve kârlılıklarının tek başına, böylesine büyük ve riskli bir savaşa girmek için yeterli olmayacağı düşüncesiyle sorulur. Oysa, aşağıdaki verilerden görüleceği gibi, pazar zaten kendilerinin iken, taraflar bu piyasada neyi paylaşamadı?
Taraflar, ilgili piyasanın kurucuları ve ana aktörleri. Her iki şirketin geliştirdiği teknoloji ve ürünlerden itibaren akıllı telefonlar ve tabletler, ayrı ürün kategorileri olarak pazarda yer buldu ve bütün dünyada yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Dahası, her iki şirketin birbirleriyle iş ilişkisi de var: Apple, Samsung tarafından üretilen yarı iletken yongaları ürünlerinde kullanıyor. İşin hoş tarafı, aralarındaki ihtilaf süresince, taraflar arasındaki ticari ilişkiler de kesintisiz olarak devam etti.
Dünyadaki akıllı telefonlarda kullanılan işletim sistemine bakarsak: Yüzde 81’i Google’a ait olan Android ve yüzde 61’i Apple’a ait olan iOS. Tabletlerde bu oran Android için yüzde 61, iOS için yüzde 35. Samsung, Android kullanan cihazların dünyadaki en büyük üreticisi olup, Android kullanan akıllı telefonların Şubat 2013 itibariyle yüzde 42’sini ve tablet gibi taşınabilir (mobile) cihazların da Kasım 2013 itibariyle yüzde 63’ünü üretmiştir. Ekim 2013 itibariyle akıllı telefonlarda Samsung’un dünyadaki payı 120 milyon adetle yüzde 32 iken, Apple’ınki ise 33,8 milyon adetle yüzde 12 civarındadır.
Ancak Apple ürünleri “Premium” (yüksek kalitede/teknolojide) ürünler olarak nitelendirildiği için, fiyatları piyasadaki diğer ürünlere göre daha pahalı. Akıllı telefonların 2013’ün 3’üncü çeyreğinde ortalama satış fiyatı 317 Amerikan Doları iken, Apple’ın iPhone’unun ortalama satış fiyatı 635 Amerikan Doları oldu. Bu sebeple, daha küçük pazar payına rağmen Apple, akıllı telefon piyasasında Samsung’dan daha fazla kâr sağlar.
2013’ün 3’üncü çeyreğinde, akıllı telefonlarda Apple’ın kârı yüzde 56, Samsung’un kârı yüzde 53’tür. Taşınabilir (mobile) cihazlarda da durum benzerlik gösteriyor: 2013’ün 3’üncü çeyreğinde, Apple’ın ortalama kârı yüzde 33, Samsung’unki ise yüzde 20’de. (1)
Dünyada akıllı telefon üreticileri arasında kâr edenler sadece Apple ve Samsung’dur. Diğer üreticilerin bu ürünlerde kârlılıkları yok. Nokia ve Blackberry’nin geçen sene karşılaştıkları finansal zorlukların esas nedeni de pazar paylarının ve kârlılık oranlarının düşük olmasıdır. Dolayısıyla teknoloji ve ürün yelpazesi açısından Samsung ve Apple arasındaki dünya savaşının, akıllı telefon ve tablet piyasasının kurucuları ve ana aktörleri olan bu firmalarca yalnızca pazar payına bağlı olarak başlatıldığını ve yürütüldüğünü kabul etmek çok zor.
Bu ihtilafta önemli ve üzerinde durulması gereken konu, değişik ülkelerdeki sonuçların, ihtilafın başlatılmasında ve yürütülmesinde, stratejik seçim anlamında gösterge/öğreti teşkil eder nitelikte ögeleri içermesi.
İlk davayı Apple açtı
İhtilaf, Apple tarafından ABD’de açılan bir dava ile başladı. Bu davada Apple, 7 tane tasarım patenti, 8 tane buluş patenti, 6 tane de ticari sunum şekli (trade dress) ileri sürdü.
Dava çerçevesinde 4 tasarım patenti, 3 buluş patenti, 4 ticari sunum şekli (trade dress) jüriye havale edildi. Jüri bu davada, Apple’ın 3 tasarım patentinin ve 3 buluş patentinin ihlal edildiği gerekçesiyle, bugüne kadar fikri mülkiyet konusunda verilen en büyük tazminata (1.049 milyar Amerikan Doları) hükmetti. (2)
Bu davada Apple, ürünlerinin “zarif ve ayırt edilen/farklı tasarımını” (the elegant and distinctive design) vurguladı. Dr. Sinan Utku’nun 19.12.2013 tarihli “Covington & Burling / İngiltere – LES Türkiye” sunumunda belirttiği üzere; Apple ürünlerinin tasarımı, bunların yüksek kalitede/teknolojide (premium) bir marka (brand) olarak algılanması için hayati niteliktedir.
Haydn Shaughnessy’ın Forbes.com’da, 22.08.2013 tarihli makalesinde yazdığı üzere; “Teknolojinin kıymetini ortaya çıkarmakta tasarım gittikçe önem kazanmaktadır”. Yeni kıymetin korunabileceği savaş alanı tasarım patentidir. Software (yani teknoloji/patent) eksenli bir ekonomide yaşadığımızı düşünüyorduk, ancak birden bire üründeki ‘görünüm’ (look) ve ‘dokunma/his’ (feel) unsurlarının stratejinin korunabileceği esas yer olduğu anlaşıldı.”
Bunlar, Apple’ın kârlılık oranı ile ilişkilendirildiğinde, Apple ürünlerinin yüksek kalitede/teknolojide (premium) ürünler olarak algılanmasının, dolayısıyla daha pahalı olmalarının, esas nedeninin “tasarım” olarak kabul edildiğini ortaya koyuyor.
Bu nedenlerle, Apple, ihtilafta, “tasarım” korumasını ağırlıklı olarak öne sürdü ve özellikle Avrupa ülkelerinde, tabletler için Birlik Tasarım Patenti korumasına dayandı. Tasarımla ilgili ihtilaf çerçevesinde Samsung, Apple’ın “ayırt edilen/farklı” olarak nitelendirdiği tasarımının, esasında “köşeleri yuvarlatılmış bir dikdörtgenden ibaret olduğunu” ve Apple’ın “güzel ve çekici/seksinin sahibi olmadığını” ileri sürdü.
ABD’deki davada “tasarım” patenti ihlali nedeniyle Samsung aleyhine rekor düzeyde bir tazminata hükmedilirken, İngiltere’de Yüksek Mahkeme, Samsung’un tablet tasarımının, Apple’ın tabletinin tasarımı kadar “abartısız/havalı/mükemmel tasarımlı” olmadığı ve Apple tasarımının “olduğundan daha mütevazı görünen/abartısız ve fevkalade yalın/basit” olduğu gerekçesiyle, Samsung ürünlerinin, Apple’ın tablet için almış olduğu tasarım tescilini ihlal etmediğine karar verdi.
Yukarıda belirtilen beyan ve savlardan itibaren edinilen kanı, “tasarım” koruması altında esasen Apple tarafından koruma amacıyla ileriye sürülen unsurların, genel anlamda ürünün “konseptine” yönelik olmasıdır.
Nokia’nın hukuk ve IP müdürü Susanna Makela tarafından, başka bir şekilde ifade edildiği üzere “tasarım arkasındaki tasarım” (design beyond design) ve bunun Apple markası ile ilişkilendirilmesinin korunmasının amaçlandığı ortaya çıkmaktadır. (3)
Burada özellikle altı çizilmesi gereken nokta, ABD dışındaki ülkelerde, Apple lehine tasarım ihlali ve tedbir kararlarının alınamamış olmasıdır. Apple’ın tasarımla ilgili beklentisinin karşılanmaması, ABD dışındaki ülkelerdeki ihtilafı sonuçlandırmasını kolaylaştırmış olabilir.
Steve Jobs, Android’i yok etmeye and içiyor
Nitekim, tazminattan çok, tedbir yoluyla Samsung ürünlerinin ve özellikle Galaxy akıllı telefonlarının piyasaya çıkışının durdurulması, ihtilafı başlatan Apple’ın başındaki ve bu ürünlerin yaratıcısı olarak bilinen Steve Jobs’un ana hedefiydi.
Steve Jobs’un 2007’de San Francisco’da, iPhone’un ilk tanıtımındaki söylediği sözler (4) ilgi çekiciydi: “Bugün, Apple telefonu yeniden yarattı ve işte burada. Ona iPhone adını verdik. Şimdi, devrim niteliğinde bir kullanıcı ara yüzü ile başlıyoruz. Ve çocuklar, bunun patentini aldık.”
Bir başka şekilde ifade edilecek olursa, Steve Jobs bu sözleriyle “telefonu yeni hali ile biz yarattık ve onu patentleyerek sahibi olduk” diyor.
Steve Jobs’un aşağıdaki beyanı ise, yukarıdakileri doğrular ve ihtilafın (kendisinin kararıyla) neden başlatıldığının anahtarını verir nitelikte. Bu sözlerden anlaşılabildiği kadarı ile Steve Jobs, bu ihtilafı Samsung’u piyasanın dışında tutmak amacıyla başlattı: “Android’i imha edeceğim… Nükleer savaşa gitmeye hazırım.”
“Bu yanlışı/haksızlığı düzeltmek için, yapmam gerekirse en son nefesimi veririm ve Apple’ın bankadaki 40 milyar ABD Dolarını en son kuruşuna kadar harcarım.”
İşte tam da bu nedenle olsa gerek, Toshiko Takenaka, 2014 Nisan ayında, İstanbul’daki AIPPI sempozyumunda yaptığı sunumuna, Apple-Samsung ihtilafı hakkında (business dispute or patent infringement) “bir ticari/iş ihtilafı mı yoksa patent ihlali mi?” sorusuyla başladı.
Apple’ın ABD’de ilk davayı açmasını takiben Samsung birçok ülkede Apple’a karşı ağırlıklı olarak “Standart için Zorunlu Patentler” (SEP-Standard Essential Patents) temelinde dava açtı. Akıllı telefon gibi bir ürünün çalışması için gerekli olan standartlar, söz konusu patentler temelinde oluştuğu için, tek bir tane Standart için Zorunlu Patent’in (SEP) dahi Apple tarafından ihlal edilmesi (endüstride ifade edildiği haliyle “it takes one bullet to kill” yani “tek bir kurşun öldürmek için yeterlidir”) Apple ürününün çalışamaz hale gelmesi demekti. Bunlar vasıtasıyla Samsung, piyasada Apple’ın ürünlerini işlev görmez hale getirmeyi, dolayısıyla piyasa dışında bırakmayı amaçlamıştı.
Samsung da, aynı Apple gibi, “Standart için Zorunlu Patent” (SEP) temelinde verilecek tedbir kararlarıyla Apple’ın ürünlerini piyasa dışında tutabileceği beklentisiyle ihtilafı bu doğrultuda yürüttü.
Ancak, aynı Apple için olduğu gibi, Samsung’un da bu yöndeki beklentileri boşa çıktı. Muhtelif ülkelerdeki mahkemeler, Samsung lehine “Standart için Zorunlu Patent” (SEP) için tedbir kararı vermekten kaçındı. Bu netice, bir ihtilafın stratejik seçim anlamındaki öğretilerinden biri olarak karşımıza çıktı. Böylece, Apple ürünlerini piyasa dışına itememiş olduğu için, Samsung da amaçladığı neticeyi elde edemedi.
Dahası, rekabet hukuku boyutunda, Avrupa Topluluğu’nun Rekabet Komisyonu bu sene aralarında Samsung’un da bulunduğu akıllı telefon üreticilerini uyardı ve Standart için Zorunlu Patent (SEP) temelinde tedbir kararı alınmasının pazar/piyasa gücünün suiistimali olarak değerlendirilebileceğini belirtti.
Muhtelif ülkelerde yürütülen davalarda varılan nokta itibariyle Samsung ve Apple birbirlerini kilitlemiş görünüyor. Bu nedenle olsa gerek, taraflar, ABD dışındaki ülkelerde, akıllı telefonlar ve tabletler için yürüttükleri davalardan vazgeçmek suretiyle, şimdilik anlaştı. ABD’deki davalar devam ediyor.
Ancak varılan anlaşma, taraflar arasında Standart için Zorunlu Patent (SEP) dahil, herhangi bir lisans anlaşmasını ve lisans bedelini öngörmüyor. Bu nedenle, bundan sonra doğabilecek şartlara bağlı olarak, ihtilaf ileride tekrar canlanabilir.
ABD’de devam eden ihtilaftaki son gelişmeler de, yukarıda belirtilenleri doğrular nitelikte. Diğer bir deyişle Apple, ihtilafta beklediği neticeyi alamamış görünüyor. Son bilgilere göre, Apple’ın, Samsung akıllı telefonlarının ve özellikle Galaxy Nexus’un ABD’de patent ihlali nedeni ile satışının durdurulmasına yönelik talepleri mahkemece reddedildi.
27 Ağustos’ta, Kuzey Kaliforniya Bölge Mahkemesi Hakimi Lucy Koh, verdiği kararın gerekçesini şöyle açıkladı: “Samsung’un doğrudan doğruya ihlali neticesinde, ortaya çıkan giderilemeyecek zarar, Apple tarafından ispat edilememiştir. Zararın, Samsung tarafından ihlal edildiği ileri sürülen patentlerle bağlantısı kurulamamıştır.”
Daha önce verilen rekor düzeydeki tazminat kararı (5) yine hakim Lucy Koh tarafından verilmişti.
(1) Dr. Sinan Utku – Covington & Burling / İngiltere – LES Türkiye Sunumu / 19.12.2013
(2) Mart 2013’teki duruşmada, jürideki bir hata nedeniyle, hakim bu miktardan 410,5 milyon Amerikan Doları indirime karar vermiştir.
(3) Susanna Makela / Helsinki AIPPI Forum & Exco – 6 Eylül 2013
(4) Christopher V. Carani / Helsinki AIPPI Forum & Exco – 6 Eylül 2013
(5) WIPR - 28.08.2014
Bu yazı fikrinizinde.com sitesinden yazarının izniyle alınmıştır.
YORUM YAZIN
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok