Pazarlamacı olmayan ünlülerden pazarlama ipuçları

Matteo Rinaldi
Matteo Rinaldi
  Eki.01, 2019, 12:08
Uzaylı diyebileceğimiz derecede inanılmaz işler çıkaran insanlar, biz pazarlamacılar için büyük birer ilham kaynağıdır.

Uzaylı diyebileceğimiz derecede inanılmaz işler çıkaran insanlar, biz pazarlamacılar için büyük birer ilham kaynağıdır.


Ferguson kulübü bir insanmış gibi görürdü. Bir kadronun 3-4 yılda bir yenilenmesi gerektiğine inanırdı. Bu nedenle her zaman yeni bir strateji bulur, kadrosunu gençlerle yeniler ve boşlukları doldururdu. Gençleri altyapıdan yetiştirip onları dünya starı haline getirmek, Ferguson'ın en önemli özelliklerinden biriydi. Kazanmak istiyorsak, strateji anahtardır!

The Brand Age'e yazdığım bir yazımda Obama, Madonna, Tarantino, Stephen King ve hatta ünlü poker oyuncusu Daniel Negreanu gibi isimlerin pazarlama konusunda bize öğretebilecekleri çok şey olduğundan bahsetmiştim. Bugün de aynı şekilde pazarlama ile ilgisi olmayan ancak bu konuda kendilerinden birçok tüyo alabileceğimiz dört isimden bahsedeceğim.


1: WARREN BUFFET
ve Uzun Vade

"Omahalı Kahin" olarak da bilinen Warren Edward Buffet, yatırımcılık konusundaki akıl almaz becerileri sayesinde ün kazanmıştır. Yaptığı yatırımlar çoğu zaman insanların gözünde başarısızlık olarak görülse de uzun vadede onların yanıldığını ispatlamıştır. Buffett’in başarısının anahtarı, bir şirketi ele alırken onun mevcut, yani şimdiki zamandaki durumunu ele almakla yetinmeyip işe gelecek odaklı bakmasındaydı. Warren, yaptığı titiz hesaplarla herhangi bir şirketin yatırımları aldığı andan itibaren nasıl bir değişim göstereceğini ön görme konusunda bir ustadır. Üstat, böyle böyle dünyanın en zengin adamlarından biri olmuş. Kariyerinin hiçbir döneminde uzun vadeyi es geçip günü kurtarmaya çalışmamıştır. Göz önünde olanlardan ziyade her zaman gidişat odaklı biriydi. Kendisinin iş felsefesini Business Insider’a verdiği bir demeçten anlayabiliriz:

Bir ağacın gölgesinde uzanan birini görürseniz bilin ki zamanında o kişi o ağacı oraya dikmiştir.

Çoğu zaman pazarlamacılar markalarının pazar payını ödünç almalarını sağlayan kampanyalar yürütür ancak bu paya asla tamamen sahip olamazlar. Bu nedenle, ancak ve ancak reklam, tanıtım ve kampanya gibi itici güçlerle desteklendiğinde toplam hacimlerinin sadece yüzde 60-70'ini verebilen tonlarca şirket vardır. Böylesi bir strateji ilk başta çalışabilir ancak bahsettiğimiz kampanyalar sona erdiğinde veya rakip firmalar kendi kampanyalarını başlattığı zaman ödünç alınan pazar payı geri gidecektir.

Warren Buffet'tan öğrendiğimiz kadarıyla, eğer bir şeyden değer elde etmek istiyorsak, ona vakit tanımalıyız. Sabrın sonu selamettir diyebiliriz. Sıcak para almak için açgözlü olmaktansa uzun vadeyi düşünmek daha faydalı olacaktır.

Bir marka hacmini arttırmaktansa marka değerini geliştirmek için çeşitli kampanyalar yürütür ve markanın kökteki değerlerini müşterisine anlatabilirse, müşteri markaya dair sağlam bir fikir edinebilir ve onun temsil ettiği değerleri kavrar. Böylece müşteri markanın değerlerini benimser ve markayla duygusal bir bağ kurar, yani uzun vadede marka kazanır.



2.
DONALD J. TRUMP ve Hedefinizin Nabzına Göre Şerbet Vermek

45. ABD başkanı seçim kampanyasını başlattığında rakamlar onun aleyhinde işliyordu. Bununla beraber yaptığı her konuşmada LGBT, İsrail, Filistin, kürtaj, göçmenler gibi sıcak konulara değinmekteydi. Gerçek hiyerarşilerin ve statükonun net olmayıp aynı zamanda sorgulanamaz olduğu bir toplumda Donald Trump, Amerikalı muhafazakarların sesi olmayı başarabildi. Örneğin, seçimler boyunca çoğu Amerikalı "politik doğruculuk" üzerinden işleyen devletten bıkmıştı. Zaten bundan bir çıkar da sağlayamıyorlardı. İnsanlara sanki herkes onlardan bir şey saklıyormuş gibi geliyordu. "Kim gerçekten çıkıp bana, halkına sahip çıkacak, kim doğruları olduğu gibi söyleyecek?" gibi sorular yükselmekteydi. Trump'ın kişiliği ve iletişim tekniği böyle bir ortam için biçilmiş kaftandı: Cesur, dobra ve politik doğruculuğu reddeden bir lider.

Bir diğer gündem ise Çin gibi süper güçlerin güçlenmesi ve ABD'nin eski gücünü kaybediyor oluşuydu. İnsanlar bu durumdan endişe etmektelerdi. Başka bir deyişle, Trump'ı destekleyenler dünya arenasında kaybeden taraf olmak istemiyorlardı. Kendisi de tam bu hissiyatla yola çıktı ve kendisinin galip çıkacağını her seferinde halkına anlattı. Ülkesinin hak ettiği büyüklüğünü ona kazandıracağını iddia eden başarılı bir adam profili çiziyordu.

Son olarak Donald Trump, birçok insanın güvensizlik hissini ve bazı korkularını ortadan kaldırmayı başardı. Kendisini ülkenin koruyucusu olarak ilan etti. Uyuşturucu satıcılarından, yasadışı göçmenlerden, Çin'in ekonomik kalkınmasından, kötü uluslararası anlaşmalardan, Meksikalı çetelerden vb... Meksika'yla ABD arasına öreceği duvar konusunda kongreyi ikna etme çabası, aslında kendisini ne denli bir “koruyucu” olarak gördüğünün bir kanıtı.

Kendisinin stratejisiyle ilgili olarak Garrison Group'un Motivasyonel Hiyerarşi tekniğiyle hazırladığı makaleye göz atabilirsiniz. ( https://www.thebrandage.com/trump-markasinin-vahsi-cazibesi-6593 )



3.
SIR ALEX FERGUSON ve Stratejinin Önemi

Alex Ferguson, Manchester United Futbol Kulübü'nün efsanevi antrenörüdür. Kesintisiz 27 yıllık teknik direktörlüğü boyunca sayısız şampiyonluk kazanmıştır. Kariyerinin son 10 yılında Manchester United Premier Lig'te sadece 1’inci., 2’inci. veya 3’üncü olmuştur. Ferguson son şampiyonluğunu 2013 yılında kazandıktan sonra kulüpten ayrıldı. O zamandan beri Manchester United henüz Premier Lig'i kazanamadı. Özellikle 2013 yılından hemen sonraki senelerde kadro pek değişmemesine rağmen şampiyonlukların kazanılamaması, aslında Ferguson'ın ne kadar stratejik bir teknik direktör olduğunu gösteriyor.

Oyuncular aynı ama şampiyonluk yok! Bütün dünya Ferguson'ın büyüklüğüne şahit!

Peki kendisinin stratejisi neydi? Forbes’un da belirttiği gibi, Ferguson bir kulübü bir insanmış gibi görürdü. Bir kadronun 3-4 yılda bir yenilenmesi gerektiğine inanırdı. Bu nedenle her zaman yeni bir strateji bulur, kadrosunu gençlerle yeniler ve boşlukları doldururdu. Gençleri altyapıdan yetiştirip onları dünya starı haline getirmek, Ferguson'ın en önemli özelliklerinden biriydi. İlk önceliği onları insan olarak tanıyabilmekti. Onların nelerden motive olabilecekleri konusunda fikir sahibiydi. Böylece kariyerlerinin gidişatını net bir şekilde görebiliyor ve onları en verimli şekilde kullanabiliyordu. Kendisinin kariyeri, strateji kavramının başarıda oynadığı rolü kanıtlar nitelikte. Kazanmak istiyorsak, strateji anahtardır!



4. MUHAMMED ALİ
ve İnsan Merkezli Pazarlama

Daha sonraları adını Muhammed Ali olarak değiştiren Cassius Clay, tüm zamanların en büyük boksörlerinden biridir. Kendisinin ringteki kariyerini ve dövüşme şeklini incelediğimizde, biz pazarlamacılar üç tane önemli nokta görürüz.

1 - Strateji: Hem ringte hem de pazarda, dürtüsel hareket şarttır. Ali, enerjisini doğru zamana saklama konusunda bir ustaydı. Rakibinin nakavt olacağından emin olana kadar dövüşmesini sürdürürdü.

2 - Cesaret: Bir boks efsanesi olarak, eğer boksör olmak istiyorsanız önce burnunuzun bir kırılması lazım. Bunun nedeni burun kırığının çok acı vermesi ve böylesi bir şeyin ringte gerçekleşmesinin boksör için çok daha ciddi sonuçlar doğurabilecek olması. Bu nedenle, eğer boksör olmak istiyorsanız en başından beri cesur olmak zorundasınız. Aynı şey pazarlama için de geçerli. Bir yerinizin kırılacağından korkarak iş yaparsanız konfor alanınızdan hiçbir zaman çıkamaz ve ancak rakiplerinizin bir taklidi haline gelirsiniz.

3 - Hız: Ring üzerindeyken, her işi zamanında yapmak çok önemlidir. Efsanevi "The Rumble in the Jungle" maçında Ali'nin ona daha sert vurması için George Foreman’ı nasıl tahrik ettiğini hatırlayın. Ali, Foreman'ın tüm enerjisini harcamasını ve en sonunda gardını düşürmesini sabırla bekler. Bir süre sonra beklediği an gelir ve Ali, jeneriklik vuruşuyla rakibini nakavt eder.


Pazarlama hakkında kitaplar okuyun ancak etrafınızda beslenebileceğiniz çeşit çeşit ilham kaynağı olduğunu da unutmayın. Birçok ünlü insan size bedava başarı dersleri veriyor, siz farkında değilsiniz.


İster Ali, ister Donald Trump olsun. Pazarlama her yerde ve pazarlama herkes için! En nihayetinde pazarlama, duygu, his, aksiyon ve sorumluluk demektir. Korkmayın. Şüpheci olmayın. Keşfedin ve yolculuğun tadını çıkarın.

 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER