Günümüzde sosyal medya pazarlama iletişiminde etkin bir rol oynamaya başlamışken, Red and Grey Media “Pazarlama İletişimi Stratejisinin Sosyal Medyaya Uyarlanması” ile ilgili bir yazı yayınladı.

Dijital platformların bizler için yenilikçi bir dünya olduğu ve her geçen gün mesafe kat ederek büyümeye devam ettiği bir gerçek. Büyüyen bu dijital dünyada, ağırlıklı olarak gençlerin yaşadığını da biliyoruz. Açıklanan son verilere göre Türkiye’de 45 Milyon Facebook kullanıcısı mevcut. Söz konusu bu kullanıcıların %64’ü erkek, %36’sı ise kadın olarak görünmekte. En aktif yaş grubu ise 24-25 yaş grubu olarak kayıtlara geçiyor.

Markaların, sosyal medya platformlarında günümüz çağına ayak uydurmaya çalışırken, yıllardır kullanıcıların gözünde edindikleri imaja oranla platformların doğasını gerektirdiği sıcak kanlı iletişimde bulunmakta zorlandığı zamanlar olabiliyor. İletişim stratejisinin uygulama kısmında ise markanın günümüz dinamiklere ayak uydurmak için en ufak detayları düşünmesi ve adımlarını ona göre belirlemesi gerekiyor. Aksi taktirde iletişim stratejisi ters etki yaratabilir ve kullanıcılar istenmeyen yorumlarla markaya dönüş yapabilir.

Dijital pazarlama, özellikle sosyal mecraları yoğun kullanan ya da kullanmak isteyen markaların, sektör rakiplerinden ayrışabilmesi adına kullandıkları bir seçenektir. Dijital dönemde sosyal medya kullanıcıları ise her gün yüzlerce içeriğe maruz kalabiliyorlar. Görsel ve içerik metni, markaların kendilerini ön plana çıkarmak için yayınladıkları postlar ve benzeri pek çok etken daha… Bu kadar içeriğin arasında kullanıcılar tarafından fark edilebilir olmak oldukça zor.

Geniş hedef kitlelere erişebilme imkanı, takipçi ya da bireyleri pasif birer izleyici olmaktan çıkarıp düşüncelerini, reaksiyonlarını ve gereksinimlerini çok daha net, hızlı biçimde yansıtma olanağı sağlıyor. Hal böyleyken, markaların hedef kitlesiyle sağlıklı ve pozitif etkileşim sağlayabilmesi adına geleneksel iletişim dinamiklerini değiştirmesi ve dijital platforma uygun bir dil oluşturması gerekliliği ortaya çıkıyor.

Markaların ve dijital reklam ajanslarının, sosyal medya üzerindeki kullanıcı algısını oluşturma ve yönetme konusunda ince eleyip sık dokuması büyük önem taşıyor. Sonraki adımda ise markanlar, rakipleri hakkında strateji analizi yapmalı ve pazarlama iletişim stratejisini de bunlara göre düzenlenmelidir. Ön plana çıkarmak istediğimiz ürünlerle ilgili hedef kitleyi mutlu edecek şekilde kaliteyi arttırırken, tüketici memnuniyetini arttırıp, kullanıcıların bu değişimini paylaşımlara da yansıtmayı planlamak önemlidir.

Çünkü artık sosyal medya üzerinde markalar ağızlarından çıkanlara göre değil, gerçekleştirmiş olduğu eylemlere göre ele alınıyorlar. Son dönemde tüketicinin sabit genel düşünceleri yerine eş-dost tavsiyesi ya da deneyimleri satın almaya ikna etme konusunda daha etkin bir pozisyonda. Kullanıcıların davranışlarını, ne yaşadıklarını bilmemiz, onlara elimizi uzatabiliyor olmamız ve empati yaparak iletişim sağlamamız gerekir.

Kitleleri yöneten markalar yerine, kullanıcıların yönettiği dijital platformlar, hem kitlesel hem de bireysel iletişim deneyimini üst düzeyde yaşama imkanını bizlere sunuyor. Alternatif yollar kullanarak, gündem olabilecek farklı kampanyalar kurgulayarak, aynı dilde çoklu kanallarla uyumlu planlamalar yaparak, doğru içerikler paylaşarak, yaratılmak istenen etkiyi kısa sürede görebilmek ve başarılı sonuçlar ortaya koyabilmek mümkün.

Markalar; oluşturulan stratejiye göre planlı şekilde çoklu kanal analitik sistemleri entegrasyonuna, post yönetimine, dijital kampanyalara yatırım yapmalı ve tüm bunların sürdürülebilir olmasına dikkat etmelidir. Sosyal medya mecralarında var olmak isteyen şirketler ancak bu şekilde hedef kitlenin hızla değişen isteklerine karşılık verebilir ve rakiplerine karşı fark yaratarak bu çekişmeli rekabet sürecinde varlıklarını sürdürebilirler.