OMO’NUN ÇOCUK VE OYUN GLOBAL ARAŞTIRMASI TÜRKİYE VERİLERİ AÇIKLANDI
Türkiye’de her on çocuktan altısı (%61) ortalama bir günde 1 saat ya da daha az süre dışarıda oyun oynuyor. Bu süre mahkumların açık havada geçirmeleri tavsiye edilen minimum sürenin altında.
Türkiye’de yaklaşık her yedi çocuktan biri (%14) ortalama bir günde hiç dışarıda oyun oynamıyor.
Türkiye'deki ebeveynlerin %94'ü oyun oynama fırsatına sahip olmayan çocukların öğrenmede zorluk yaşayacağına, %70'i ise çocuklarının dışarıda oynamak için yeterli fırsata sahip olmadığına inanıyor. Ebeveynlerin %59’uçocuklarının kapalı alan ve açık hava oyunlarında daha iyi bir dengeye sahip olmasını istiyor.
OMO, 10 yılı aşkın süredir devam eden Kirlenmek Güzeldir çalışmaları kapsamında gerçekleştirdiği 10 ülkede 12 bin ebeveynle yürütülen Global Çocuk ve Oyun Araştırması Türkiye sonuçlarını açıkladı. Araştırma sonuçları Çocuk ve Ergen Psikiyatrı Prof. Dr. Yankı Yazgan’ın yorumlarıyla Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Kategorilerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Kamuran Uçar ve Unilever Ev ve Çamaşır Bakım Kategorisi’nden Sorumlu Pazarlama Direktörü Alper Eroğlu’nun aktardığı markanın yol haritası ve yakın dönem projeleriyle paylaşıldı.
Çocukların Dışarıda Oyun Oynama Zamanları Çarpıcı Düşüşünü Sürdürüyor OMO Global Çocuk ve Oyun araştırmasının sonuçlarına göre tüm dünyada çocukların açık havada oyun oynama süreleri giderek azalıyor ve oyun alışkanlıklarındaki dengesizlik artıyor. Kirlenmek Güzeldir Global Çocuk Gelişim Danışma Kurulu Başkanı Sir Ken Robinson ve Türkiye Danışmanı Prof. Dr. Yankı Yazgan çocukların gelecekteki başarısının oyundaki dengeye bağlı olduğunu belirtiyor. Araştırma sonuçları, çocukların oyun zamanının çarpıcı bir düşüşte olduğunu ve günümüzde çocukların çoğunun dışarıda bir mahkum kadar az zaman geçirdiğini ortaya koyuyor. Amerika, Brezilya, İngiltere, Türkiye, Portekiz, Güney Afrika, Vietnam, Çin, Endonezya ve Hindistan olmak üzere toplam 10 ülkede yürütülen araştırma, çocukların oyun alışkanlıklarındaki artan dengesizliği ortaya koyuyor. Türkiye’deki ebeveynlerin %57'si, çocuklarının kendi çocukluk dönemlerine kıyasla daha az oyun oynama fırsatına sahip olduğuna inanıyor. Ülkemizdeki her 10 ebeveynden 9'u (%90) çocuklarının gerçek hayatta spor yapmak yerine sanal ortamda spor oyunları oynamayı tercih ettiğini belirtirken, her 2 ebeveynden 1'i (%50) çocukları ile açık havada oyun oynamak için zamanlarının olmadığını söylüyor. Dünyada eğitim, yaratıcılık ve insan gelişiminin önde gelen uzmanlarından ve Kirlenmek Güzeldir Global Çocuk Gelişim Danışma Kurulu Başkanı Sir Ken Robinson araştırmanın global sonuçlarıyla ilgili şunları ifade ediyor: “Akademik araştırmalar aktif bir şekilde oyun oynamanın çocuklar için doğal ve öncelikli bir öğrenme yolu olduğunu gösteriyor. Bu oyun türü, özellikle hızlı beyin gelişiminin yaşandığı dönemdeki çocukların sağlıklı büyümeleri ve ilerleme kaydetmeleri için çok önemli. Ancak oyun önemsiz olduğu gerekçesiyle çoğunlukla göz ardı ediliyor. Bunun sonucu olarak çocukların hayatlarındaki aktif oyun süresinin azalmasıyla ilgili artan ve alarm verici bir eğilim söz konusu.” Modern hayatın baskıları nedeniyle ebeveynlerin yarısı dışarıda oynayan çocuklarını gözetmek ya da onlarla beraber dışarıda oyun oynamak için az zamanları olduğunu ya da hiç zamanları olmadığını belirtiyor. Türkiye’de ebeveynlerin yarısı yaşadıkları toplulukta çocuklarının güvenli bir şekilde oynamaları için uygun alanlar bulunmadığını belirtiyor. Spor Artık Sanal Ortamda Uzmanlar çocuklarının teknolojiyi kullanmalarının kendilerine bir çok farklı yarar sunduğu konusunda hem fikir olmakla beraber 'ekran başında geçirilen zamanı çocuklarını açık havaya çıkarmada bir engel olarak görülüyor. Türkiye’de yaklaşık her on ebeveynden dokuzu (%85) çocuklarının herhangi bir teknolojinin yer almadığı durumlarda oyun oynamaya itiraz ettiklerini itiraf ediyor. Benzer orandaki ebeveyn (%90) çocuklarının kapalı alandaki ekran başında sanal spor oynamayı dışarıda 'gerçek' spor oynamaya tercih ettiklerini belirtiyor. Araştırmayı yorumlayan Kirlenmek Güzeldir Global Çocuk Gelişim Danışma Kurulu Başkanı Sir Ken sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Endişe verici bir oyun dengesizliğiyle karşı karşıyayız. Ekranlar eğitim ve eğlence için harika kaynaklar olabilir ancak çocuklar, zihinlerini ve vücutlarını tam anlamıyla kullanabilmeleri ve etraflarındaki dünyayı daha fazla öğrenmeleri için farklı türdeki oyunları dengeli biçimde oynamalılar. Oynamak, çocukların öğrenmelerine, tecrübe etmelerine, odaklanmalarına, konsantrasyonlarına, kendilerine daha dönük olmalarına ve sosyal güvenlerini geliştirmelerine yardımcı olur. Oyun aynı zamanda çocukların paylaşım, kurallara uyma, sıra bekleme, diğerlerinin seçimlerine saygı duyma, kaybetmeyi kabullenme, sabretme, hoşgörülü olma, açık fikirli olma ve empati kurma gibi önemli sosyal değerleri kazanmalarına yardım eder. Çocuklarınızın serbest türde, daha az kurgulanmış oyunları dışarıda güvenle ve özgürce oynamalarına izin verin; onların girişken tavırlarına, hayal kurma ve yaratım becerilerine şaşıracaksınız. Onları şimdiden geliştirmek ve gelecekte başarılı, çok yönlü ve mutlu birer erişkin olmalarına yardımcı olmak için çocuklarımızın hayatında aktif oyuna yer vermeliyiz.” Prof. Dr. Yankı Yazgan araştırma sonuçlarının ortaya koyduğu oyun oynama alışkanlıklarındaki dengesizlikte etkin olan üç temel engele dikkat çekiyor: “Dengesizliğe en fazla etkisi olan 3 öge ebeveynlerin aşırı kontrolcü yaklaşımı, çocukların ekranlara olan aşırı ilgisi ve çocukların gündelik programlarının giderek yoğunlaşması. Çocukların gelişim dönemlerinde ihtiyaç duydukları oyun ve faaliyetler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan ebeveynler, bilgi eksiklikleri nedeniyle risk almamak için kontrolcü davranıp ev ortamını çocuklar için daha güvenli bulabiliyor. Ev, onlar için dışarıda yaşanabilecek kazalara, soğuğa, sıcağa ve daha pek çok riske karşı bir kale. Ancak bu kale de yeterli uyaran olmadığı gibi çocukların karşılaşması gereken zorluklardan paylarına düşen dersleri alma şansı da yok. O yüzden ailelere çocuklarının oyunlarına ve aktivitelerine doğrudan müdahil olmadan ama elbette güvenliklerini gözeterek çocuklarına yaparak, yaşayaıp anlamlandırarak, deneyimleyerek öğrenme fırsatı tanımalarını öneriyoruz.” Yazgan çocukların teknoloji ve ekranlara olan ilgisi konusunda da şunların altını çiziyor: “Dijital dünyaya doğan bir nesil yetiştirdiğimiz gerçeğini kabullenmeliyiz, çocukların dijital teknolojiyle içiçe büyümesine karşı çıkmak hayatın akışına aykırı. Burada dikkat edilmesi gereken teknolojiyi ve ekranları çocuk bakıcısı olarak ya da ilişkiyi, sahici deneyimi engelleyici biçimde kullanmamamak.. Ekran ile ilişki artıp ekran hem bir oyun yeri ve hem de oyun arkadaşı haline gelince oyun dengesizliği karşımıza çıkıyor. Ebeveynlere düşen sorumluluk içeride ve açık alanda oynanan oyunlar ile ekran başında ve ekran dışında oynanan oyunlar arasında bir zaman dengesi kurabilmeleri için çocuklarına rehber olmak”. Yazgan, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ailelerin çocuklarının zaman programlarını giderek daha fazla aktivite ile zenginleştirdiğini ve çocukları için denge kurmakta zorlandıklarını söylüyor: “Çocukların hayatında akademik ya da spor faaliyetleri gibi tanımlı çerçeveleri olan aktiviteler ile serbest oldukları aktiviteler arasında bir denge olması gerekiyor. Çünkü çocuklar serbestçe deneyimleyebildikleri, kurallarla sınırlandırılmadıkları, keşfetmenin kendilerine kaldığı aktivitelerle öz yönetimlerini geliştirebiliyorlar. Problem çözme, karar verme, planlama, düşünce ve duygularını fark etme ve duruma uygun biçimde kontrol etme yetenekleri serbest olduklarında daha etkili bir gelişim gösteriyorlar. Ebeveynler Bilgi Almak İstiyor Açık hava oyunlarının eksikliğine dikkat çekmeyi ve ebeveynlerde farkındalık yaratmayı amaçlayan OMO, konuyla ilgili farklı iletişim çalışmalarını içeren bir yol haritasına sahip.Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Kategorilerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Kamuran Uçar planladıkları çalışmalara ilişkin şu bilgileri verdi: “Günümüzde çocukların dışarıda mahkumlar kadar az zaman geçirdiklerini tespit ettiğimizde çok şaşırdık. Bu nedenle OMO olarak, bu meseleyi dünyanın her yerinde gündeme taşımak ve çocukların öğrenmeleri ve gelişimlerinde dengeli oyunun önemiyle ilgili bir farkındalık başlatmak istedik. Yeni reklam kampanyamız farkındalık çalışmalarımızın ilk adımı olacak. Sir Ken Robinson, Stuart Brown, Prof. Dr. Yankı Yazgan’ın da aralarında olduğu uzmanlarla çocuk gelişimi alanında çalışmaya devam edeceğiz ve ebeveynlere uzmanların sunduğu bilgileri ulaştıracağız. Araştırma verilerimizden biri de Türkiye’deki ebeveynlerin % 81’inin çocukların farklı yaş ve gelişim dönemlerinde ihtiyaç duydukları faaliyetler hakkında daha fazla bilgi almak isteğiydi. Onlara çocuklarıyla birlikte oynayabilecekleri faklı oyunlara ilişkin rehberler sunacağız. Ek olarak dünyada giderek yaygınlaşan çocuklar için yerinde ve deneyimleyerek öğrenme uygulamalarını destekleyen tarzda bir eğitim projesini, yurt dışında farklı ülkelerde yaptığımız gibi Türkiye’de de hayata geçirmek için planlama çalışmaları yürütüyoruz.”YORUM YAZIN
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok