Markalamada Coğrafi İşaretlerin Önemi

Bu sayıda “coğrafi işaret” kavramına bazı örnekler vererek bir giriş yapacağız. Geniş anlamı ile “coğrafi işaret” coğrafi kaynak (menşe) anlamını, dar anlamı ile de coğrafi işaretleri ve coğrafi isimleri kapsamaktadır.   Menşe ve Mahreç. Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında KHK’nın 3. maddesine göre; belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle bir yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren coğrafi işaretler menşe ve mahreç işareti olarak ikiye ayrılır. Menşe adının kullanılabilmesi için 3. madde; “a) Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, alan, bölge veya çok özel durumlarda ülkeden kaynaklanan bir ürün olması; b) Tüm veya esas nitelik veya özellikleri bu yöre, alan veya bölgeye özgü doğa ve beşeri unsurlardan kaynaklanan bir ürün olması; c) Üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinin tümüyle bu yöre, alan veya bölge sınırları içinde yapılan bir ürün olması.” koşullarının varlığını aramaktadır. Örneğin Bozcaada’nın veya Mürefte’nin şarap için, Ezine’nin peynir, Ayvalık’ın ve Edremit’in zeytinyağı için menşe adı olarak kullanılması gibi. Mahreç adını taşıyacak ürünlerde ise yine 3. madde; “ a) Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, alan veya bölgeden kaynaklanan bir ürün olması; b) Belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle bu yöre, alan veya bölge ile özdeşleşmiş bir ürün olması; c) Üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinden en az birinin belirlenmiş yöre, alan veya bölge sınırları içinde yapılan bir ürün olması” koşullarının varlığını aramaktadır. Örneğin; “Trabzon ekmeği”, “Isparta halısı” mahreç adının kullanılması gibi. Menşe adının kullanılabilmesi için ürünün o bölge yani coğrafi alanın sınırları içerisinde üretilmesi, işlenmesi ve diğer işlemlerinin tamamlanması gerekirken, mahreç adının kullanılabilmesi için bu bir zorunluluk değildir(mad.17). Bu kapsamda coğrafi işaret, o bölgedeki üreticiler tarafından üretilen mal veya hizmetleri diğerlerinden coğrafi kaynağı bakımından ayırt etme olanağını sağlayan kolektif kullanıma uygun bir işarettir. Bu bakımdan bireysel markalardan farklı olup, ancak bireysel marka ile birlikte kullanılabilir. Mahreç ve menşe adları marka olarak tescil edilemez. Zira o bölgede ürünü üreten herkesin bu adı kullanma hakkı vardır. Bu hakkın bir kişiye verilmesi haksız rekabet yaratacaktır. Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında KHK “coğrafi işaretlerin” mahreç ve menşe adının yanıltmak amacıyla kullanılması hallerinde 24/A maddesinde cezai düzenlemeler yapmakta, 25. maddesinde de hukuki tecavüzler için hak sahiplerine belirli taleplerde bulunma (tespit, tecavüzün durdurulması ve önlenmesi, tazminat, el konulmasını isteme, imha gibi) olanağı vermektedir. Coğrafi İsimler. Coğrafi isimler yer isimlerini (şehir veya bölge isimleri), ülke isimlerini içine almaktadır. 556 sayılı markalar hakkında KHK.nin 5. maddesinde hangi işaretlerin marka olarak kullanılabileceği belirtilmiş ve bunların arasında açıkça coğrafi işaretlerin marka olarak tesciline izin verildiğini belirten bir ibareye açıkça yer vermemiştir. Ancak maddenin yazım şekli ve düzenleme amacı düşünüldüğünde burada sayılan işaretlerin sınırlı olarak belirtilmediği ve bu nedenle coğrafi işaretlerinde marka olarak tescil edilebileceği genel olarak kabul edilmektedir. Yargıtay “Pendik” ilçesinin marka olarak tescili ile ilgili önüne gelen bir davada1; “…ülkemizdeki şehir, bölge veya maruf mahal isimlerinin tek bir sözcük olarak bir kişi lehine marka olarak tesciline olanak tanımak, bu isimlerin artık başkaları tarafından markalarında kullanılamayacağı sonucunu ortaya çıkaracaktır. Örnek verilmek gerekirse İstanbul, Ankara veya İzmir veya dava konusu olayda olduğu gibi İstanbul`un maruf bir ilçesinin adı olan sadece “Pendik” sözcüğünün bir kişi adına marka olarak tescil edilmesi halinde, bu sözcük artık bir kişinin tekelinde kalacak ve bu şekilde bir kamu adı başkaları tarafından markalarında kullanılamayacaktır. Zira, yerleşen uygulamaya göre, bu isim, markanın “kök” sözcüğü olacak ve iltibas iddiası ile diğer marka başvurularının önlenmesine neden teşkil edecektir. 556 sayılı KHK.nin genel amacı dikkate alındığında böyle bir imtiyazın kimseye tanınmaması gerekir. Bu şekildeki şehir, ilçe veya maruf yerleşim yerlerinin isimlerini teşkil eden sözcükler hangi ürünün markası olarak kullanılacak ise, onunla birlikte tesciline imkan verilmesinin anılan yasal düzenlemenin amacına daha uygun olduğu görüşünün benimsenmesi de bu şekilde böyle bir markayı kullanmak isteyenlerin menfaat dengelerinin korunması bakımından da uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Bu ilkeye göre, örneğin “İstanbul” ve “Ankara” adları coğrafi işaretlerle karışmaya meydan vermeyecek şekilde, “İstanbul Şarabı”, “Restaurant İstanbul” “Ankara Pazarları” gibi kullanılacağı mamul veya hizmetin nevi ile birlikte ancak işaret olarak kullanılabilecek ve bunun sonucu marka olarak tescili mümkün olabilecektir. Ve yine bu ilkeye bağlı uygulamanın sonucu olarak, bu şekildeki marka kullanılması ile 555 sayılı KHK. ile belirlenen coğrafi işaretlerle karışıklığın önlenebilmesi de mümkün olabilecektir” coğrafi ismin tek başına kullanımına onay vermemiştir. Ancak, kullanılan kelime ürünün kaynağında bir yanılmaya veya karışıklığa neden oluyorsa bu bir tescil engelidir. Nitekim Markalar Hakında KHK.nın 7/1,c ve f bendi; “c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markalar. f) Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya üretim yeri, coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak markalar, hallerini mutlak red sebepleri olarak saymıştır.” Bir işaretin ayırt edici gücünün olması için kullanılacağı ürün veya hizmetin cinsine ve niteliğine yakın olmaması, hizmetin sunulduğu yeri belirtmemesi gerekir. Bunlar arasındaki uzaklık ne kadar fazla ise marka o kadar kuvvetli kabul edilir. Buna karşılık seçilen işaret kullanılan ürün veya hizmeti çağrıştırıyor ve onu belirliyorsa marka o oranda kuvvetsizdir.2 Marka, sahibine aynı işaretin başkaları tarafından kullanılmasını yasaklama hakkını verdiğine göre, bir işaretin marka olarak seçilmesi ve tescil edilmesinde, kamunun menfaatinin de gözetilmesi gerekmektedir. Şehir bölge isimlerinin tek bir sözcük olarak bir kişi lehine tesciline olanak tanımak, birer kamu işareti olan bu isimlerin artık başkaları tarafından markalarında kullanılmaması sonucunu doğuracaktır.3 Yargıtay kararında anılan ve verdiğimiz örneklerde olduğu gibi; İstanbul adının ürün veya hizmet ile birlikte marka olarak tescili kabul edilebilirken, örneğin üretilen zeytinyağına “Ayvalık” adının marka olarak tesciline yönelik talebin reddi gerekecektir. Ancak Markalar Hakında KHK. md. 7/2’ye göre, bir marka tescil tarihinden önce kullanılmış ve ayırt edicilik kazanmışsa, tescili reddedilemez. Kararname md. 42 de aynı düzenlemeyi getirmiştir. Bu kapsamda yukarıda verdiğimiz örneklerde olduğu gibi seçilen bir coğrafi ismin marka olarak tescilden önce kullanılmış olması ve ayırt edicilik kazanması halinde tesciline engel olunamayacak, tescil edilmiş ise hükümsüzlüğü talep edilemeyecektir.
 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER