Marka Hakkının Tüketilmesi

Markanın sahibi, markasını taşıyan malları, Türkiye’de piyasaya sunduğu veya onun izni ile Türkiye’de piyasaya verildiği takdirde, markanın bu mallarla ilgili olarak kullanılmasını yasaklayamaz. Marka hakkının tüketilmesi veya ilk satış ilkesi adı verilen prensibe göre, marka sahibi, kendi izniyle Türkiye’de yapılan ilk satıştan sonra, malların çeşitli kademelerde satışına, ihracına ve Türkiye’den ihraç edilmiş malların aynen Türkiye’ye ithaline engel olamaz1. Ancak eğer marka hakkı sahibi markayı taşıyan mallarını yalnızca Türkiye dışında piyasaya sürmüşse bu malların Türkiye’ye ithaline engel olabilecektir. Yargıtay bir kararında; “…marka sahibi tarafından  veya onun izniyle markayı taşıyan malların piyasaya sunulmasından sonra marka sahibi markanın bu mallarla ilgili olarak kullanılmasını yasaklayamaz…” diyerek markanın tüketilmesi ilkesini benimsemiştir. Ancak buradaki tükenme malların korunmasına yöneliktir, marka üzerindeki hakkının tüketilmesi söz konusu değildir.  Bu ilke ile markayı taşıyan malların her el değiştirmesinde marka sahibinin izninin alınması gibi ticari hayatın olağan akışını kesintiye uğratacak eylemler engellenmiş olmaktadır. Ancak hemen belirtmek gerekir ki bu ilke hizmet markalarına uymadığı için yalnız ticaret markalarında uygulanabilir. Tükenme ilkesi mutlak olmayıp istisnaları mevcuttur. Marka hakkı sahibi, markasını taşıyan malın piyasaya sunulmasından sonra, üçüncü kişiler tarafından değiştirilerek veya kötüleştirilerek ticari amaçlı kullanımlarını önleme yetkisine sahiptir.(MarkKHK. mad.13/II) Örneğin 5 adetlik ürün içeren bir malın daha az veya daha çok sayıda ürün içeren paketler halinde satılması, ürün içeriğine başka bir maddenin karıştırılması, ambalajın değiştirilmesi hallerinde marka hakkı sahibi bu ürünlerin piyasaya sürülmesine engel olabilecektir.   Markanın Kullanılması Zorunluluğu. Markalar Hakkında Kanun  Hakkında Kararname, markanın kullanılması zorunluluğunu getirmiştir.  Bu zorunluluğun amacı inhisar hakkı ve bu hakka dahil, yasaklama gibi olağanüstü yetkilerin sebepsiz yere tanınarak, bir çok işaretin anlamsız ve yararsız bir şekilde topluma kapatılmamasıdır.2 Ancak uygulamada yaygın bir biçimde kişi ve kurumların bir çok işareti tescil ederek kullanıma kapattığı görülmektedir. Bu yüzden kararnamede ve ulusal üstü metinlerde getirilen düzenlemelerin istenilen sonucu sağlayamadığı açıktır. Markanın kullanılması, markanın tecil edildiği mal veya hizmetlerde kullanılmasıdır. Markanın birden fazla mal ve hizmette kullanılmak üzere tescil edilmiş olması halinde, markanın bu mal ve hizmetlerden sadece bazılarında kullanılması, markanın kullanılmadığı diğer mal veya hizmetler açısından markanın devamını sağlamaya yeterli değildir. Markanın, tescil edildiği mallardan veya hizmetlerden sadece bir bölümü için kullanılması, diğerleri için de kullanımın koşullarının gerçekleştiği anlamına gelmez. Zira hakkı devam ettirici kullanım, ancak marka sahibi markayı sicilde kayıtlı mal veya hizmet edimleri için fiilen kullandığında vardır.3 Markanın kullanılması zorunluluğunun markanın korunması ile alakası yoktur. Korumadan yararlanabilmek için tescilli markanın kullanılması gerekmez. İhlal edildiği anda kararnamede düzenlenen korumadan marka hakkı sahibi faydalanabilecektir. Burada kullanılmamanın etkisi tescilin iptal edilmesidir. MarkKHK m.14, markanın tescilden tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanılmaya beş yıllık bir süre kesintisiz ara verilmesi halinde markanın iptal edileceğini (hükümsüzlüğüne karar verilmesi) belirtmiştir.  Bu kullanmama haklı bir sebebe dayanıyorsa beş yıllık süre geçmiş olsa dahi hükümsüzlük kararı verilemez. Haklı neden, savaş hali, ambargo gibi mücbir nedenden kaynaklanabileceği  gibi, malla ilgili ruhsat, kayıt, lisans gibi formalitelerin uzaması şeklindeki mala veya piyasaya bağlı nedenlerden de kaynaklanabilir. Markayı kullanma zorunluluğu TPE tarafından markanın tesciline karar verildiği tarihten itibaren beş yıldır. Markanın “ciddi biçimde”, markadan işlevlerine uygun bir tarzda yarar elde edecek, piyasada mal veya hizmetin tanınmasını ve diğer mal ve hizmetlerden ayırt edilmesini sağlayacak şekilde ve yoğunlukta kullanılması gerekmektedir. Ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanma hallerinde de kararname kullanmanın gerçekleştiğini kabul etmektedir. Örneğin kırmızı renkte tescil edilen bir markanın farklı renklerde kullanılması halinde de kullanma zorunluluğunun yerine getirildiği kabul edilmektedir. Yine yalnızca ihracatta veya ambalajda kullanma, sahibinin izni ile kullanma ve markayı taşıyan malın Türkiye dışında üretilmesi hallerinde de  kullanma zorunluluğu yerine getirilmiş kabul edilmektedir.  Anacak izinsiz olarak markanın kullanıldığı hallerde markanın kullanılması zorunluluğuna uygun kullanmadan bahsedilemeyecektir. Markanın kullanılmaması iddiasına dayalı hükümsüzlük davasında markanın kullanıldığının ispat yükü marka sahibi üzerindedir.  Markanın kırtasiye eşyası, fatura v.s üzerinde kullanılması markanın kullanılması manasına gelmediği gibi, fatura üzerinde yer alan ürün bilgileri de  bu hususta bir anlam ifade etmez. KHK ile aranan, markanın ürün veya ambalaj üzerinde, söz konusu ürünün diğerlerinden ayırt edilmesini sağlayacak şekilde kullanılmasıdır.
 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER