Kulağı ve Ritim Duygusu Olmayan Biri Bu İşi Yapamaz
“KULAĞI VE RİTİM DUYGUSU OLMAYAN BİRİ BU İŞİ YAPAMAZ”
Reklamcılık resim yapmaya benzer. Bitti demeden ne tablo biter, ne de reklam.
Pazarlanan ürünün güvenilirliğini pekiştiren sesler tercih edilmeli.
Onbeş yaşından beri oyunculuk yapan Akasya Asıltürkmen oyunculuğa profesyonel olarak ilk adımını “İstanbul Kanatlarımın Altında” filmi ile atmış. Başarılı bir kadın profili çizen sanatçı büyük bir hayran kitlesine sahip, müziğe de büyük ilgi duyuyor ve birçok oyun müziği yapmış. Mimar Sinan Üniversitesi Tiyatro Ana Sanat dalı mezunu olan sanatçı, reklam ve animasyon seslendirmeleri yapıyor aynı zamanda oyunculuk eğitimi de veriyor. Kendisiyle “dublaj ve dublaj sektöründe kadının yeri” üzerine yaptığımız röportajda verdiği cevaplarla çok önemli noktaları vurgulayarak sektöre dair ışık tutuyor. Keyifli okumalar dilerim.
Seslendirme sektörüne giriş
Bundan 18 sene önce şu anda artık olmayan 39. Basamak adındaki ajansın seslendirme cast'ına girdim. Sonrasında ise hala çalıştığım Duygu Başara ile tanıştım. 15 senedir birlikte çalışıyoruz.
Neden Akasya Asıltürkmen?
Seslendirme yaparken alternatif sunabilen, esnek ve skalası geniş sesleri tercih ediyorlar. Bazı ajanslar seslendirme esnasında hoşlarına giden bir fikir sayesinde tüm kampanyanın akışını bile değiştirebiliyorlar. Reklamcılık resim yapmaya benzer. Bitti demeden ne tablo biter, ne de reklam. Sanırım ben istediklerini verebiliyorum. İşlerin devamlılığı bunun sağlaması oluyor.
Müşteriyle ses karakteri oluşturma
Müşteri talep etmeden asla öneride bulunmam. Öneriye ne derece açık olduklarını zaten stüdyoya girdiğiniz an anlarsınız. Ortam müsaitse öneri sunarım. Genelde onaylanır ve denenir. Tercih edilirse çocuk gibi sevinirim. Ne de olsa yaratıcı bir sürecin içine girmişimdir.
Seslendirmenin markalara katkısı
Bazı sesler var ki, markanın adeta temsilcisi olmuş. Mesela Günyol Bakoğlu'suz bir Beko düşünülemez. Bilinçli yapılan bir ortaklık bu tabii ki. Markanın güvenilirliğini sağlamlaştırıyor.
Markaların ses seçimi
Pazarlanan ürünün güvenilirliğini pekiştiren sesler tercih edilmeli. Biz önce görsel, sonra işitsel olarak etkileniyoruz. Kendinden emin ya da mutlu, bazen sadece rahat bir ses istenilen atmosferi yaratır.
Araba markalarının erkek ses tercihi
Araba çok maskülen bir araç. Hala erkek dünyasını daha çok temsil ediyor. Ama sadece erkeksi ürünlerde değil, temizlik malzemelerinde bile erkek tercih edilebiliyor. Erkek sesindeki güven veren tonlar alıcının hoşuna gidiyor. Kadın ne yazık ki sektörde hala ikinci planda kullanılıyor. Hâlbuki kadınlar kadınları dinlerler. Bana kalırsa bu bir nebze değişmeli, alışkanlıklar kırılmalı. E, tabi bu benim işime de gelir.
Markaların ses değiştirmesi
Markanın belirlediği hedefe bağlı. Kimi marka sürekli yenilenmeyi ve bu şekilde arzu uyandırmayı hedefler. Kimisi de sarsılmaz bir şekilde değiştirilemezdir. Dayanıklı, geleneksel, değişmez, mevcut kalitesini hep korur. Değişiklik sadece ihtiyaç duyulduğunda tercih edilir.
Sektörde erkeklerin ön planda olması
Bu konuda görünen köy kılavuz istemez diyorum. Sonuçta bu ticari bir iş ve ajanslar, müşteri temsilcileri erkek sesini daha ikna edici, çekici ve güvenilir buluyor. Bize de arada tercih edilmek kalıyor. Yine de durum fena sayılmaz.
Başarılı bulduğu isimler
Günyol Bakoğlu, Itri Koşar, Tilbe Saran, Şenay Gürler, Taner Birsel. Artık aramızda olmayan Cüneyt Türel ve Müşfik Kenter de harikadırlar. Hepsi aynı zamanda iyi oyuncudurlar. Reklam seslendirmesinde oyunculuk, tonlamalar çok önemlidir. Kulağı ve ritim duygusu olmayan biri bu işi yapamaz.
Dünyada ve ülkemizde seslendirme
Bundan yirmi sene öncesinde film seslendirmesinde dünyayla yarışıyorduk. Şimdi sadece sinemada gösterilen filmlerin seslendirmeleri dünya standartlarında yapılıyor. Bunu büyüklerimizden hep duyuyoruz. Köksal Engür demişti bir defasında. Kaseti alıp evde bir hafta çalışırlar, sonra girerlermiş stüdyoya. Şimdi bir günde üç filmi daha stüdyoda deşifre edip dublajını yapıyorlar. Arada fark olacak tabi.
Dublajın geleceği
Ben film ve dizi dublajına pek bulaşmadım. Tam zamanlı bir iş sayılır o. Aslında güzel iş ama tiyatro ve televizyon da yapmak isteyen biri için zor. Vakit alıyor. Reklam dublajı öyle değil. Sektör olarak gittikçe genişliyor ama nitelikli sanatçı sayısı azalıyor. Gerçekten bazen feci sesler duyuyoruz. Her gün yeni bir ajans açılıyor. Bu da sektörü her anlamda etkiliyor. İş ucuzlarsa, kalite de düşer. Bunu düşünmek ve sahip çıkmak gerekir. Sadece günü kurtarmakla olmaz.
Anasayfa'ya Dön
YORUM YAZIN
Max. 255 karakter girebilirsiniz
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok