Kıbrıs Adasını Ne Yapalım?

FİKRİ TÜRKEL David Lewis, meraklı zengin bir İngiliz. İngiltere’deki grubunun dünyanın pekçok yerinde yatırımları var. 2005 yılında Türkiye’ye geliyor. Hemingway’e çok benzeyen Lewis, onun gibi deniz tutkusuna da sahip. Urla’yı çok beğeniyor ve oraya bir marina yatırımı yapmak istiyor. Ancak proje hayata geçeceği zaman, marinanın karadaki kısmıyla ilgili imar sorunları çıkıyor. Ve bürokrasiyle uğraşmak istemediği için yatırımdan vazgeçiyor. Daha sonra bu projeyi Adriya-tik’te hayata geçirmek istiyor. Malum Dubrovnik son 10 yılda çok moda oldu. Ama Hırvatistan için kararsız kalıyor. Akdeniz’deki yat trafiğini düşünerek Kıbrıs Rum kesiminde yatırım için araştırmalara başlıyor. Dünya turizminin yüzde 36’sı Akdeniz havzasında yaşanıyor. Akdeniz’de 700 bin civarında yat ve tekne bulunduğu tahmin ediliyor. Ancak bölgedeki toplam yat bağlama kapasitesi 400 bin civarında. 300 bin civarında yeni yat için marina arzı söz konusu. Mevcut marina arzının yüzde 73’üne Fransa, İspanya ve İngiltere cevap veriyor. Özellikle Akdeniz’in doğusunda marina hizmet boşluğu var. Hırvatistan’da 17.700, Türkiye’de 13.300, Yunanistan’da 6.700, Kıbrıs Rum Kesimi’nde ise 700 kapasiteli marinalar yer alıyor. Lewis, bu marinalardan niye Kuzey Kıbrıs’ta da olmasın diye düşünüyor. Karpaz Bölgesi’nde turistik gezi yaparken çok etkileniyor. Buraya yatırım yapmaya karar veriyor. Burada daha önce projelendirilen Sıdıka Atalay’dan projesini devralıyor. Pek çok bürokratik engele rağmen 2006 yılında başlayan proje geçen yıl tamamlanıyor. Ne yazık ki, Lewis projenin açılışını göremeden hayata veda ediyor. Kuzey Kıbrıs’a şimdiye kadar yapılmayan yabancı yatırımlarına yönelik siyasi ve ekonomik ambargo Karpaz’a yapılan Karpaz Gate Marina yatırımı ile delinmiş oldu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en gözde bölgelerinden Karpaz’da hizmete giren Karpaz Gate Marina (KGM), 300 tekne kapasitesi ile Doğu Akdeniz’in en kapsamlı marinası olarak biliniyor. İstanbul’da marina konusunda gazetecilere bilgi veren, kurucu temsilcisi Lisa Singer, Akdeniz’in en bakir bölgesi olan Karpaz’ı bir cazibe merkezi yapacaklarını söyledi. 55 milyon Euro’luk yatırım sonucu hizmete giren Karpaz Gate Marina’da önümüzdeki yıllarda otel, bungalov ve residence açılması planlanıyor. Otel, bungalov ve residence’ın tamamlanması sonucunda KKTC Karpaz bölgesine 300 milyon Euro’luk bir yatırım gerçekleştirilmiş olacak. Konumuz marina değil, Kıbrıs adasının konumlandırılması. Eğer bir turistik adada marina yoksa, Cruize gemilerinin yanaşacağı bir liman, serbest dolaşımın olduğu uluslararası bir itibar veya küresel zincirler yer almıyorsa sorunlar zamanla kökleşecek demektir. Olayın içinden bir izlenimimi daha aktarmak istiyorum. Geçen yılın son günlerinde, uluslararası bir toplantı için birkaç gün Londra’da bulundum. Ada’nın geleceği hakkında ipuçları veren bir karşılaşma yaşadım. Kıbrıs Rum Kesimi’nin Doğu Akdeniz’de başladığı sondaj çalışmaları sonucunda elde edeceği doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştıracağı iddia edildi. İddia, uzun yıllar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) bakanlık ve başbakan yardımcılığı yapan Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş’a ait. Londra’da bir restoranda karşılaştığımız Serdar Denktaş ile ilginç bir sohbet yapma fırsatı bulduk. Denktaş’a göre, 2025 yılında Avrupa’da büyük bir gaz ihtiyacının ortaya çıkacak. Rumların da elindeki gazı Avru-pa’ya ulaştırmayı planladığını aktaran Denktaş şöyle devam etti: “Rumların denizden çıkardığı gaz şu anda rantabl değil. Çünkü oldukça yüksek fiyatla mal ediyorlar. Bunu iç pazarda tüketemezler. Bu yüzden ihraç etmek zorundalar. Gazı denizden gemilerle de taşıyamazlar. Denizcilik maliyeti çok yüksek… Gazı en ucuz şekilde ancak Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyabilirler. Bunu da yapmaya mecburlar.” Gazın taşınacağı güzergâh hakkında da bilgi veren Denktaş, “ Mersin’in Anamur ilçesinden KKTC’ye su götürmek için Su Temin Projesi başlatıldı. Anamur-Dragon Çayı’nın suyu bu projeyle KKTC’ye aktarılacak. Bu proje tamamlandığında aynı hat içine döşenecek yeni borularla Rum Kesimi’nin gazı önce Türkiye’ye oradan da Avrupa’ya ulaştırılabilir” dedi. Rum Kesimi’nin buna karşı çıkmayacağını iddia eden Denktaş, “Başka çıkış noktaları yok!” değerlendirmesini yaptı. Serdar Denktaş, dünyanın en büyük ve en lüks 10 turizm merkezi arasında yer alan ve şu anda kapalı olan KKTC’deki Maraş bölgesinin de açılmasının gündeme gelmesi gerektiğini savundu. Geçmişte Maraş’ın iki kez açılması için çalışma yapıldığını hatırlatan Denktaş şunları söyledi: “Maraş KKTC’nin yönetiminde açılmalı ve eski sahiplerine verilmeli. Bölgedeki gerekli tamirat ve tadilatlar Türk müteahhitler tarafından yapılmalı. Bölgede 50 bin kişi oturabilecek. Bu planı uluslararası camia da kabul eder. Ancak Rumlar yanaşmaz. Rumlar’ın içinde bulunduğu kriz Maraş’ın açılması için bir fırsat olabilir.” Serdar Denktaş, Rum Kesimi’nin içinde bulunduğu ekonomik krizi de değerlendirdi. Rum Kesimi’ndeki krizi keyifle izlediğini vurgulayan Denktaş şu noktalara dikkat çekti: “Bu bölgede 2004-2012 yılları arasında off-shore şirketler kuruldu. Bu şirketlerin kurulması 2012 yılı başında yasaklandı. Rumlar da bunun ardından krize girdi. Yani kara parayla zengin oldular. Tabii Yunanistan’dan da bono aldılar. Rumların içinde bulunduğu durumu biz fırsata çevirmeliyiz. KKTC ile Türkiye bir an önce serbest ticaret anlaşması imzalamalı. Rum işadamlarına KKTC’de yatırım için izin verilmeli. Bu adımları atarsak uluslararası camia KKTC’yi kabul eder. Rum Kesimi de Türkiye’nin tehdit değil fırsat olduğunu anlar.” Barbaros Hayrettin Paşa araştırma gemisi sefere çıktı. İlk olarak Karadeniz’in derin sularında petrol ve doğalgaz araştırması yapacak. Sonra sefer yönü Akdeniz’e çevrilecek. Rumlar Kıbrıs sularında doğalgaz arar da, Türkiye arayamaz mı? Malum, 1974 krizinden sonra Hora gemisiyle de benzeri bir çıkış yapmıştık. Barbaros’un yanında Hora balıkçı teknesi gibi kalır. Şimdi nerededir bilinmez ama Yunanistan ile aramızda büyük polemiklere sebep olmuştu. Bu sefer durum farklı… Barbaros’un yanına iki araştırma gemisi daha gelmesi bekleniyor. Türkiye, gerek karasularında gerekse Akdeniz, Ege ve Karadeniz’de daha etkin olmak için bu tarz gemilere çok eskiden sahip olmalıydı. Ancak yeni süreçte, Kıbrıs’ın yeni konumu için lojistik destekler de hazırlanıyor. Barış Suyu Projesi bir başka lojistik destek. Önümüzdeki yıl hizmete girecek proje ile sadece Kuzey Kıbrıs’ın değil, bütün adanın içme suyu ihtiyacı karşılanacak. Ayrıca Kuzey Kıbrıs’ta halen baraj inşaatı da devam ediyor. İki proje sonucu tarımda da büyük aşama kaydedilecek. Barış Suyu ileri bir dönemde İsrail veya Filistin’e uzayabilir mi? Niye olmasın? Eğer Akdeniz’de huzur ve sükûn olacaksa; öncelikle Kıbrıs adasında bunun sağlanması gerekiyor. Peki, Kıbrıs adası ne olarak konumlanacak? Tayvan gibi ileri teknoloji adası olabilir mi? Özel üniversiteler, Türkiye’deki vakıf üniversitelerinden sonra eski ilgisini kaybetti. Acaba yeniden yapılandırılarak ada bir eğitim merkezine çevirebilir mi? Halen adanın en önemli özelliklerinden biri kumar turizmi. Gelecek dönemde kumar konusunda bir sınırlama olacak mı? Kumar olmadan turizm ne derece cazibe merkezi olacak? Türkiye’den adaya 500 binden fazla turist geliyor. Şayet diğer ülkelerden de bu kadar turist gelse, sorunların önemli kısmı çözülecek. Rumlar defans uyguluyor, AB onlara arka çıkıyor. Mevcut durumdan etraftaki ülkeler istifade ediyor. Hem Rum kesimi, hem de Kuzey Kıbrıs mağduriyet yaşıyor. Ada için yeni bir konumlandırmaya girilmesi gerekiyor. Aksi takdirde pek çok yatırımın meyvesi için uzun yıllar beklemek zorunda kalacağız.
 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER