Keşfedilmeyi Bekleyen Bölge: Pasifik
FİKRİ TÜRKEL
fikri.turkel@thebrandage.com
Pasifik deyince aklıma önce mercanlar geliyor. Aslında mercan dediğimiz bir hayvan türüdür. Mercan canlılarının ılık denizlerde su yüzüne çıkıp kayalıklar oluşturmasına “resif”, adacıklar oluşturmasına da “atol” deniyor.
Afrika’dan Hint Okyanusuna, Avustralya’dan Haiti’ye kadar alanda mercan kayalıkları görmek mümkündür. Daha önce ziyaret ettiğim Tayvan, Avustralya, Singapur ve Endonezya ile bu sefer ziyaret etme fırsatını bulduğum Maldivler, Sri Lanka ve Hindistan’da mercanlarla birlikte ekonomi konusunda da tespitlerim oldu.
Geçen yıl Bangkog’da geçirdiğim kaza sebebiyle Tayland, Mynnmar, Laos, Kamboçya ve Vietnam programı ile bölgenin ekonomisiyle ilgili yakın izlenimlerimi tamamlamayı düşünüyorum.
Pasifik, ihmal ettiğimiz geniş bir coğrafya ve dünyanın en dinamik bölgesidir. Gerek insanların beslenme tarzı, iklim ve inançlarının etkisiyle dünyanın diğer kesimlerine göre daha rahat diyalog kurulan yerlerdir. Özellikle Maldivler’in turizm algısı, en yüksek yerlerden biridir. Ancak çoğumuz bu mercan adaları hakkında yeterince bilgiye sahip değiliz.
Maldivler her haliyle etkileyici bir ülke. Hint Okyanusunun haritada zor görünen noktasında ilginç bir ülke. Mercan adası kavramının en belirgin örneklerini sunan bu iki bine yakın adanın çoğu yerleşime açık değil.
300 bin civarında nüfusunun yüzde 90’ı Müslüman. Turizme tahsis edilen adaların dışında mazbut bir yaşantı görüyorsunuz. Nüfusun dörtte biri başkent adası olan Male’de yaşıyor. Zaten en büyük adasının bir ucundan diğer ucuna uzunluğu 5 km’yi geçmiyor.
Havaalanı bir adada, balıkçıları diğer adada her adaya ayrı bir misyon yüklemişler. Havaalanı ile birleştirilen Hulhumale adası toplu konutlar için tahsis edilmiş ve 100 nüfusa ulaştırılması hedefleniyor.
Üniversite ayrı bir adada, hapishane bir başkasında… Böyle sıralanıp gidiyor adacıklar. Şimdiye kadar 150 adaya turistik resort yapılmış. Buradaki otellerde onlarca ülkeden çalışanlar bulunuyor.
PASİAD (Pasifik Ülkeleri ile Sosyal ve İktisadi Dayanışma Derneği)’ın düzenlediği İş Forumu sebebiyle ülkenin ekonomik durumu hakkında da bilgi edinme fırsatı elde ettim. Toplantıya Maldivler Devlet Başkan Yardımcısı Mohammad Vaheed Deen ile Hindistan Büyükelçimiz Burak Akçapar da katıldı. Maldivlerdeki işadamları, Türkiye’yi seviyorlar ancak ülkede dört Türk ailesi ve toplam 11 Türk vatandaşı yaşıyor. Bu kültür bağına ve sevgiye karşılık ekonomik ilişkilerde istenilen bir gelişme yaşanmamış. Yatırım olarak Türk okulu Lale’nin yanı sıra ülkenin güney adalarından birinde Ayada resortu bulunuyor.
Maldivler bir turizm ülkesi olduğu için, Maldivliler de turizm tedariki, inşaat konusunda Türk girişimcileri bekliyor. Ülkede hiçbir şey yetişmiyor. Balıkçılık, mercandan yapılan süs eşyaları ve bazı el işleri dışında üretim ne mümkün ne de böyle bir kültüre sahipler.
Çoğu kişi merak edecektir: Bu ülke suyunu nereden karşılıyor?
Mercanlar denizin tuzundan suyu steril edip içlerinde saklıyor. Mercan adalarının içi yani insanların yaşadığı kara parçalarının içinde binlerce ton tatlı su, mağralar ve yaşam alanları bulunuyor. En yüksek noktası iki metre olan toprağı kazdığınızda deniz seviyesinde tatlı su çıkıyor.
Burada pek çok zenginin özel adası bulunuyor. Bunlardan biri de Mohammad Vaheed Deen’e ait. Ülkenin ilk resort tesisi de bu adada 1972 yılında yapılmış. Devlet Başkan yardımcısı Vaheed Deen ile bu adada görüşme şansı buldum. Resorta girdiğimizde bambaşka bir manzara ile karşılaştık. Mütevazı, sınırlı gelirli Maldiv mahallerinin ötesinde hemen hepsi yabancı dünyanın dört bir tarafından turistlerle dolu olduğunu gördük.
Maldivler'e krize rağmen 1 milyonu biraz aşan turist geliyor. Her bir turistin ülkeye bıraktığı gelir en az 3 bin dolar. Yani Türkiye’deki turistlerin en az beş katı bir karşılığı olan üst gelir grubuna ait bir turizm bölgesi.
Devlet Başkan Yardımcısına göre, önümüzdeki 10 yıl içinde bu rakamın 2 milyona yaklaşması için çalışmalar yapılıyor. Bunun için 150 olan turizme tahsis edilmiş adalara bir bu kadar daha ilave etmek gerekiyor. 60 ada daha tahsis edilmiş ancak kriz sebebiyle yatırımlarda yavaşlama yaşanmış. Yeni turizm konseptinde yeşil ve sağlık turizmine de önem verilmesi hedefleniyor. Bunun yanı sıra adaların yerleşime açılması da söz konusu olacak. Mesela, Katar, Dubai Emirlerinin yanı sıra Suudi Prensi Valed de ada talep edenler arasında. Şimdiki mevzuatta adalar 49 yıllığına kiraya veriliyor. Yeni düzenleme ile bu süre 99 yıla çıkarılabilecek.
Bill Gates’in yatı hemen her sene Maldivlere geliyor, belki ada kiralamadaki esneklikle o bile adaya yerleşebilecek. Yine villa tarzı konutlar için adaların açılması mümkün
görünüyor.
Eğitimin önemli olduğunu belirten Vaheed Deen’e göre, ülkeye gelecek sağlık, denizcilik ve turizm okul yatırımlarına ada tahsis edilebilecek. Ayrıca sağlık turizmi için hastane yatırımları için de ada tahsis edecekler.
Bizden bir adalar topluluğundan bahsediyoruz ve yatırım iştahı yüksek bir yer. Ancak kafayı dinlemek için gidilecek ancak gezilecek yeri az olan bir yer. Algısı yüksek ama geniş bir turizm beldesi değil. Benden hatırlatması...
Serendib Adası, oldum olası bende masalsı çağırışımlar bırakmıştır. Kelime ve Dimne’deki veya Bostan ve Gülistan’daki bütün hikayeler sanki burada geçmiştir. Ancak asıl göbek bağımızın sebebi daha önemlidir: Hz. Adem Aleyhisselamın dünyaya indirildiği yer burasıdır. Müslümanların Rahvan dağı dedikleri ve 2,524 metre yüksekliğinde olan Pidurutalagala dağı ülkenin en yüksek zirvesidir. Bu dağın üzerinde Hz. Âdem’in bir ayak izi olduğu söylenir. Müslüman ve Hıristiyanların yanı sıra burayı Budistler de ziyaret ediyor. Onlara göre bu ayak izi Buda’ya ait. Ayak izini ziyaret için erken yola çıkılması gerekiyor. Çoğu yaya tırmanma olarak 8 saat süren bir yolculuktan sonra varılıyor.
Serendib, Arapça’dan geliyor ve Farsça ve Urduca’da da kullanılıyor. Sözlük anlamı olarak örümcek olsa bile, Sri Lankalılar “İlginçlikler ülkesi” olarak anlamlandırıyorlar. Bugün hala Serendib çok kullanılan bir kelime. Aynı şekilde Seylan da kullanıyor. Malum Seylan çayı, dünyanın en popüler çayı olarak kabul ediliyor. Hala ülkenin en önemli ekonomik kaynağı çay üretimidir. İngilizler’in, Çin’in çaydaki egemenliğini kırmak için adada başlattıkları üretim, yıllar içinde dünyanın çay merkezi olmasını sağlamış.
Sri Lanka’ya vardığımız gün yani 14 Nisan, Tamil Yılbaşısı nedeniyle her yer kapalıydı. Yılbaşı kutlamaları dört gün sürüyormuş. Tamil yılbaşısı hakkında farklı bilgilere ulaştım.
Sakavarsha Takvimine göre 4500 yıldan bahsediyoruz. Diğer bir iki tanıma göre Tamil Singala Takvimine göre ise 2062 yılı başlamış oldu. Batılı kaynaklara göre ise, Tamil takvimi, İsa’dan yaklaşık 30 yıl önce doğduğu düşünülen bilge Thiruvalluvar’ın doğumuyla başlıyor; bu nedenle, ‘Thiruvalluvar takvimi’ olarak da adlandırılıyor. Halk arasında Buda’nın doğumuna dayandırılanlar da var.
Türkiye, Sri Lanka halkı arasında pek tanınmıyor. Hemen yanındaki Maldivler’de hem biliniyoruz hem seviliyoruz. Ne yazıktır ki burada yeterince Türk yok. Bu yıl ilk defa bir büyükelçi atandı. Büyükelçilik binası için bina yapılacak arsa arayışındalar. Çoluk çocuk adadaki bütün Türklerin sayısı toplam 40 kişi.
Mahmood Tea olarak bilinen çayların bir ofisi ile Türk Okulları dışında Türk şirketi de yok. Turizm hızla gelişiyor. Şehirde en fazla inşaatın dev oteller olduğu söylenebilir. Müteahhitlerimize iş çıkabilir.
Çayın dışında değerli taşlar ülkenin en önemli gelir kaynakları arasında gösteriliyor. Ancak mücevher işçiliğinden bahsedemeyiz. Her çeşit tropikal meyveyi bulmak mümkün ama bunların ticareti konusunda uluslararası lojistik ağı kurulmamış.
Outlet merkezlerinde Mavijeans’in ürünlerini gördüm. Pek çok uluslararası markanın da outlet ürünleri vardı. Rehberimiz, Mavi’nin termal giysilerinin burada üretildiğini söyledi. Deniz ürünleri bu ülkede cazip… Uluslararası ticareti yapılabilecek bollukta olduğu söylenebilir.
Myanmar’daki katliamlardan sonra bölgede Budistler ile Müslümanlar arasında ilişkiler hassaslaşmış. Bu sebeple Sri Lanka’nın en önemli dini liderlerinden Prof. Dr. Bellauwilla’yı ziyarete gittik. Adadaki 30 bin rahibin (Monk) başı oluyor. Bizi çok iyi karşıladı ve ikramlarda bulundu. Türkiye’ye geldiğini ve tekrar gelmek istediğini belirtti. İki kıtanın birleştiği Boğaziçi’ni çok ilginç bulmuş.
THY’nin adaya uçuşları yeni başladı ve bundan sonra, ekonomik ilişkilerde daha etkili sonuçların alınacağını söyleyebiliriz.
Hindistan bir ülkenin adı olduğu gibi bir yarımadanın da adıdır. Himalayalar, Pakistan, Bengaldeş, Nepal, Sri Lanka ve Maldivler’i birlikte düşünmek gerekiyor. Hatta dil ve kültür etkisiyle bu değerlendirmeyi Mynmarr, Tayland, Laos, Kamboçya ve Vietnam’a kadar uzatabilirsiniz.
Hindistan kendini “incredible india” (İnanılmaz Hindistan) diye tanımlıyor ve ülke reklamını bu konsept üzerine oturtmuş. Görünce inanmakta zorlandığınız pek çok şey var.
Hindistan Büyükelçimiz Burak Akçapar ile Maldivler'de karşılaştım. Yeni Delhi’de görüşme niyetimiz maalesef benim erken dönüşüm sebebiyle gerçekleşmedi. Büyükelçi Akçapar ile Türkiye ilişkilerinde yeni ivme kazanması bekleniyor. Çünkü milyarlık nüfusa sahip ülke ile ekonomik ilişkilerimiz istenilen boyutta değil. Indo – Turkish Business Association de ekonomik katkılar için yeni adımlar atıyor. Sadece ekonomide değil sosyal alanda da örnek faaliyetleri var. Türk Festivali bunlardan biridir… Türkiye’den giden işadamları için de ilk kapı durumuna gelmiş bir merkez…
Hindistan’daki en büyük iş hacmine sahip Türk şirketi Çelebi Grubu… Delhi Havaalanı yer hizmetleri ve Mumbai Kargo hizmetlerini Çelebi yürütüyor. Arçelik, Bengalore’de beyaz eşya fabrikası var. Limak güneyde 80 km’lik otoyol projesi konsorsiyumunda yer aldı. Şimdi Delhi’nin ikinci havalimanı inşaatını da alıp işleteceği konuşuluyor.
Fernas, 500 milyon dolarlık doğal gaz boru hattı projesini yürütüyor. Konyalı Hidromas, Chennai şehrinde hidrolik ürünler üretiyor. Dünyada iddialı bir durumda ve kendi alanında liderliğe koşuyor.
Pek çok tekstilcimiz Hindistan ile çalışıyor. Collezione gibi diğer bazı şirketler de burada üretim yaptırıyordu. Söktaş gömlek kumaşı, Tayan da gömlek üretiyordu. Ancak vergi yüksekliği sebebiyle bazıları Bengladeş veya başka ülkeye geçti.
Hindistan’dan ağırlıklı olarak pamuk ve pamuk ipliği ve kuru gıda alıyoruz. Malum dünyanın en büyüğü olan Mittal’ın Türkiye’de yatırımları var ve Hindistan’dan da yassı çelik alıyoruz. Çelik alıp oto yedek parça satıyoruz. Bunun yanı sıra yabancı sermaye girişi bakımından da Hintli işadamlarından Türkiye’ye yoğun ilgi var.
Hindistan’da gıda perakendeciliğinin de büyük potansiyeli var. Mesela, Delhi’de Türk yemekleriyle büyük ilgi gören Alaturka kısa zamanda iki şubeye ulaştı ve bu yılın sonunda üç yer daha açmayı planlıyor. Hindistan’da iş yapmak kolay değil. Hem kültürel hem de kalabalık ülkede iş yapmanın kendine has kuralları var.
Trafiği görünce “Buraya Metrobüs lazım” dedim, onlar da “var” diye cevap verdiler. Ama metrobüs hattına “üst kast” özel aracıyla girince işler karışmış. Metrobüs hattının iptal edilmesi an meseleymiş… Metro deneme yolculuklarına başlanmış ve metronun şehrin ulaşım hatlarına büyük katkı sağlaması bekleniyor.
Hindistan’da toplu ulaşım araçlarında doğalgaz kullanımı zorunlu… Dünyanın ikinci şeker kamışı üreticisi olmasıyla etanol kullanımıyla akaryakıtta etanol oranını yüzde 10 üzerine çıkarmayı başarmış.
Kültürel olarak kendimizden pek çok eser bulabileceğimiz bir ülkeden bahsediyorum. Taç Mahal, İmamı Rabbani Türbesi, Cuma Mescidi bunlardan üçü… Özellikle son dönemde İmamı Rabbani türbesine Türkiye’den grup ziyaretleri artmış durumda. Singh’lerin merkezi olan Pencabi Eyaletinin Serhend şehrindeki türbeyi çok hüzünlü buldum.
Hindistan’ın yüksek algısına rağmen Türkiye ile turizm faaliyetleri de yeterli seviyede değil. 15 bin civarında ziyaret var. Ancak İstanbul’un uluslararası uçuşlarda bir hub olmasıyla uçaklarda Türkiye’ye bilet bulmakta zorlanılıyor. Karşılıklı olarak milyon adede ulaşması gereken bir hat maalesef kısır kalmış.
Pasifik ülkeleri için önemli referans noktası olan Pasiad (Pasifik Ülkeleri ile Sosyal ve Ekonomik İlişkiler Derneği) yöneticileri de, Hindistan’ın yükselen önemine dikkat çekiyor. İnanılmaz bir ülke ama Hindistan’ı görünce inanacaksınız… Dev bir pazar sizi bekliyor. Sadece Hindistan değil, bütün Pasifik bizi bekliyor… İster iş yapın, ister turistik gezi…
Anasayfa'ya Dön
YORUM YAZIN
Max. 255 karakter girebilirsiniz
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok