İnovasyondan inovasyona fark var…

Yrd. Doç. Dr. Ahu Ergen

Bugün sunduğu ürün ve hizmetlerde ilave iyileştirmeler yapan firmaların sayısı çok fazla. Ne var ki, çok azı gerçek bir inovasyona imza atabiliyor.

İnovasyon (yenileşim) kelimesi TDK güncel sözlüğünde; “değişen koşullara uyabilmek için toplumsal, kültürel ve yönetimsel ortamlarda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması, yenilik” olarak tanımlanıyor. İnovasyonda; bilim ve teknolojiyi kullanarak ekonomi ve topluma fayda yaratma özelliği sıklıkla vurgulanmakta. Şirketler birbirlerinin ürünlerini ve iş modellerini hızla kopyaladıklarından farklılaşmayı başarmak zorlaşmakta, benzerlikler arttıkça kar marjları da düşmektedir. Kimilerine göre çözüm yolu stratejik inovasyon ve hayal gücünde saklıdır. Isaac SİNGER, dikiş makinasını icat eden ve adını veren kişi değildir. Dikiş makinasını 1846 yılında Boston'lu bir mucit Elias Howe icat etmiştir. İcadını inovasyona dönüştüremeyen Howe, hem icat ettiği makinaya adını verme, hem de bundan milyarlarca dolar kazanma şansını kaybetmiştir. Bu işi başaran Singer ise, dikiş makinesi denince ilk akla gelen marka olmuştur (http://webb.deu.edu.tr/ inoviz).

Bugün sunduğu ürün ve hizmetlerde ilave iyileştirmeler yapan firmaların sayısı çok fazla. Ne var ki, çok azı gerçek bir inovasyona imza atabiliyor. İnternetin sunduğu olanaklarla birlikte, bugün açık inovasyon1 sayesinde bol miktarda fikir ve çözüm şirketlerin önüne seriliyor. İnovasyon yöneticilerinin zorlandığı alan ise bu zenginlikten nasıl faydalanacaklarını bulabilme noktasında başlıyor (Berry vd, 2006).

Nintendo, Apple ve Swatch konuya en iyi örneklerden. Nintendo, akıllı MEMS uygulaması ile oyun konsolu ile oyun oynama deneyimini pasif olmaktan çıkararak sanal dünyada aktif, fiziksel bir eğlenceye dönüştürmüştür. Apple’ın iPod ve iTunes Store’u, insanların yeni müziği keşfetme ve satın almalarını kolaylaştırarak müzik endsütrisinde bir inovasyona imza atmıştır. Swatch ise pahalı olmayan quartz teknolojisini kullanarak, saati zaman gösteren bir araç olmaktan, uygun fiyatlı bir aksesuara dönüştürmüştür. Bu şirketler ürün kategorisine yeni bir teknoloji sunmamış (iPod 2001’de ilk MP3 çalardan dört yıl sonra pazara girmiştir) ama en anlamlı ve karlı şeklini ortaya çıkarmışlardır. Peki bu şirketler neyi farklı yapmaktadır diye baktığımızda, şunu görüyoruz: Onlar, “bu yeni teknoloji, insanların mevcut ürün ya da hizmetlerden daha anlamlı bulacağı ürünler yaratmamıza yardımcı olacak mı?” sorusuna cevap arayan araştırmalara ağırlık vermektedirler (Verganti, 2011).

Philips AEH: Hayran bırakan inovasyon !

Philips insan hayatını kolaylaştıran ve değer katan lider markalardan biri. Philips ekibi insanların yaşadıkları ortamı nasıl deneyimlediklerini ve gelişen teknolojinin yeni deneyimlere nasıl ortam hazırlayabileceğini araştırıyor. Philips, Ambient Experience for Healthcare (AEH) inovasyonuyla MR ya da tomografi gibi taramalara girecek hastaların sıkça yaşadığı kaygıyı azaltmaya odaklanıyor. LED ekran, video animasyon, RFID sensörleri ve ses kontrol teknolojilerini kullanarak hastalar için daha rahatlatıcı bir atmosfer yaratıyor. Örneğin, bir çocuk MR alanına yaklaştığında “denizaltı”, “doğa” gibi bir tema seçiyor. Kendisine içinde RFID sensör olan bir oyuncak veriliyor ve o temayla ilgili animasyon, ışıklandırma ve ses devreye giriyor. Aynı tema çocuğun tarama esnasında sabit şekilde daha uzun süre kalabilmesi için de kullanılıyor. Hazırlık odasında hemşire, çocuğa denizdeki bir çizgi film karakterinin videosunu gösteriyor. Çocuktan nefesini o kahraman deniz altındaki hazineyi çıkarırken nefesini nasıl tutuyorsa, kendisinin de öyle tutmasını istiyor. Bu inovasyon sayesinde CT tarama süresi %15-%20 oranında kısalmakta, 3 yaşın altındaki çocuklarda CT taramasına yönelik anestezi kullanımı %30-40 oranında azalmakta ve çocukların aldıkları radyasyon miktarı %25-%50 oranında düşmekte (Verganti, 2011).

Philips örneğindeki gibi çok yönlü fayda sağlayan inovasyonlar ile insan, toplum, markalar, devletler kısacası tüm paydaşlar kazanıyor. İnovasyon ve ileri teknoloji üreten markalara sahip devletler kalkınıyor. İnovasyon yapmak için özgür düşünebilen, iyi eğitim almış insan kaynağına ihtiyaç var. Kaynaklarımızı ve ilgimizi eğitimin niteliğine yönlendirebilirsek, eminim ki ülkemiz gençlerinden nitelikli inovasyonlar görebileceğiz.

Açık inovasyon firmaların hem dış Ar-Ge kaynaklarından yararlanarak yeni ürün, hizmet ve teknoloji geliştirmesini hem de kendi Ar- Ge kaynaklarının başkaları tarafından farklı pazarlarda değerlendirilerek değer yaratmasını vurgulayan inovasyon yönetimi yaklaşımıdır (Özdemir ve Deliormanlı, 2013).

Kaynakça:

1.Berry, L. L., Shankar, V., Parish, J. T., Cadwallader, S., & Dotzel, T. (2006). Creating new markets through service innovation. MIT Sloan Management Review, 47(2), 56.

2.Dokuz Eylül Üniversitesi İnovasyon Kurulu, http://webb.deu.edu.tr/inoviz

3.Özdemir, M.N., Deliormanlı, S. (2013) Türkiye'de Açık İnovasyon Ekosisteminin Oluşmasının Önündeki Engeller ve Çözüm Önerileri, TÜSİAD, file:///F:/acik-inovasyon_TUSIAD.pdf

4.Verganti, R. (2011). Designing breakthrough products. Harvard Business Review, 89(10), 114-120.

 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER