Heredot Cevdet şu ana kadar canlandırdığım marka olmuş tek karakter
Bazı karakterler vardır, izleyici tarafından o kadar beğenilir ki doğal bir süreçten geçerek marka halini alır. Özellikle beyazperdede ve dizilerdeki karakterlerden bazıları tüketicinin markayla kurduğu duygusal bağa benzer bir bağ kurar izleyici ile. Bunun sonucunda karaktere ait tişörtler, kupalar, karakterin kullandığı takılar, giydiği kıyafetler talep edilmeye başlanır. Pek çoğu da yok satar. Bunun örneklerini ülkemizde Asmalı Konak ve Aşk-ı Memnu dizilerinde de görmüştük.
12 yıl önce hayatımıza giren dizi karakteri Heredot Cevdet de işte bu marka karakterlerden biri. Ve şimdi kendi adını taşıyan bir dizi ile ekranlara geri döndü. Heredot Cevdet severler artık onu Heredot Cevdet Saati adıyla, hafta içi her gün ana haber sonrası TRT1'de yayınlanacak dizide takip edebilecekler.
The Brand Age’in bu sayısında, hikâyelerine kaldığı yerden devam eden Heredot Cevdet’e hayat veren Hasan Kaçan ile marka karakterler üzerine söyleştik.
Kişilerin ve karakterlerin (sinemada-dizilerde-animasyonlarda-romanlarda-çizgi romanlarda) marka olması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bugün bütün dünyada sinema karakterleri, insanlar tarafından beğenildiğinde zaten kendiliğinden marka haline dönüşüyor. Daha sonra markanın sahipleri bunu kullanılıyor. Örneğin ABD filmlerinde, çizgi karakterlerinde tüketim malzemelerinde, içeceklerde, giyeceklerde, hatta akıllı telefonlarda kullanılıyor. Mesela bir cep telefonu markası yeni modelini Iron Man’e uyarladı. Bu bir pazar zaten. Bunu yönetmek gerekiyor. Bu markanın sağlıklı olarak nasıl yönetildiği, işletildiği önemli bir şey. Ancak tarihi şahsiyetlerin marka olmasından hoşlanmıyorum. Bir kahramanın, bir manevi büyüğün, tarihte yer alan bir ismin marka olması ve tüketim malzemesine, ürününe dönüşmesi, ağırlığını kaybettiriyor. İnsanların çizdiği, yazdığı karakterlerin, hayali karakterlerin marka olması güzel bir şey. Bu bir ticari kavram. Bir spor dalında, bir sporcunun, bir basketbolcunun marka olması da güzel bir şey. Markaya dönüşen her ne ise ağırlığını, değerini kaybetmemeli. Kâğıt paranın üzerinde Yunus Emre’nin olması bence doğru bir şey değil. Felsefesi ile doğru bir yaklaşım değil. Dünyayı elinin tersiyle iten bir insanın paranın üstünde olması bana uygun gelmiyor. Küba’da Che Guevara’nın tişörtlerinin, bardaklarının, süs eşyalarının da kullanılmasının da o kişinin hayat felsefesiyle doğru orantılı olmadığını düşünüyorum.
Bir marka kişiliği olarak Heredot Cevdet nasıl doğdu ve nasıl şekillendi?
Heredot Cevdet, Ekmek Teknesi adlı dizide bir yan karakter olarak doğdu. Daha sonra dizinin içindeki bazı karakterlerin önüne geçti. Ardından kendi bir marka oldu. Ekmek Teknesi dizisi çekilirken, reklam filmlerinde karakter olarak boy gösterdi. O zamanlar çok şey düşünüldü. O dönem kitaptan tekstil ürünlerine kadar birçok alanda kullanılması gündemdeydi. Bu süreç içinde marka kendi kendini oluşturdu. Televizyon markası olmasının dışında şu ana kadar başka bir alanda kullanılmadı. Şimdilerde TRT 1’de yayınlanan Heredot Cevdet Saati adlı dizide de bir drama karakteri, bir sinema karakteri olarak ortaya çıktı. Marka bu şekilde yürüdü. Başka bir alanda kullanılmadı. Kullanılır mı? Elbette kullanılabilir, bir hayal kahramanıdır. Pek çok kişi Heredot Cevdet’le ilgili bir ürünü satın almak isteyebilir. Üç senelik bir yayın hayatı var karakterin. 12 yıldır da yayınlanmadan marka oldu. İnsanların sevgisinden, muhabbetinden görüyoruz. Eskimediğinden görüyoruz. Marka da bu aslında. Üstünden zaman geçse de unutulmaması.
Heredot Cevdet’i bir marka olarak düşündüğünüzde sizce marka kişilik özellikleri nelerdir? (bilge, kurnaz, masal anlatıcısı, hazırcevap vs…)
Bunların hepsini bünyesinde taşıyor. Bilge, hazırcevap özelliği var. Bunun dışında hepsinin muhtevasından ortaya çıkan, kültürel mirasın da temsilcisi düşünecek olursak, kıymeti diğer markaların yanında daha farklı bir boyuta gidiyor. Temsil ettiği değerler var. Bunlar toplumuzun, insanımızın mayasını oluşturan değerler. Yüzlerce, binlerce yıllık bir zaman dilimini kapsayan değerler dilimini kapsıyor. Adem ile Havva’dan başlayıp, Maradona’ya kadar uzanan bir zaman dilimini kapsıyor. Farklı bir kıymeti var.
Heredot Cevdet karakteri sizden izler taşıyor mu?
Taşıyor tabii. Bir sürü insanın canlandırdığı karakter, sesinden mimiklerine kadar kendinden izler taşır. Heredot Cevdet’in Hasan Kaçan’a benzerliği ise geçmiş dönemlerimizden, okuduğumuzdan, çizdiğimizden izler taşıyor. Bu kaçınılmaz. Burada yoğunluk fazla. Paltosunu çıkardığında Hasan Kaçan, Heredot Cevdet hikâyeleri anlatabilir mi? Evet, ibretlik hikâye, eğlendirici konular anlatabilir.
Bu marka karakterinin oyunculuğunuz açısından önemi ne oldu?
Şu ana kadar canlandırdığım en büyük karakter. Marka olmuş tek karakter belki de. Genellikle de böyle oluyor. Bir insanın onlarca karakter sahibi olması da zor. Tom Cruise’un canlandırdığı karakterler için çok fazla çalışılması gerekiyor. Kurtlar Vadisi’nde Polat Alemdar, Cüneyt Arkın dediğimizde aklımıza Kara Murat geliyor. Onun da öyle bir markası var. Bu güzel bir şey. Bir sanatçının canlandırdığı karakterin bir markaya dönüşmesi, onun toplum hafızasında zor silinir bir hale dönüşmesi güzel bir şey. Yıllar sonra Heredot Cevdet yine sahnelenebilir, oynanabilir, bir kitapta olabilir. Neticede o artık bir marka.
Anasayfa'ya Dön
YORUM YAZIN
Max. 255 karakter girebilirsiniz
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok