Martin Lindstrom Daha ucuz uçuşlar, daha iyi yiyecek ve köpek Spa’ları Aşırı sıklıkta, yani yılda 300 gün seyahat eden bir uçak yolcusunun gözünden, havayollarının değişimini okumak ister misiniz? Sizce havayollarının yapamadığı tek şey nedir? “Daha hızlı seyahat.” İnanın bana, biliyorum. Bir yılda 300 gün seyahat ediyorum. Bugüne kadar havayollarının sunabileceği her şeyi yaşadım (tahtaya vurun, kaza hariç). Aeroflot personelinin kabine giren buz gibi soğuk rüzgârı durdurmak için sakız kullandığını gördüm.  Singapore Airlines’da da bulundum. Şımartılmış yolcular pazarlama palavrasına inanmaya başlamışlardı: Gerçek sınır gökyüzüdür! Tüm bunları deneyimlemiş biri olarak kendimi havayolu seyahatinin geleceği hakkında üç tahmin yapabilecek durumda hissediyorum. “Lüks ve indirimli kavramları yeniden tanımlanıyor” Havayolu sektörü iki kampa ayrılmıştı: aşırı lüks ve aşırı sıkışık. Whole Foods ve Louis Vuitton’un yüksek fiyat karşılığında yüksek kalite ve servis sunması gibi, birkaç havayolu şirketi de aynı şeyi yapıyordu. Geriye kalanların hepsi hâlâ müşterilerinin çoğunu hayvanlar gibi sıkıştırırken, bedelini ödemeyi kabul edenlere orta karar konfor sunuyor. Ama sözüme mim koyun.  “Herkes için her şey bulunur” türündeki bu havayolları uzun ömürlü olmayacak. Bunun basit bir sebebi var, çünkü sendikalar, altyapı, pazarlama maliyetleri bütün havayollarını konumunu seçmeye zorlayacak. Her biri ya indirimli, ya da lüks olmayı seçmek zorunda kalacaklar.  Lüks uçta Etihad Airways şimdi iki odalı bir suit ve tam zamanlı bir hizmetli sunuyor. Emirates Airlines da suit hizmetini devam ettiriyor. Yakında havada çamaşırhane, Spa ve casino görürseniz şaşırmayın. İndirimli uçuşlar da yeniden tanımlanacak. İster inanın ister inanmayın, yolculara çalışma karşılığında indirimli bilet teklif edilebilir. “Mikro-iş”, şu anda test aşamasında.  İnsanlar metroyu beklerken veya otobüste giderken “boş” zamanlarını basit işler yaparak geçiriyorlar, örneğin fotoğraflarla metinleri eşleştirmek veya metinlerde uyumsuz cümleler olup olmadığını kontrol etmek gibi. Gelecekte, EasyJet veya Allegiant gibi havayolları size, uçuş sırasında belli bir miktarda iş yapmaya karşılık ucuz uçak bileti önerebilir. “Dördüncü ittifaka hoş geldiniz” Uçak bileti fiyatlandırmasında yeni bir numara çıktı: Açık artırma. Air New Zealand ve Virgin Atlantic gibi havayolları ekonomik bilet alanlara business veya first class’la değiştirme imkânı sağlıyor. İnternet sitelerine girerseniz açık artırmayla koltuk satan havayollarını bulabilirsiniz. Bu günlerde üç büyük havayolu ittifakı var – Oneworld, Star Alliance ve SkyTeam – birkaç havayolu bir arada bulunuyor, ama ittifakın içinde çok az sayıda gerçekten indirimli havayolu var. İdeal olarak, havayolları pazarlama, dağıtım noktaları ve bir havayolundan bir başkasına geçiveren, sadakatsiz müşterileri paylaşmak için bir araya gelmelidir. Walmart’ın müşterileri sadıktır, öyleyse neden yolcular için indirim yapılmasın? İndirimli piyasa havada ve karada ihmal edilmiş bir kesimdir.  İnternette en ucuz uçak biletini araştıran müşteriler perakende kuponlarına takıntılı olanlara benzer. Dünya çapındaki bu havada ve karada ittifakı perakendecilerin veri tabanını kullanarak seyahati geliştirebilir. Buna karşılık havayolları karada var olan tüm iyi malzemeyi öne çıkarabilir. “Daha fazla gösteriş” Dünya giderek daha fazla bağlantılı hale geldikçe, niş segmentler anlam kazanmaya başlıyor. Havayolları her tür “gösteriş”e dikkat etmek zorunda. Uçakta verilen yemekler için iyi bir şey söyleyen var mı? Çok karbonhidratlı, glutenli, Paleo veya South Beach diyetinize aykırı, doyurucu değil,  ya da düpedüz korkunç.  Bu günlerde pek çok yolcunun kendi piknik yiyeceklerini yanlarında taşıdıklarını görüyorum.  Bunlar Whole Foods ve Eataly’de yüksek fiyat ödemeye razı olanlarla aynı kişiler. Havayolları burada bir fırsat olduğunu göremiyor nedense… Peki, kedi ve köpek sevenler ne olacak? Dünyanın her yerinde kedi kafeleri, köpek Spa’ları, kedi otelleri yaygınlaşıyor.  Mümkün olsa evcil hayvanı için düzgün bir uçak seyahatine karşılık para ödemeye hazır kişiler yok mu? Ya bakteriler ne olacak? Koltuğunuza kaç kişinin yaslanmış olduğunu düşünün. Ya da arkanızdaki koltukta oturan kişinin soğuk algınlığına yakalanmış olma ihtimalini düşünün – benim deneyimlerime göre yaklaşık yüzde 100. Tahminlerime göre çok yakında sterilize edilmiş koltuklar, virüs tarayıcılar, ekstra temiz tuvaletler ve şu anda havayollarının aklına bile gelmeyen çeşitli gösterişli yenilikler için bir piyasa oluşacak. Bilim-kurgu filmlerinde eskiden iki saatlik trans-Atlantik uçuşları vardı. New York’tan L.A.’e mi? Bir saat civarında. Şu anda 50 yıl öncesine göre çok da hızlı uçmuyoruz – ve konforumuz daha az. Öyleyse bir dahaki sefere bilet alırken veya uçağa binerken dikkat edin. Daha hızlı gidemeyebilirsiniz, ama bahse girerim birçok başka değişiklik göreceksiniz.