Şimdi, Super Bowl dünyanın en çok izlenen bilmem kaçıncı spor müsabakası falan filan desem, bu veri büyük bir umursamazlıkla unutulur gider, kimse ilgilenmez, üstüne düşünmez.

Çünkü herkesin zihninde Super Bowl ve reklamları hakkında sabit bir fikir var: aylarca üstüne çalışılan, her detayı çok düşünülen kampanyalar, reklamlar, önemli ünlü isimler, büyük prodüksiyonlar, devasa ajanslar, sinema tarihinden önemli yönetmenler, devasa ekipler, 120 milyondan fazla izleyici…

Tüm bu detayların arasında öne çıkan en önemli şey de kampanyalardaki olağanüstü prodüksiyon kaliteleri. Hani kabul etmek lazım; kendisi dışında kıyaslanabileceği rakibi olmayan bir arenadan bahsediyoruz. Son yıllarda Volvo, Reddit, Coinbase gibi minik bütçeli şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkmış olsa da Super Bowl prodüksiyon canavarı filmlerle dolu, reklamcılığın bambaşka seviyelerinden biri.

Super Bowl, reklam yapmak için saniyesine 7 milyon TL ödediğiniz bir canlı yayın spor etkinliği. Evet, saniyesi 7 milyon TL, 30 saniyesi 7 milyon dolar olan bu etkinliğe her yıl markalar girmek ve gündeme damga vurmak için dünya çapında yaratıcı ekiplerle deliler gibi çalışıyor.

Derken Kanye West geliyor. Dikey ve kapkaranlık bir video ile milyonlarca insanın televizyonuna konuk oluyor. Arabasının içerisinde telefonunu açıyor ve kameraya konuşmaya başlıyor. Reklam bundan ibaret. Çünkü Kanye, tüm parasını medya satın almasına harcadığını belirtiyor. Basit, akılda kalıcı, olabildiğince ham bir “reklam” ile derdini anlatıyor.

“Hey millet, ben Ye ve bu da benim reklamım” diyerek başladığı karanlık ve grenli videoda 850 bin dolarlık özel titanyum takma dişlerini gösteriyor. Reklam demenin zor olduğu bu filmde sanat yönetimine en yakın şey, Kanye’nin dişlerindeki rastlantısal parıltılar.

Yeni dişleriyle “tüm parayı reklam spotuna harcadığı" için markasının "aslında gerçek reklam için hiç para harcamadığını” itiraf ediyor. Arabasının arka koltuğunda yaptığı çekim sırasında ekranın altında sitesinin isminin yazdığını da ekliyor ve tabii ki sitesinin adını da heceliyor: “Y-E-E-Z-Y-nokta-com.” Sitenin adresi özensiz bir fontla ekranda beliriyor. Teleteks estetiğinden hâllice bu süper yazma şekliyle Kanye, reklamdaki hamlığa hamlık katıyor.

30 saniye boyunca konuşmasını dinliyoruz. Estetik detaylarla zaman kaybedilmemiş, her gün onlarcasına tanık olduğumuz ünlünün ekrandan tüketiciyle konuştuğu tam anlamıyla ham bir reklam.

Sonuçlar üstüne düşünmeye değer. 

Kanye, bu reklam filmi için 7 milyon dolar medya bütçesi harcadı, reklam sonrası websitesi üstünden 293 bin 357 adet sipariş alındı ve 19.3 milyon dolarlık ürün satışı yapıldı. Tüm bunlar yaşanırken dünyanın bambaşka yerlerinde onlarca fikre dair overthinking seansları yaşandı. Reklam sonunda Kanye arabasını park etti. Tüm dünya yepyeni bir gerçekle tanıştı: ham reklam. Herkes bunu yapabilir mi? Sanmıyorum. En azından Kanye değilseniz zor.