Hazal Filizoğlu’nun sosyal medya paylaşımlarıyla gündeme taşıdığı ödeme krizi, ajansların çalışan emeğine duyarsızlığını ve freelance sistemdeki yapısal sorunları yeniden gündeme getirdi.

Freelance olarak çalışan Hazal Filizoğlu’nun Lapland reklam ajansı ile yaşadığı ödeme krizi, sosyal medya platformu LinkedIn üzerinden paylaşılan açıklamalar ve WhatsApp yazışmalarıyla geniş bir kitleye ulaştı. Filizoğlu, “1,5 aydır hak ettiğim ücret ödenmiyor, sürekli erteleniyor ve oyalama taktikleri uygulanıyor” sözleriyle yaşadığı mağduriyeti gündeme taşıdı. Özellikle, ödeme talebinde bulunduğunda karşı taraftan gelen “reklamımız olsun” ifadesi, iş etiği ve profesyonellik sınırlarını tartışmaya açtı.

Sürekli ertelemeler ve tehditkar üslup

Paylaşılan yazışmalara göre Filizoğlu, ödeme konusunda sık sık ertelenerek "marka ödemelerinin geciktiği" bahanesiyle oyalandığını ifade etti. Daha da çarpıcı olan, tüm çalışma dosyalarının teslim edilmiş olmasına rağmen ajans yetkilisinin “Dosyaları tekrar yükle, ödemeni yaparım” şartı sunmasıydı. Filizoğlu ise bu durumu “Tüm çalışmalar teslim edildi, ödemeyi almak için baskı altına alınmam etik değil” diyerek eleştirdi.

Lapland Reklam Ajansı Başkanı Ali Yakut, LinkedIn üzerinden yapılan paylaşıma doğrudan bir yorumda bulunarak, “Algı yaparak burada duyar kasma. Dosyaları teslim edersen ödemeni alırsın. KVKK kanununa göre özel yazışmaları yayınladığın için suçlusun ve hukuki işlem başlatılacak” ifadelerini kullandı. Ali Y.’nin bu sözleri, bir ajans yöneticisinin kriz iletişimi yerine çalışanı hedef alan tehditkar bir dil kullanması açısından eleştirilerin odağı haline geldi.

Freelance çalışanların kronik sorunu

Olay, freelance çalışanların Türkiye'deki kronik ödeme sorununu ve serbest çalışma düzenindeki hak eksikliklerini yeniden gündeme getirdi. Özellikle reklam, medya ve kreatif sektörlerde freelance çalışanların haklarının korunmaması, profesyonel iş ilişkilerinde etik ihlalleri sık sık tartışma konusu oluyor.

Filizoğlu, sürecin sonunda ödemenin yapıldığını belirtse de bu durumun sosyal medya baskısı sayesinde çözüldüğünü vurguladı. “Keşke bu süreç sosyal medyada paylaşılmak zorunda kalmadan çözülebilseydi. Yaşananlar benim gibi mağdur olanlara cesaret versin” sözleriyle serbest çalışanların seslerini duyurmaktan başka çarelerinin kalmadığını ifade etti.

Ajans Başkanı Ali Yakut’un bu süreçteki iletişim biçimi, profesyonel kriz yönetiminin nasıl yapılmaması gerektiğine dair bir örnek oldu. Çalışan emeğine duyarsızlık ve tehditkar söylemler, iş dünyasında etik değerlerin göz ardı edildiğini gösteriyor. 

Yaşananlar, bireysel bir mağduriyetin ötesinde, freelance sektörünün kronikleşmiş sorunlarının bir yansıması olarak görülmeli. Ajansların profesyonel sorumluluklarını hatırlamaları ve sektörel reformların hayata geçirilmesi artık bir zorunluluk haline geldi.