Dünya yıldızlarının en sevdiği 5 otel

Seyahat sitesi momondo, bir sonraki seyahatinde hikayesi olan otellerde konaklayarak hayranı olduğu ünlülerin izini takip etmek isteyenler için özel bir rehber hazırladı. İşte Marilyn Monroe’dan Justin Bieber’a, Charlie Chaplin’den Kate Middleton’a dünya yıldızlarının favori otelleri! Bazı oteller yalnızca sunduğu olanaklarla değil, hikayeleriyle de ön plana çıkar. Ve bu hikayelerde dünyaca ünlü isimler ön plana çıkar. Peki güne yıldızlarla aynı odada başlamak, onlarla aynı havuzda yüzüp aynı manzaraya karşı dinlenmek isteyenler hangi otelleri tercih etmeli? momondo’nun hazırladığı yeni rehber, bir sonraki seyahatinde kendini yıldız gibi hissetmek isteyenlere beş özel seçenek sunuyor. PLAJDA JUSTIN BIEBER YA DA MILEY CYRUS’A RASTLAYABİLİRSİNİZ Kaldığınız otelin plajında güneşlenirken Justin Bieber ya da Miley Cyrus’a rastlamak ister misiniz? Peki ya barda veya odanıza çıkarken asansörde Will Smith, Helen Mirren ya da Francis Ford Coppola gibi efsanelerle karşılaşmak? Cevabınız evet ise Rio de Janeiro ziyaretinizde konaklamak için Belmond Copacabana Palace’ı tercih etmelisiniz. Üstelik meşhur Copacabana Plajı’nın hemen yanında yer alan otelin popüler kültürdeki yeri sadece ünlü konuklarıyla sınırlı değil. Burası aynı zamanda kadrosunda Fred Astaire ve Ginger Rogers gibi yıldızlar bulunan Karyoka (Flying Down to Rio) filminin çekildiği otel! MARILYN MONROE’DAN FRANK SINATRA’YA Marilyn Monroe, Elizabeth Taylor, Barbra Streisand, Frank Sinatra, Charlie Chaplin, John Wayne, Bob Dylan, The Beatles… Hepsi Londra’daki Savoy Hotel’in geçmişte ağırladığı konuklar arasında… Üstelik 1901 yılında, o zamanlarda Savoy’da kalan ressam Claude Monet, 6. kattaki penceresinden Thames Nehri’ni resmetmişti. Tüm bu özellikler, Savoy’u dünya kültürel mirasının önemli bir parçası haline getiriyor. Otelin barına uğrayıp, klasik bir bardakta servis edilen ve 1920’lerin esintilerini taşıyan kokteylleri yudumlamanızı tavsiye ederiz. KRALİYET AİLESİNİN İZİNDE Singapur’un baş döndürücü şehir manzarasından uzaklaşmak istiyorsanız, bembeyaz koloni dönemi mimarisi özelliklerine ve gür tropikal bahçelere sahip Raffles Otel ilk adresiniz olmalı. Odaya yerleştikten sonra Long Bar’a uğramanı ve 1915’te ilk kez burada hazırlanan Singapore Sling kokteylini denemeni öneriyoruz. Zira otelin sayısız ünlü konuğu arasında yer alan Prens William ile eşi Düşes Kate Middleton tam da böyle yapmıştı. 40 yıldır otel personelinin bir parçası olan otel tarihçisinden Raffles’ta iz bırakan zenginlerin ve ünlülerin hikayelerini dinlemek de bir başka cazip seçenek. Veya şık odanızda bir koltuğa kurulup, İngiliz yazar Rudyard Kipling’in otelin süitlerinden birinde kaldığı dönemde kaleme aldığı Orman Çocuğu (The Jungle Book) romanının sayfalarını çevirebilirsiniz. BEAT KUŞAĞININ FAVORİSİ Relais Hotel du Vieux Paris, 1950’lerde, o zamanlarda Paris’in bakımsız mekânlarından biri olan bu otele yerleşen Beat Kuşağı sanatçıları sayesinde en başarılı dönemlerinden birini geçirdi. Eğer duvarların dili olsa, eserleri için fikir ve ilham kaynağı arayan Allen Ginsberg, William Burroughs veya Jack Kerouac gibi yazarlarla ilgili ne anılar anlatırdı kim bilir. Latin Mahallesi’nde yer alan otel geçmişte mütevazı odalar ve ortak kullanımlı bir alaturka tuvalet sunuyor olsa da, günümüzde 4 yıldızlı şık bir işletme halini aldı. Beat Kuşağı’nın bazı şairleri otelin 1980’de yenilenmesinin ardından geri döndü ve günümüzde saklanmak üzere kaldırılan, içinde çok önemli isimlerin imzalarının bulunduğu ziyaretçi defterini imzaladı. Eğer sen de ilham kendini otelin kollarına bırakabilirsin. BİR İSTANBUL EFSANESİ Pera Palace Hotel Jumeirah kapılarını 1892’de açtı. İstanbul ’un elektrik altyapısına sahip ilk oteli olarak kazandığı yenilikçi şöhretini, elektrikli asansör kurulan ilk otel olarak taçlandırdı. Asansör görevlisinin sunduğu üstün hizmetin de yardımıyla, odalarına yükselen bir kafesle çıkmanın keyfini yaşayan ünlüler arasında Josephine Baker ve Greta Garbo gibi isimleri sayabiliriz. Efsanevi yazar Agatha Christie’nin otelde konaklarken tercih ettiği 411 numaralı oda ise günümüzde ünlü yazarın adını taşıyor. Dilerseniz, Doğu Ekspresinde Cinayet romanının da yazıldığı yer olduğu söylenen, koyu kırmızı tonların hâkim olduğu Agatha Christie Süiti’nde geceyi geçirebilir veya adını yine ünlü yazardan alan Agatha Restaurant’ta akşam yemeğini yiyebilirsiniz.  
 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER