Dünya Makarna Üretiminde Üçüncüyüz

MARKALAŞMA YOLUNDA TÜRK MAKARNA SEKTÖRÜ

Makarna; besleyici, lezzetli, ucuz, hazırlanması kolay ve raf ömrü uzun olması sebebiyle unlu mamuller içerisinde ekmekten sonra en çok tüketilen gıda maddesi. Makarnanın hammaddesi olan durum buğdayının anavatanı olan Türkiye, aynı zamanda dünyanın 4. büyük durum buğdayı üreticisi konumunda. Dünya makarna üretiminde 3.sırada yer alan ülkemiz, tüketimde maalesef diğer ülkelere göre oldukça geride. Öyle ki dünya kişi başı makarna tüketimi sıralamasında 19. sırada yer alıyoruz. Türkiye’nin makarna tüketiminde ilk sıralarda yer alması için ise sektördeki markalara büyük görev düşüyor. Markaların başarılı iletişim çalışmaları ile tüketicilerin makarnaya olan ilgisini canlandırması gerekiyor.

iStock_000022469679_Large

Birleşmiş Milletler verilerine göre dünya makarna üretiminde 3.246.488 ton ile zirveyi İtalya kapıyor. İtalya’nın ardından 2.000.000 ile ABD yer alıyor. Türkiye ise 1.315.690 ton ile 3.sırada…

Dünya Makarna Üretimi

Avrupa Birliği %34,4

Orta ve Güney Amerika  %21,7

Diğer Avrupa Devletleri %17,0

Kuzey Amerika %14,9

Afrika %5,8

Orta Doğu %4,1

Asya %1,7

Avustralya %0,4

Kaynak: I.P.O – Aralık 2015 verileri

Not: 14,3 milyon tonluk üretimin dağılımı

Dünyada makarna tüketimi de hızla artıyor. Bunun nedenleri ise buğdayın temel besin maddesi olması ile makarnanın besin değerinin yüksek ve kolay hazırlanan bir yemek olması... Dünya ülke başına makarna tüketiminde 2. 700.000 ton ile ABD ilk sırada. Onu 1.422.524 ton ile İtalya ve 1.204.900 ton ile Brezilya izliyor. Türkiye ise 583.500 ton ile 6.sırada yer alıyor. Bunda ülkemizde sos kalitesinin gelişmemiş olması, makarnanın pişirilmesi konusunda yeterince bilgi sahibi olunmaması, üretimde çeşitliliğin yeni yeni başlaması ve makarnanın besleyici değerinin bilinmemesi büyük rol oynuyor.

Ülkelere göre makarna tüketimi

Kaynak: I.P.O – Aralık 2015 verileri

Ekran Resmi 2016-08-21 13.05.24

A.B.D 2,700,000

İtalya 1,422,524

Brezilya 1,204,900

Rusya 1,128,188

Almanya 653,266

Türkiye 583,500

Fransa 486,915

Arjantin 379,129

Venezuela 368,675

İran 360,000

Peru 239,700

İspanya 207,890

Kolombiya 230,984

İngiltere 227,279

Polonya 190,169

Tunus 181,000

Şili 150,891

Yunanistan 120,000

Güney Afrika 91,000

Hollanda 83,265

Macaristan 74,000

İsveç 73,697

İsviçre 73,130

Avusturya 72,459

Portekiz 69,500

Çek Cumhuriyeti 66,855

Ekvador 54,800

Guatemala 44,266

Hırvatistan 30,216

Kosta Rika 21,251

Slovenya 10,672

Çin 9,531

Kaynak: I.P.O – Aralık 2015 verileri

TÜRKİYE’DE MAKARNA TÜKETİMİNİN AZ OLMASININ NEDENLERİ?

•Sos kalitesinin Türk mutfağında yerleşik olmaması

•Makarna pişirilmesi konusunda halkın yeterince bilgi sahibi olmaması

•Üretimde çeşitliliğin çok yeni başlamış olması

•Makarnanın besleyici değerinin yeterince anlatılmamış olması

MAKARNA İHRACATINDA SÖZ SAHİBİYİZ

Bunun yanında dünya makarna ürünleri ihracatında söz sahibi ülkelerden birisiyiz. Birleşmiş Milletler verilerine göre, Türkiye, İtalya’dan sonra en büyük makarna ihracatçısı… Geçen yıl ise 418 milyon 335 bin dolar değerinde 672 bin 164 tonluk ihracat gerçekleştirdi.

TÜRKİYE’DE AZ RASTLANAN ÇEŞİTLER İTHAL EDİLİYOR

Genel olarak ihracatçı ülke konumunda olan Türkiye'de yapılan makarna ithalatı daha ziyade lüks tüketime giren mallara yönelik olarak yapılıyor, bu tür ürünler lüks otel ve lokantalarda tüketiliyor. Türkiye'nin makarna üretimi tüketim ihtiyacını yeterince karşılayacak düzeyde olduğundan, çok düşük düzeyde ithalat yapılıyor. Türkiye'de yaygın olarak üretimi yapılan çeşitlerden ziyade az rastlanan çeşitler ithal ediliyor. Tür olarak kurutulmuş sınıfına giren makarnalar ithal edilirken gümrük tarife cetvelinde "Diğer" kısmına giren makarnalarda yoğunluk gözleniyor.  2000 - 2014 yılları arasındaki makarna ithalatımızı gösteren tabloya göre, 2002 yılından sonra her yıl düzenli olarak artan makarna ithalatımızın arttığı görülüyor. En yüksek artış ise 2014 yılında gerçekleşmiş ve makarna ithalatımız 5.328 tona ulaşmış.

Türkiye`nin Makarna İthalatı

Yıllar     İthalat(ton)

2000    299

2001    307

2002    305

2003    520

2004    613

2005    735

2006    1000

2007    1089

2008    1539

2009    1783

2010    2082

2011    2458

2012    2708

2013    3386

2014    5328

Kaynak: Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği

TMSD_Baskani_Abdulkadir_Kulahcioglu_7

Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu

DÜNYA MAKARNA ÜRETİMİNDE ÜÇÜNCÜYÜZ

Türk makarna sektörünün dünya makarna sektörüne göre bulunduğu durumu değerlendirir misiniz?

Türkiye makarnanın hammadesi olan durum buğdayının anavatanı olup, aynı zamanda dünyanın 4. büyük durum buğdayı üreticisidir. Ülkemiz dünya makarna üretiminde 3. sırada, ihracatçı ülke sıralamasında ise, 2. sırada, ithalatında 107. sırada  yer almaktadır. Dünya kişi başı makarna tüketimi sıralamasında ise 19. sırada yer almaktadır. Sektörün ihracatı son 10 yılda 6 kat artmış olmasına karşın, aynı dönemde iç tüketimdeki büyüme %50 ile sınırlı kalmıştır. Ancak son yıllarda yapılan başarılı iletişim çalışmaları, tüketicilerin makarnaya olan ilgisini uyandırmış olup, doğal ve sağlıklı bir gıda ürünü olan makarnanın tüketimi artmış ve sofralarda hakettiği yeri almaya başlamıştır. 2015 yılında; bir önceki yıla göre %7 lik bir düşüşle tüm dünyada 8 milyar dolarlık ithalat gerçekleşmiştir. Değer olarak ABD, miktar olarak Almanya en büyük ithalatçıdır. Ülkemizin bu ticaretteki ihracatı 672.105 ton 418,183 milyon dolar olmuştur. Kişi başı 7.5 kg olan yıllık tüketimin kısa vadede 10 kg çıkarılması sektörün öncelikli hedefidir.

Sektörde yerli ve yabancı kaç marka yer alıyor?

Üretim kapasitesi yıllık 2 milyon ton olan ve 1 milyar doları aşkın ciroya sahip Türkiye makarna sanayinde 20 faal üretici bulunuyor. Sektör doğrudan ve dolaylı olarak toplam 30 bin kişiye istihdam sağlıyor.

Makarna sektöründe yerli markalar yabancı markalara göre nasıl durumda? Tüketici daha çok yerli markaları mı yabancı markaları mı tercih ediyor?

Türkiye Makarna Sektörü iç tüketimden fazlasını üretme potansiyeline sahip olduğundan dünyada önemli ihracatçı ülkelerden biridir. Birçok ülke sadece kendi iç pazarlarına yönelik üretim yaparken TMSD üyesi makarna üreticileri 152 ülkeye ihracat yapma başarısı göstermiştir. Bunun sonucu olarak Türkiye Makarnası dünyada marka haline gelmiştir. Bu kadar yaygın makarna satışı gerçekleştirebilen başka bir ülke yoktur. Ülke olarak marka olabilmek ancak kaliteli ürünü rekabetçi fiyatlarla sunabilmekten geçer ki, makarna sektörümüz bunu başarmıştır. Ülkemizin makarna ithalat rakamları ihmal edilecek kadar düşük olup, iç tüketimin tamamı yerli üreticilerin markalarıyla karşılanmaktadır. Sektörümüzde yabancı olarak bilinen bazı markaların üretimleri de Türkiye’de yapılmaktadır. Bunun nedeni ülkemizde üretilen durum buğdayının kaliteli olmasındandır. Teknolojik açıdan bakıldığında da sektörümüz son yıllarda yapılan modernizasyon yatırımlarıyla dünyadaki rakiplerinin önüne geçmiştir. Bilinçli tüketiciler bu kalite artışının farkında olduğundan iç tüketim hızı artmaktadır.

Makarnada marka bağımlılığı %35 seviyesinde

Yerli bazı makarna markalarının reklama fazlasıyla yatırım yapsa da pazarda tutunamadığını gözlemliyoruz. Bunun sebebi nedir? Yerli markalar yabancı markalarla hangi açıdan rekabet edemiyor?

Bilindiği gibi; reklam yatırımı aslında zamanı satın almaktır. Kaliteli bir ürün üretir iseniz hiçbir iletişim içinde olmasanız bile zaman içerisinde ürününüzün değeri anlaşılır ve marka olursunuz. Ülkemizde ve dünyada bunun sayısız örnekleri vardır. Yine bunun tersi de doğrudur. Yani ürün kaliteniz iyi değilse reklam yatırımı sokağa atılmış para gibidir. Belki tüketiciye bir kez aldırırsınız ancak memnun kalmaz ise marka olamazsınız. Yani kısacası; marka olmanın birinci ve olmazsa olmaz şartı “kaliteli bir ürün” olmasıdır. İkinci en önemli etken ise ürün bulunabilirliğidir. Makarna sektörüne ilişkin yapılan araştırmalar gösteriyor ki makarnada marka bağımlılığı %35 seviyesindedir. Yani tüketicilerin %65’i hangi makarna markasını alacağına raf önünde karar veriyor. Reklam iletişimi yapan bir firmanın ürünü eğer yeterli penetrasyon sağlayamamış ve tüketici ile buluşamıyorsa yine yaptığı iletişim boşa gidiyor. Ülkemizde organize perakendenin geldiği büyüklük göz önüne alındığında bunu da kısa sürede başarmak çok zor ve ağır bedeller ödenmesi gereken bir operasyondur. Makarna sektörü; karlılık açısından maalesef çok sıkıntılı. Şu anda en ucuz gıda ürünü makarna. Üreticilerimiz, gerek perakende zincirlerin kendi aralarındaki rekabetten gerekse kendi aralarındaki yoğun rekabet ortamı yüzünden para kazanamıyor. Dolayısıyla markalaşma adına iletişim yatırımını da uzun soluklu olarak yapamıyor. İletişimde olunan sürede yeterli penetrasyon da yapılamamış ise, reklam yaptığınızla kalıyorsunuz. Türkiye’de makarna sektörünün markalaşmasının veya markalaşamamasının nedeni bunlardır.

AB’nin uyguladığı kota acilen kalkmalı

Makarna sektöründeki sorunlar nelerdir? Bu kapsamda dernek olarak Türkiye’de makarna sektörünün gelişimi ve sorunları çözmek amacıyla hangi adımları atıyorsunuz?

Makarna yukarıda da bahsettiğimiz gibi en uygun fiyatlı gıda ürünü. Bir paket makarna ile 4 kişilik bir aile sağlıklı bir şekilde karnını doyurabilir. Makarna yoğun rekabetten dolayı gerçek değerinden satılamıyor. Bu uzun vadede sürdürülebilir bir şey değil. Bunun iki yan etkisi olacaktır. Birincisi; üreticiler uzun süreli zarar bütçesi ile çalışamayıp kaçınılmaz olarak zor duruma düşebilir. İkincisi ise; zararı azaltmak adına kaliteden taviz verebilir. Her ikisi de gerek sektör ve paydaşları açısından, gerekse tüketiciler açısından ciddi sorundur. Bu konuya rekabet kurumunun el atması gerekecektir. Bugün durum buğdayı fiyatlarına göre, makarna raf fiyatları olması gerekenin çok altındadır.

Sektörün ihracat açısından en önemli sorunu ise AB nin uygulamakta olduğu 20 bin ton miktar kotasıdır. Ülkemiz makarna üreticileri bu kısıtlama nedeniyle AB pazarında etkin olamamaktadır. Bu konuda yapılan girişimlerimizin sonuç vermesi ve kotanın kaldırılması durumunda, Türkiye Makarna ihracatında dünya liderliğine oturabilir.  28 Avrupa ülkesi ithalat rakamı 3 milyar 700 milyon dolar. Türkiye’nin bu pazardan aldığı pay ise sadece 17 milyon dolar dolayısıyla %1 bile değil. Öncelikle Avrupa Birliği’nin uyguladığı 20 bin ton kotasının kaldırılması lazım. Avrupa Birliği’nin uyguladığı bu kotanın kalkması durumunda inanıyoruz ki; ülkemiz makarna sektöründe büyük bir sıçrama yapacak ve ihracatta ilk sıraya yerleşecektir. TMSD olarak yaptığımız çalışmaların başında da bu geliyor. Biz dernek olarak bu konuda lobi çalışmaları yapıyoruz. Gerek Ekonomi Bakanlığı ve Avrupa Birliği Bakanlığı nezdinde, gerekde de Kalkınma ve tarım Bakanlıkları  nezdinde ulaşabildiğimiz tüm mecralarda veya yine paydaşlarımız olan Dünya Makarnacılar Birliği (IPO) nezdinde bize bu konuda destek verilmesi için lobi çalışmaları sürdürüyoruz.

MAKARNA SAĞLIKSIZ MI?

Özellikle son yıllarda diyetisyenlerin mutlaka uzak durulması gereken gıdalar listesinde başı çekiyor. Peki, makarna gerçekten sağlıksız mı? Makarnanın besleyici bir gıda ürünü olduğunun da altını çizen Külahçıoğlu; makarnanın besin değerleri hakkında şu bilgileri verdi:

“Makarna kompleks karbonhidratlar sınıfında yer alıyor ve düşük glisemik  indeksine sahip bir ürün. Besleyici değer açısından aslında bulgurla eş değer. 0 ile 55  arasındaki glisemik indeksler, düşük glisemik indeksler olarak algılanır. 55 ile 69 arası orta, 70’in üzeri de yüksek. Bu anlamda en masum yiyeceklerden birisi makarna. A, B1, B2 vitamini, demir, kalsiyum, fosfor, protein  içeriyor. Hiç bir katkı maddesi yok. Sadece durum buğdayı öğütülüp irmik haline getiriliyor. O da suyla karşılaştırılıp şekil verilerek makarna oluyor. Makarna içerisinde hiçbir katkı maddesi, tuz, yağ, renklendirici yok. Makarna yüzlerce değişik şekilde hazırlanarak, farklı damak zevklerine uygun değişik soslarla sofralarda yer buluyor. Dünyada 7’den 70’e her gelir grubunun tükettiği bir ürün.”

GEÇ PİŞEN VE DİRİLİĞİNİ KORUYAN MAKARNA DAHA KALİTELİDİR

Abdülkadir Külahçıoğlu, makarnanın sahip olması gereken özellikleri şöyle açıklıyor: “Renk önemli bir gösterge. Makarnanın üzerinde siyah beyaz lekelerin olmaması gerekir. Kenarlarında veya uçlarında kırık çatlak olmaması gerekir. Rengi buğday rengi yani ‘amber rengi’ olmalı, çok açık sarı ya da koyu olması da doğru değil. Pişirme aşamasında ise bunu anlamak çok kolay. Pişirdiğiniz zaman suyunun temiz olması lazım. Biz buna suya geçen madde miktarı diyoruz. Makarnanın kendisini suya vermemesi, aksine suyu kaldırması, çekmesi lazım. Pişerken parmağınızla dokunduğunuzda çok yapışkan olmaması lazım. Bu tür incelikler kalite farkını ortaya koyar. Pişirirken dişe dokunur halde pişirilmesini öneriyoruz. Algıların tam tersine daha geç pişen ve diriliğini koruyan makarna daha kalitelidir. Hatta sağlık açısından da dişe dokunur makarnanın glisemik indeksi daha düşüktür. Makarnanın suyunu süzmek yerine suyunun çektirilerek pişirilmesi ve tüketilmesini  tavsiye ediyoruz.”

Türkiye’de hazır sos kültürü henüz gelişmediğini ancak büyüyen bir Pazar olduğunu ifade eden Külahçıoğlu, “Türkiye mutfağında makarna sosu evde yapılmaktadır ve sos olarak en fazla peynir, sebze, salça, kıyma ve yoğurt kullanılmaktadır” diyor.

 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER