Doğudan Batıya yolculuk 11 Ocak'ta New York'ta
Marlborough Gallery, Ahmet Güneştekin’in kırkyama (patchwork) tekniğini kullanarak çalıştığı işleri, 11 Ocak – 4 Mart 2017 tarihleri arasında New York’ta sergiliyor. Matthew Drutt’ın küratörlüğünü üstlendiği sergide sanatçının, Zülkarneyn’i yorumlayarak ürettiği seramik ve metal işleri, son dönem yağlı boya tabloları, kilimler ve Kostantiniyye serisinden yeni işler de izleyiciyle buluşacak.
Anadolu ve Mezopotamya uygarlıklarına ait mitolojik figürleri yeniden yorumlayarak kırkyama tekniğiyle çalıştığı işlerinde Güneştekin, geçmişin mitsel motiflerinin izini sürmekten çok, bir düşünce formu olarak mitin hayatta kalabilmesi üzerine odaklanıyor. Sanatçının, son yirmi yıldır sosyal bir proje olarak çalışmalarını sürdüren İSMEK’in, eğitimlerine destek olarak meslek kazandırdığı kadınlarla kolektif bir çalışma içinde çalıştığı kırkyama serisinden işleri toplumsal tarihin ve kültürel belleğin, renk ve dokuların kullanımıyla inşa edilebileceğini gösteriyor.
Birbirinden farklı kültürlerde uygulamalarını görebileceğimiz, rastlantısal olduğu kadar özenli bir tasarımla da üretilen bu parçalı işler, girift, renkli dokularıyla bugün bir sanat formu olarak kabul ediliyor. Anadolu’da, Mezopotamya’da ve Uzak Doğu’da uygulanan örnekleri etnografik benzerlikler taşıyor. Güneştekin’in yorumlarında ise, kırkyama benzerlerinden farklılaşarak, modern mitleştirmenin kendine özgü örneklerinden birini sunuyor.
Asimetrinin simetriye tercih edildiği, düzensiz parçaların tıpkı bir yap bozun parçaları gibi birbirinin içine geçtiği bir tekniği ifade eden kırkyama, Güneştekin’in yorumuyla renklerin ve dokuların bileşiminde gelenekselin içinde ama bir o kadar da ona karşı bir örüntüye dönüşüyor.
Güneştekin’in kırkyama ile eş zamanlı olarak çalıştığı Zülkarneyn serisindeki işleri ise, bellek ve geleneğe olan ilgisiyle mitolojiyi kişisel bir dilin imgelerine dönüştürmenin güçlü bir biçimini gösteriyor. Sanatçı boynuzu temel detay alarak çalıştığı işlerinde Zülkarneyn’in yolculuğunu kişisel deneyimlerinden yola çıkarak yeniden yorumluyor.
Kuran’ın Kehf suresinde ve Tevrat’ta anlatılan, “çift boynuz” ya da “iki yüzyıla ait” anlamına gelen Zülkarneyn’in hikayesi ilk yazılı kaynağa kadar gitmektedir. Bu kaynak Babil ülkesinde tabletler üzerine çiviyazısıyla yazılmış bildiğimiz en uzun şiirdir. Uzak atalarımızı yüzyıllarca büyülemiş bulmacamsı bir eser olan Gılgamış Destanı, yazının bulunuşu kadar eski olmasına rağmen, zamanı ve mekanı aşarak evrensel değerlere vurgu yapabildiği için güncelliğini bugün de koruyabiliyor. Bu kaynağın sergilenecek işler açısından anlamı ise, Güneştekin’in Zülkarneyn’in yolculuğunun Gılgamış’ın düşsel yolculuğuyla benzerlik taşıdığını düşünmesidir.
Zülkarneyn yolculuğunun bir noktasında karşılaştığı insanların yaşam ve düşünme biçimi karşısında şaşkınlığını gizleyemez. Güneştekin, Zülkarneyn’in karşılaştığı bu halk ile Mezopotamya’nın tarih öncesine dayanan halklarından olan ve ortak değerleri ile sosyalizmin temelleri arasında büyük örtüşmeye sahip Ezidiler’in dikkat çekici benzerlikleri olduğundan yola çıkarak işlerinin felsefesini oluşturmuştur.
Güneştekin’in yaşamı oluşturan tüm farklılıkları bir kuvvetler ilişkisi içinde benimseyerek çalıştığı ve toplumsal tarihin katmanlı yapısını ortaya çıkaran işleri bir arada sergilenecek. 11 Ocak – 4 Mart tarihleri arasında Marlborough Gallery’nin düzenleyeceği sergi sanatçının New York’taki ikinci ve en kapsamlı sergisi olacak.
Anasayfa'ya Dön
YORUM YAZIN
Max. 255 karakter girebilirsiniz
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok