Daçka’nın yeniden Doğuş’u
Doç. Dr. Cem Çetin
Futbol dışındaki takım sporlarında mücadele eden spor kulüplerinin, yaşamaları ve sportif başarıyı hedeflemeleri, sponsor buldukları takdirde söz konusu olabiliyor. Bu teorik yaklaşımı destekleyen son örnek, Darüşşafaka-Doğuş birlikteliği. Türk basketbolunun en eski kulüplerinden biri olan ve 2014’te 100.yılını kutlayan Darüşşafaka, ekonomik olarak yaşadığı sıkıntılı dönemi Doğuş Grubu’nun desteğiyle aşıp, şimdilerde Avrupa basketbolunda bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Spor sponsorluğuna yatırım yapmak isteyen şirketlerin önünde 3 alternatif bulunur. Bunlar; organizasyon, kulüp ya da bireysel sporcu sponsorluklarıdır. Yatırımlar daha çok, risk faktörünün düşüklüğünden dolayı spor organizasyonlarında yoğunlaşır. İkinci sıra, kulüp sponsorluğuna aittir. Bireysel sporcu sponsorluğu yatırımları ise 3.sıradadır. Ülkemizde başarılı spor sponsorlukları örneklerine, spor organizasyonları ve spor kulüplerinde rastlanmaktadır. Bunlardan son dönemde en dikkat çekeni, Doğuş Grubu’nun Darüşşafaka Spor Kulübü ile olan birlikteliğidir. 2013 yılında temelleri atılan ve pek çok spor kulübünü kıskandıracak nitelikteki bu birliktelik, sadece ülke sınırları içinde değil Avrupa’da da dikkat çekici bir şekilde ilerliyor.
Salon faktörü
Geçen yıl Euroleague yönetimi, Avrupa Ligi Wild Card’larından (Sportif Davetiye) birini Darüşşafaka’ya vererek, Türkiye’de pek çok kişiyi şaşırtmıştı. Bu şaşkınlığın nedeni, Wild Card adaylarından birinin Galatasaray olmasıydı. O tarihlerde Euroleague’in, ülke sporunun en popüler kulüplerinden biri konumundaki G.Saray’ı değil de, mütevazi görüntüdeki Daçka’yı tercih etmesine kimse anlam verememişti. Euroleague’in bu kararı, doğal olarak, tepkileri de beraberinde getirmişti. Tepkisini dillendirmekten kaçınmayanlardan biri, Euroleague’in tercihini eleştiren G.Saray’ın coachu Ergin Ataman’dı. Sezon başladıktan sonra Euroleague’in, neden Wild Card tercihini yeşil-siyahlıları lehine kullandığı açık bir şekilde görüldü. Daçka’nın tercih edilmesinin nedeni, Euroleague’in pazarlama kriterlerine son derece uygun, yeni salon faktörüydü. Maslak’ta bulunan 5.300 seyirci kapasiteli Wolkswagen Arena, CSKA Moskova maçıyla kapılarını, sanat ve kültür faaliyetlerinden sonra basketbol için de açarak, Darüşşafaka-Doğuş Grubu birlikteliğinin en değerli parçası olarak ortaya çıktı.
3 yıl öncesine kadar 2.Ligde mücadele eden bir kulübün, şimdilerde Avrupa Ligi’nde mücadele eder konuma gelmesi elbette çok dikkat çekici bir gelişme. Daçka’nın bu göz kamaştıran yükselişinde, Doğuş Grubu’nun sponsor sıfatıyla verdiği ekonomik desteğinin büyük payı var. Bu sürecin başlangıcını, 2013 yılının Eylül ayında Darüşşafaka Cemiyeti, Darüşşafaka Spor Kulübü ve Doğuş Grubu arasında yapılan bir protokol oluşturuyor. Bu protokol çerçevesinde kurulan Darüşşafaka Doğuş Sportif Yatırımlar ve Ticaret A.Ş, bugünkü Daçka’ya yön veriyor. Karar alma mekanizmasında İbrahim Kutluay ve Mithat Demirel gibi eski basketbolcular bulunuyor. Bu arada belirtmekte fayda var; Doğuş Grubu’nun, sporda yeşil-siyahlılarla olan birlikteliği ya da gönül bağı aslında, Daçkalılar’ın, “Çok değerli bağışçımız” şeklinde tanımladıkları merhum Ayhan Şahenk’in yaptırdığı Darüşşafaka Spor Kompleksi ile başlamıştı. Bu kompleks içinde yer alan ve 1995 yılında kapılarını açan Ayhan Şahenk Spor Salonu’nun, Darüşşafaka’ya ciddi bir ivme kazandırdığının altını çizelim. O zaman diliminde Daçka’nın hatırlarda kalan en büyük sportif başarısı, makul bütçelerle Koraç Kupası’nda üst üste 2 defa (1997/98 ve 1998/99) son 16 takım arasına girmesi oldu. Daçka’nın daha fazla tur geçmesine, o yılın finalistleri (Kızılyıldız ve Barcelona) izin vermemişti. Daçka önce Kızılyıldız’a, sonraki yılda şampiyon olacak Barcelona’ya takılmıştı.
Kaliteli coach seçimi
Doğuş Grubu’nun en büyük arzusu, eğitimde Türkiye’nin en önemli markalarından olan Darüşşafaka’yı basketbolda da bir Avrupa markası yapmak. Taraflar arasında imzalanan protokolün, 10-15 yıllık zaman dilimini kaplaması bu hedefin ne kadar gerçekçi olduğunu gözler önüne seriyor. Geride bıraktığımız sezon Avrupa Ligi’nde son 16 takım arasına girerek başarılı bir sınav veren Daçka, yeni sezonda daha büyük başarılara imza atacakmış gibi gözüküyor. Böyle bir tahminde bulunmamızın nedenini, yeşil siyahlıların transfer politikası oluşturuyor. Flaş bir hamleyle takımın başına getirdikleri ABD asıllı İsrailli coach David Blatt, basketbol dünyasının çok değerli isimlerinden biri. Sadece Avrupa’da değil NBA’de coachluk yapan 57 yaşındaki Blatt, çalıştırdıkları takımlara oynattığı göze hoş gelen basketbol ve kazandırdığı şampiyonluklarla tanınıyor. Sadece coach transferiyle değil, kadrosuna kattığı yeni isimlerle (Wanamaker, James Anderson, Moerman),de Daçka, Avrupa’lıların dikkatini çekmeyi başardı. Tüm bu transferler için Doğuş patentli Daçka’nın iyi para harcadığını söyleyebiliriz.
Darüşşafaka ismini hem ülke sınırları içinde hem de Avrupa’da markalaştırmayı hedefleyen Doğuş Grubu, bunun yolunun sadece pahalı ve kaliteli transferlerden geçmediğinin farkında. Değer yaratma sürecinde, kendilerine Avrupa Ligi’ne katılma yolunu açan salon faktörünü de fazlasıyla önemsiyorlar. Geçen yıldan bu yana yeşil siyahlı yönetim, Daçka’yı izlemek için Wolkswagen Arena’ya gelenlerin iyi zaman geçirmeleri için, bütün senaryolar üzerinde kafa yoruyorlar. Bu çerçevede sürekli olarak farklı “entertainment” (eğlence) planları yapılıyor. Bu konuda kulübün ilk yılında son derece başarılı bir sınav verdiği söylenebilir. Yurt dışından getirilen dansçı kızların büyük beğeni toplayan gösterileri, taraftarlarla birlikte oynanan oyunlar, ses ve ışık kalitesi, salona gelenlerin evlerine mutlu dönmelerini sağlamıştı. Ayrıca kulübün bir sosyal sorumluluk projesi olan “Oyunda Kal”a katılan çocukların, maç içindeki gösterileri de büyük beğeni toplamıştı.
Kulübün “entertainment” planlarının altında, doğal olarak, seyirci sayısını, bilet ve sponsor gelirlerini arttırma arzusu da yatıyor. Anlayacağınız Doğuş Grubu, sadece para harcama hedefi gütmüyor. Aynı zamanda basketbolu kitlelere pazarlayarak, spor ekonomisine uygun olarak, yatırımının karşılığına da almayı arzuluyor. Bu strateji, Euroleague yönetiminin üzerinde hassasiyetle durduğu pazarlama odaklı doğru yönetim modelini de oluşturuyor. Türkiye’deki spor sponsorluğu uygulamaları açısından başarılı bir örnek teşkil eden Darüşşafaka-Doğuş birlikteliğinin, başkalarına da ilham kaynağı olması en büyük dileğimiz…
Anasayfa'ya Dön
YORUM YAZIN
Max. 255 karakter girebilirsiniz
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok