Büyük Manipülatör
Elon Musk, 100 milyona yakın takipçi sayısıyla çok sayıda ülkenin nüfusundan daha kalabalık bir Twitter hesabına sahip. Bu gücün farkında olan Musk, iş dünyasının alışık olduğu lider profilinin aksine, sıra dışı bir sosyal medya kullanımı yapıyor.
Elif Tütüncü
Medya ve kitle iletişimi, tarihin her döneminde olduğu gibi yaşadığımız çağda da kritik öneme sahip. Gerek geleneksel gerek dijital medya toplumsal algıyı yönetebilme kabiliyetini elinde bulunduruyor. Fakat dijital medya, gelenekselin yanı sıra anlık olması sebebiyle bu medya gücü açısından daha avantajlı konumda. Hem iş dünyasındaki konumu hem magazinel kişiliğinden ötürü Elon Musk’ın da medyaya olan ilgisi yersiz değil. Musk, 100 milyona yakın takipçi sayısıyla çok sayıda ülkenin nüfusundan daha kalabalık bir Twitter hesabına sahip. Bu gücün farkında olan Musk, iş dünyasının alışık olduğu lider profilinin aksine, sıra dışı bir sosyal medya kullanımı yapıyor. Attığı tweetler ile gündeme oturması bir yana, sık sık davalık da oluyor. Bu davalardan en bilinenleri de Musk’ın kripto, borsa gibi alanlarda yarattığı manipülasyonlar. Son olarak Twitter’ı satın alacağını yine Twitter hesabından duyuran Musk, geçtiğimiz ayın gündeminde de kendisine geniş yer buldu. Musk’ın kitleleri peşinden sürüklemeyi sevdiği için platforma ilgisi olduğu iddiaları tartışılırken; satış işleminin Musk tarafından platformdaki bot hesapların bahane edilerek askıya alınması, daha önce de sabıkalı olduğu manipülatörlük siciline birkaç sayfa daha ekliyor...
Dünyada Elon Musk çılgınlığı yaşanıyor. CEO'su olduğu Tesla, dünyanın piyasa değeri en yüksek otomobil üreticisi konumuna ulaştı. Tesla hisselerindeki akıl almaz yükseliş sayesinde kendisi de dünyanın en zengin insanları sıralamasında zirveye yerleşti. Pandemiyle dünyanın alt üst olduğu 2020 yılının başında serveti 27 milyar dolardı. Yıl bittiğinde 170 milyar doları, kısa bir süre sonra da 200 milyar doları aştı.
Haziran 2010'da halka arz edildiğinde 1,7 milyar dolar olan Tesla'nın piyasa değeri, şu an 906 milyar dolar. Üretim kapasitesi ve satış sayıları Tesla'nın çok üzerinde olan otomobil üreticilerinin piyasa değerleri Tesla'nın çok altında. Musk’ın sosyal medyada yaptığı paylaşımlar hem CEO'su ve yüzde 20'nin üzerinde pay sahibi olduğu Tesla'nın hem diğer şirketlerin hem de kripto para birimlerinin değerlerinde çok sert dalgalanmalara neden oluyor.
Öyle ki, Twitter'daki 100 milyona yakın takipçisi, mesajlarını yanlış anlayıp ilgisiz şirketlerin hisse değerlerini uçurabiliyor. Musk da kendisine olan bu ‘medyatik’ ilginin ve kendi etkisinin oldukça farkında.
Dahi olduğunu iddia eden de var, sahibi olduğu şirketin hisse değerinin ve dolayısıyla servetinin büyük bir balon olduğunu söyleyen de… Sosyal medya paylaşımlarının manipülasyon olduğunu öne sürenlerin sayısı da günden güne artıyor.
Bahçeşehir Üniversitesi'nden Doç. Dr. Hakkı Öztürk, Sözcü’den Emre Deveci’ye verdiği röportajda Musk için şu ifadeleri kullanıyor: “Reel sektörde faaliyet gösteren, elektrikli araç üreten ve gelecek yıllara yapacağı teknolojik üretim ile damga vurmayı isteyen bir şirket sahibinin bu kadar bu işlerin içinde olması da ilginç.”
Yine Sözcü’ye konuşan Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Anıl Aba, Elon Musk'ın servetinin yaklaşık yüzde 81'inin Tesla hisselerinden, yüzde 14'ünün halka açık olmayan SpaceX'ten, geri kalan yüzde 5'inin de nakit, gayrimenkul vb. diğer servet kalemlerinden oluştuğuna dikkat çekerek şu yorumu yapıyor: “Musk'ı dünyanın en zengin insanı yapan şey Tesla hisselerinin borsadaki değeri. Hisse fiyatları arttıkça Musk'ın serveti de artıyor. Fakat bu zenginlik sanal bir zenginlik. Çünkü borsa değerlemeleri beklentisel, kurgusal, hayali değerlemelerdir. Borsalar yükselir, düşer. Kaldı ki bu 200 milyar dolar nakit bir servet değil, kâğıt üzerinde görünüyor sadece. Yani Musk, bugün bütün hisselerini bozdurup 200 milyar dolarıyla Mars'a gidemez.”
Borsadaki değerler ile reel değerler arasında büyük bir makas olduğuna ve Tesla'nın fiyat/kazanç oranının haddinden fazla yüksek olduğuna dikkat çeken Aba, “Analistlerin hesaplarına göre Tesla'nın borsadaki değerini meşrulaştırması için her bir arabasını 1,25 milyon dolardan satması gerekiyor. GM için bu rakam 9 bin dolar. Bu kıyaslamalar Tesla hisselerinde bir balon olduğu ve hatta Elon Musk'ın 2008'de Bernie Madoff'unkine benzer bir Ponzi çevirdiği şüphelerini kuvvetlendiriyor. Kripto para borsalarındaki fiyatların bugün hiçbir reel karşılığı yok. Bir hayal satılıyor: geleceğin para birimi olacak. Ama bir para birimi düşünün ki biri bir tweet attıktan birkaç saat içinde değeri yüzde 20 artıyor. Bana kalırsa Musk hem borsayı manipüle ediyor hem Ponzi çeviriyor hem de bitcoin gibi başka bir spekülatif balona binerek saçma sapan bir yere doğru gidiyor. Resmen ahmaklık çağı…” ifadelerini kullanıyor.
Dost Ateşi: Tesla
Takvimler 2018 yılını gösterdiğinde Elon Musk, Twitter hesabından Tesla’nın hisselerini toplamak için yatırımcılara hisse başına, mevcut değerinin beşte bir daha fazlası olan 420 dolarlık ödeme yapmayı teklif edeceğini duyurdu.
Bu duyurunun ardından ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu, Elon Musk hakkında menkul kıymetler dolandırıcılığı suçlamasıyla dava açtı. Komisyon, Musk'ın, Tesla hisselerini geri toplamak ve borsadan çekmek için mali kaynağı bulduğuna ilişkin açıklamasının "doğru olmadığını ve yanlış yönlendirici" olduğunu savundu. Dava ile Musk'ın halka açık bir şirkette yöneticilik yapmasının yasaklanması talep edildi.
Musk konuyla ilgili açıklamasında, "Dürüstlük benim hayatımdaki en önemli değer olmuştur ve bunu hiçbir zaman tartışma konusu yapmadığım bilinir" dedi. Fakat birkaç hafta sonra yine Twitter hesabından anlaşmanın gerçekleşmeyeceğini duyurdu. 29 Eylül’de varılan adli uzlaşma anlaşmasıyla Musk'ın ve Tesla'nın 20'şer milyon dolar para cezası ödemesi kararlaştırıldı.
Başıboş Kriptonun Atanamayan Lideri
Kripto para borsası için en çok manipülasyon yapan isim ise hiç şüphesiz ki Elon Musk. Geçtiğimiz yıllarda Dogecoin güzellemeleri ile dikkat çeken Musk, yine aynı dönemde Dogecoin’i en güçlü ödeme aracı ilan etmişti. Musk’ın kripto para piyasalarıyla ilgili Twitter paylaşımlarının zararsız kişisel tweet’ler olarak düşünmek zorlaşıyor. Peki bunun altında ne yatıyor? Analistler iki kelimeyle özetliyor: Manipülasyon ve spekülasyon.
Kamuoyunun "Doktor Kıyamet" ya da "Kriz Kâhini" olarak tanıdığı ekonomist Nouriel Roubini'ye göre Musk'ın özellikle kendi şirketi yatırım yapmadan önce fiyatı etkileyecek yorumlarda bulunması bir piyasa manipülasyonu ve soruşturulması gerek. Roubini, "Önce bitcoin hakkında kişisel bir görüş bildiriyorsun, fiyatı şişiriyorsun, sonra da Tesla'nın yatırım yaptığını açıklıyorsun. Bu hem sorumsuzluk hem de piyasa manipülasyonu. Yetkililerin piyasalar üzerinde etkili olan ve varlıkların fiyatlarını manipüle eden kişileri denetlemesi gerekiyor. Bu aynı zamanda bir suç" şeklinde sert bir değerlendirmede bulunuyor.
Türkiye'de kripto paralar konusundaki uzmanlığıyla tanınan Öğretim Üyesi İsmail Hakkı Polat da Hürriyet Gazetesi’ne verdiği görüşte Musk’ın yaptığının geleneksel piyasalar bağlamında normal olmadığını düşünenlerden; ancak burada altını çizdiği önemli bir nokta var: “Kripto para piyasaları düzenlenmesi olmayan bir piyasa, bu sebeple spekülasyon ve manipülasyon serbest. Kuralları olmayan bir piyasada spekülasyonun ve manipülasyonun da sınırı belli değil. Ama geleneksel piyasalara bakarak yaptığının daha çok spekülasyon olduğunu iddia edebiliriz.”
Kendi tekellerini oluşturmuş geleneksel piyasaların aksine kripto piyasalarının lidersiz ve merkezsiz bir yapıya sahip olduğunu Musk’ın da bu yapıdan faydalanarak kendisine yeni bir başarı hikâyesi yazmaya çalıştığını da vurgulayan Polat, “Elon Musk bu piyasalardaki eksik lideri tamamlıyor. Orada insanların bir kahramana ihtiyacı var. Bitcoin’in yaratıcısı olan Satoshi Nakamoto yerine kanlı canlı bir lider arayışına geçildi. Musk, ‘dogecoin’ gibi donatılamayacak para birimlerini spekülatif biçimde yükseltmeye çalışırsa bir süre sonra etkisini kaybedecektir. Kripto paraların geçmişi hep spekülatif liderlerle doluydu. Bu sebeple Musk, işi daha sağlam temellere oturtmalı” diyerek bu durumun sebebini açıklıyor.
Yine geçtiğimiz yıl Musk, Twitter'da bir anket paylaşarak Tesla'nın dogecoin ile ödeme alıp almaması gerektiğini takipçilerine sordu. Kısa sürede büyük ilgi gören ankete katılanların yüzde 78.2'si evet yanıtı verirken Musk'tan anketin sona ermesinin ardından beklenmedik bir açıklama geldi.
Elon Musk, Tesla'nın bitcoin ile ödeme almayı durdurduğunu duyurdu. Musk'ın mesajının ardından bitcoin'de yüzde 5'lik bir düşüş yaşandı. Musk açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Bitcoin madenciliği için fosil yakıtların ve özellikle en kötü emisyona sahip olan kömürün hızla kullanılmasından ötürü endişe duyuyoruz. Kripto paralar birçok düzeyde iyi bir fikirdir ve önemli bir geleceğe sahiptir. Ancak bunu çevre için büyük bir maliyeti olamaz. Tesla herhangi bir bitcoin’ini satmayacak. Ayrıca madencilik için sürdürülebilir enerjiye geçilir geçilmez, ödemeler için tekrar bitcoin kullanmayı planlıyoruz.”
Ancak elbette bu açıklama, sürdürebilirliğin bir bahane olarak öne sürüldüğü ilk örnek değil. Apple da iPhone 12 ile birlikte sürdürülebilirlik maskesini takarak kutudan çıkan adaptörün artık ayrı olarak satılacağını açıklamıştı. Nitekim Musk’ın da bu açıklamalarının arka planında art niyet olduğu görülüyor. 2021'in ilk çeyreğinde Tesla, 1,5 milyar dolar değerinde “dijital varlık” satın aldı ve ardından 272 milyon dolar değerinde satış yaptı. Tesla tarafından 26 Nisan’da hazırlanan bir mali dosyaya göre bitcoin satışlarından elde edilen kâr, şirketin kârına 101 milyon dolarlık katkı yaptı.
Musk’ın bitcoin ve dogecoin üzerine yaptığı açıklamalar piyasayı yakından takip edenlerin tepkilerine sebep oldu. Bazı üst düzey isimler Tesla’nın manipülasyon yaptığını ve bu yüzden yargılanması gerektiğini iddia ettiler. Musk ise bu konu ile ilgili bazı açıklamalar yaptı. Tesla’nın verdiği kararın yönetim kuruluna ait olduğunu ve şahsi bir karar olmadığını belirtti. Yani Musk, bu kararın tamamen Tesla’nın yönetim kurulu tarafından alınmış bir karar olduğuna dikkat çekti.
Dogecoin'in ortak yaratıcılarından biri, Tesla'nın elektrikli arabaları için bitcoin almayı bırakmasının ardından Elon Musk'ı "bencil bir üçkağıtçı ve öyle kalacak" diye niteledi. Jackson Palmer, kendisine “The Dogefather” adını veren milyarder girişimciye sonrasında sildiği bir dizi tweet ile saldırdı.
“Elon’u Durdurun”
Musk’ın dogecoin hakkındaki tweetleri sonrasında dogecoin tarihi zirvelerini görmüştü. Ne var ki yükselişler kalıcı olmadığı için en tepeden dogecoin’e giren yatırımcılar büyük zararlar etti. Bitcoin’i de eleştiren ve yeni bir kripto para geliştirebileceğinin sinyalini veren Elon Musk’ın piyasaya zarar verdiğini savunan bir grup kripto para uzmanı, yeni bir dijital kur geliştirerek StopElon (Elon’u Durdur) isimli kripto parayı piyasaya sürdü.
StopElon’un resmî açıklamasında, “Elon Musk, Twitter hesabıyla kripto para pazarını sorumsuzca manipüle etmekle sorumlu. İnsanların portfolyolarıyla şeker gibi oynuyor ve o kendini beğenmiş bir milyarder ve hep öyle kalacak. Buna yeter diyoruz. İşte bu sebeple Elon’u durdur (StopElon)” ifadesine yer verildi.
Dava Adamı
Twitter ve Elon Musk arasındaki ilişki ilk bakışta bir imkânsız aşk hikayesini andırıyor. Sıra dışı ikilimiz ilişkiye eşitsiz bir güç dengesiyle başlıyor. Elon Musk, Twitter'a aşık. 100 milyona yakın takipçisi var. Sık sık tweet paylaşıyor. Bunların bir kısmı tartışmalı, bir kısmı da üstte bahsettiğim gibi cezalık tweetler.
Fakat hiçbir şey onu Twitter'dan uzaklaştırmadı.
Uzaklaştırmadığı gibi 2017 yılında paylaştığı “Twitter’ı seviyorum” paylaşımına gelen “O zaman satın almalısın” yorumuna “Kaç para?” şeklinde bir yanıt vermişti.
Aradan geçen 5 yılın ardından Elon Musk, nisan ayı başlarında Twitter'ın yüzde 9,2'sine sahip olduğunu duyurdu. Yatırımcılardan William Heresniak, "Musk, Twitter'daki hissesini açıklamayı geciktirerek, piyasa manipülasyonuna girişti ve Twitter hisselerini düşük bir fiyata satın aldı" dedi.
Twitter hissedarları Musk'ın sosyal medya şirketine yaptığı 44 milyar dolarlık satın alma teklifi sırasında hisse senetlerini manipüle ettiği iddiasıyla dava açtı. Yatırımcılar, Musk'ın 14 Mart'a kadar Twitter'ın yüzde 5'inden fazlasını satın aldığını açıklamayarak, yasaları ihlal ettiğini belirterek tazminat talebinde bulundular.
Twitter'ı da dava eden hissedarlar, şirketin Musk'ın hamlesini soruşturma yükümlülüğü bulunduğunu söyledi.
Musk Twitter'ı satın almada ihtiyaç duyacağı kredileri çekebilmek için güvence olarak Tesla hisselerini teminat olarak göstermişti. Fakat Tesla’nın nisan başında bin dolar olan hisselerinin 700 dolar seviyesine gerilemesi, Musk'ın Twitter'ı finanse etme kabiliyetini "tehlikeye" soktu.
Wall Street Journal, Musk'ın hissesini açıklama zamanlaması konusunda ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun (SEC) soruşturma başlattığını bildirmişti. SEC, bir şirketin yüzde 5'inden fazlasını satın alan herhangi bir yatırımcının, 10 gün içinde varlıklarını deklare etmesini şart koşuyor. Yatırımcılar ayrıca, Musk'ın kamuya açık şekilde Twitter'ı eleştiren mesajlar paylaşmasının ve özellikle de 13 Mayıs'taki "satın alım sürecinin geçici olarak askıya alındığı" mesajının da Twitter'ın hisselerinin değer kaybetmesi için atılmış adımlar olduğunu iddia ediyor.
Twitter yatırımcılarını temsil eden Avukat Frank Bottini, BBC'ye yaptığı açıklamada davanın Musk'ın fiyat için müzakere etmek üzere şirketi kötülemeye devam etmesi nedeniyle açıldığını söyledi. Bottini, "San Francisco'da açtığımız dava, Musk'ı kanunlara aykırı davranışından sorumlu tutmayı amaçlıyor" dedi.
Birçok analist, Musk'ın bu yolla satın alma fiyatını düşürmeyi ya da anlaşmadan çekilmeyi planladığını düşünüyor. Musk, Twitter'daki sahte ve bot hesapların sayısından endişe duyduğuna dair paylaşımlar yaptı. Ayrıca Musk, Twitter'ı satın almak üzere kararlaştırılan 44 milyar dolarlık fiyattan daha azını ödemeye çalışabileceğini ima etti.
Musk, sahte hesapların şirketin açıkladığının dört katı kadar fazla olabileceğini savunuyor. Uzmanlar ise Musk'ın bu açıklamasının Twitter'ın satışı için bir kez daha masaya oturarak pazarlık yapmayı ve fiyatı düşürmeyi hedeflediğini söylüyor.
Uzmanların düşüncesini doğrular nitelikte, Musk’ın açıklamasının ardından Twitter'in hisseleri yüzde 25 oranında değer kaybetti. Şirketin hissesi 38 dolara kadar düştü. Musk ise şirketi satın alırken hisse başına 54,20 dolar teklif etmişti.
Agrawal ise bir dizi tweet atarak şirketin açıkladığı rakamların doğru olduğunu söyledi; bunları verilerle, gerçeklerle tartışabileceğini belirtti. Twitter'ın günlük olarak 500 binden fazla hesabı sahte olabileceği şüphesiyle askıya aldığını; milyonlarcasını da kapattığını açıkladı. Verilere nasıl ulaştıklarıyla ilgili süreci genel hatlarıyla Musk'la paylaştıklarını belirten Agrawal, "Musk ile görüşmelere devam etmeyi dört gözle bekliyoruz" dedi.
Haberin hazırlandığı 30 Mayıs tarihi itibarıyla Twitter’ın satışı ile ilgili süreç hâlâ askıda. Musk’a önden bakanlar, onun gerçekten Twitter’ı satın almak istediğini düşünebilir; fakat yazıda bahsettiğim sürecin tamamı ışığında bakanlar ise Musk’ın kripto, hisse senedi, borsa konusunda manipülasyon yaparak kitleleri arkasından sürüklemeyi seven biri olduğunu görebilir.
Umut Aydın - Knowledge Experts, CEO
Twitter Kârlı Bir İşletme mi, Gündem Oluşturma Aracı mı?
Elon Musk’ı ilk girişiminden bugüne süre gelen zaman diliminde incelediğimizde artan serveti oranında ‘trolleşen’ bir profil ile karşılaşıyoruz. En basit hâliyle dünya genelindeki bütün otokrat figürlerin benimsediği popülizmi sadece çok alışık olunmayan bir endüstri ve coğrafyada uygulayarak “küreselleşme” paradigması içinde marjinal bir yere oturuyor.
Hepimizin maalesef çokça aşina olduğu bu profillerin gerçek ajandalarına erişim için kullandıkları “demokrasi, ifade özgürlüğü ve adalet” gibi pratikte pek inanmadıkları ve uygulamadıkları anahtar kelimeler topluma kendilerini benimsetmek açısından kritik öneme sahip. Musk da bu durum için bir istisna değil.
Bu konudaki sayısız örneklerden birine Rusya’nın Ukrayna işgalinin başlangıcında rastladık. Ukrayna’daki Internet erişim problemine çözüm olmak maksadıyla, SpaceX’in düşük yörünge uydu internet servis sağlayıcısı olan Starlink’in ekipmanlarını ücretsiz yollayan Elon Musk, yine aynı dönem özellikle bazı sosyal medya platformlarının ve devletlerin Rus kaynaklı haber sitelerini engellemesine ilişkin olarak; “Starlink'e bazı hükümetler (Ukrayna değil) tarafından Rus haber kaynaklarını engellemesi söylendi. Silah zoruyla olmadıkça bunu yapmayacağız. Özgür ifade mutlakçısı olduğum için üzgünüm” açıklamasını yapmıştı.
Aynı özgür ifade mutlakçısının Tesla modellerini test edip objektif olarak görüşlerini paylaşan, yani gazetecilik görevini yerine getiren çoğu otomotiv yayınını bizzat dava ettiğini hatırlamak lazım.
Dünyanın en tanınmış otomobil gazetecilerinden, daha önce BBC’de Top Gear ve şu an Amazon’daki Grand Tour programının sunucularından Jeremy Clarkson da bundan nasibini alıp bu skandal durumu dört avukatla bir Tesla Model Y’ye binerek çektiği bir bölümle eleştirmişti.
Ben bu satırları yazarken Elon Musk’ın Twitter’ı almaktan caydığı neredeyse kesinleşti, hemen ardından tam bir özgür ifade mutlakçısına yakışır biçimde Tesla’nın doğrudan kendine rapor edecek bir hukuk departmanı kuracağını ilan edip kendine güvenen avukatların başvurularını beklediğini ilan etti.
Peki Musk Neden Twitter’ı İstiyor?
Gündemde neyin, ne şekilde işlenebileceğini zapturapt altına almak için yetkili bir otorite oluşturup, bir bina dikip, içine bir sürü insan koyarak medya kuruluşlarına talimat verilen konvansiyonel bir otokraside yaşamıyorsanız; kendi menfaatlerinizce gündem oluşturmak için modern kapitalizmde yapabileceğiniz yegâne yöntem medya endüstrisine yatırım yapmaktır.
Marc Benioff’un Time’ı, Jeff Bezos’un Washington Post’u satın alması buna en belirgin örneklerden. Keza Warren Buffet bile geçtiğimiz seneye kadar irili ufaklı yüze yakın yayına sahipti.
Fakat sosyal medya platformlarına kıyasla geleneksel medyanın toplumsal algıyı anlık yönetebilme kabiliyetleri artık yok denecek kadar düşük. Hâl böyle iken son zamanlarda gündem oluşturma iştah ve ihtiyacındakiler için tek adres yoğun kullanıcı tabanına sahip teknoloji şirketleri oldu.
Aslında hepimiz bu senaryo ve sonuçlarını daha önce yine siyaset meraklısı Mark Zuckerberg sayesinde izledik.
Mark’ın temel sorunu salt veri ile toplumsal algı yönetebildiği için kullanıcı kitlesinin dahil olduğu her seçimi istediği gibi yönlendirebileceğini varsaymasıydı. Fakat siyasetin mühendislikten çok daha karmaşık stratejiler gerektirdiğini öngöremediği için, daha sonra açığa çıkan fiyaskoların etkisiyle hem Facebook’u kullanıldıktan sonra nehre atılan bir cinayet silahına çevirdi, hem de olası başkanlık hayalleri yerle yeksan oldu.
Elon Musk, Twitter’a talip olma sürecinde bu durumu da gelecekte bertaraf etmek adına “Twitter’ın algoritması açık kaynak olmalı” savını ortaya koydu ki bu sıradan kullanıcılar için son derece geçerli bir politik doğruculuk.
Fakat “sıradan kullanıcılar” Twitter’ın açık kaynak olan algoritmasına baktığında ne anlam çıkarabilecek? Sorusunun yanıtı malumumuz.
Diğer taraftan şirketlerinin hatrı sayılır oranda devlet destekleri ve kontratlar aldığı Elon Musk’ın da politikaya, dahası toplumu yönetmeye olan ilgisi ve dünyadaki her görüşten lider ve ülkelerle olan ilişkileri görünen gerçeklerden. Dahası her iş insanı bilir ki tüm dünyada en büyük müşteriler daima devletlerdir.
Katıldığı en son etkinliklerden birinde daha çok anonimite ile ilgili verdiği örnekte Twitter’ın WeChat modeline geçmesi gerektiğini dile getirmişti.
Bilmeyenler için; WeChat Çin’de sosyal ağdan, eğitime, ödeme hizmetlerinden, toplu taşımaya kadar bütün servisleri barındıran ve toplumun ihtiyaçlarını görmekle kalmayıp devletin kendileri üzerinde kontrolüne de imkân veren, Facebook’ dan sonra dünyanın en büyük platformudur.
Twitter’ı 44 milyar dolar karşılığında alacağını duyurduktan sonra gerekli finansman için Suudi Prens Alwaleed bin Talal Al Saud’dan, kripto borsası Binance’in kurucu CEO’su Changpeng Zhao’ya uzanan renkli profillerden yatırım alacağı bilgileri ortaya çıktı.
Bu insanların ifade özgürlüğü ve kârlı bir işletme olacağı maksadıyla milyarlarca doları Elon Musk’a vermek istedikleri fikriyle sizi baş başa bırakıyorum.
Twitter’ın Geleceği
Elon Musk’ın Twitter’ı almaktan (veya en azından bu fiyata almaktan) vazgeçtiğini artık katıldığı etkinliklerde Twitter’la hoyratça dalga geçmesinden ve beyanlarından anlayabiliyoruz.
Bunun başlıca sebebinin yeterli finansmana erişim olduğu düşünülse de tek yeter sebep olmadığı kanaatindeyim.
Twitter şu an dünya üzerindeki nispeten aklıselim diyebileceğimiz nitelikteki kitleye doğrudan erişebilen yegâne platform. Dolayısıyla türlü devlet, şirket ve organizasyonun doğrudan veya dolaylı yoldan hedefinde.
Her ne kadar kurucusu ve uzun süreli CEO’su Jack Dorsey de sürekli olarak “ifade özgürlüğü” konusunda hassas olduğunu vurgulasa bile, şirketin pratikte farklı profiller ve düşüncelere doğrudan uygulamak zorunda kaldığı sansürler gün yüzü gibi ortada.
En büyük hissedarlarının ABD’nin en büyük yatırım şirketleri ve bankalarından oluşturduğu bir yapının konvansiyonel kapitalizmin genel geçer doğruları dışında hareket etme şansı neredeyse yok.
Belki de bu sebepten Elon Musk’ın Twitter’ı mevcut yatırımcılarından, dolayısıyla sorumluluklarından kurtarma fikri bu vakte kadar sabır sebat sahibi olmak için Myanmar’a kadar gidip inzivaya çekilen Jack Dorsey’i de heyecanlandırmıştı.
Ancak dünya üzerinde günlük 229 milyon kişinin (ki Musk’a göre yüzde 95’i bot) aktif olarak kullandığı bir sosyal aracın el değiştirmesi sadece para ile olabilecek gibi değil.
Bu sürecin sonu nereye varır şu an için muamma, fakat olur da Elon Musk Twitter’ı satın almayı başarabilirse, kısa zaman içinde yeni skandalların konu edileceği bir Netflix yapımı izlememiz işten değil.
YORUM YAZIN
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok