Marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance, büyükşehirlerin marka değerlerini ve güçlerini açıkladı. TURKEY METROPOL 30'nin sonuçlarını paylaştı.

131 milyar 614 milyon dolar marka değeriyle İstanbul’un zirvede yer aldığı sonuçlara göre, ikinci sıraya 35 milyar 458 milyon dolar marka değeriyle Ankara, üçüncü sıraya ise 24 milyar 229 milyon dolar marka değeriyle İzmir yerleşti.

İlk üç sıradaki büyükşehirleri sırasıyla Kocaeli (16 milyar 44 milyon dolar), Bursa (15 milyar 769 milyon dolar), Antalya (10 milyar 358 milyon dolar), Konya (7 milyar 837 milyon dolar), Gaziantep (7 milyar 284 milyon dolar), Adana (7 milyar 244 milyon dolar), Mersin (6 milyar 737 milyon dolar), Tekirdağ (5 milyar 844 milyon dolar), Manisa (5 milyar 494 milyon dolar), Kayseri (5 milyar 202 milyon dolar), Hatay (4 milyar 997 milyon dolar), Sakarya (4 milyar 445 milyon dolar), Balıkesir (4 milyar 366 milyon dolar), Denizli (4 milyar 249 milyon dolar), Samsun (4 milyar 44 milyon dolar), Eskişehir (4 milyar 13 milyon dolar) ve Muğla (3 milyar 999 milyon dolar) izledi.

Marka değeri sıralamasında yukarıdaki şehirleri sırasıyla Aydın, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Trabzon, Malatya, Erzurum, Ordu ve Mardin takip ederken, Van ise marka değeri en düşük büyükşehir oldu.

Marka gücü sıralaması

Toplum, yatırım ortamı ve üretim gücü yönlerinden analiz edilen sonuçlara göre, Türkiye’deki 30 büyükşehirin marka güçleri de belirlendi. 100 üzerinden aldığı 86,6 puanla marka gücü en yüksek büyükşehir İstanbul oldu.

İstanbul’u 88,1 puanla İzmir, 82.9 puanla Ankara, 78,4 puanla Antalya, 76,3 puanla Bursa, 69,3 puanla Muğla, 66,7 puanla Konya ve Trabzon, 66,4 puanla Kocaeli ve 64,4 puanla Adana takip etti.

Çalışma ilk kez Türkiye için yapıldı

Brand Finance Türkiye Direktörü Muhterem İlgüner, böyle bir çalışmanın ilk kez Türkiye için yapılmış olmasından duydukları memnuniyeti dile getirerek, büyükşehir yasasıyla sınırların ilgili ilin mülki sınırıyla örtüşüyor olmasının çalışmayı kolaylaştırdığını, böylece büyükşehirlerle ilgili erişilebilir ve güvenilir sosyo – ekonomik istatistiki verilerin elde edilmesinin ve derlenmesinin mümkün olduğunu belirtti.

Çalışma için büyükşehir gayrisafi hasılasının tarım, sanayi ve hizmetler olmak üzere üç kırılımda hesaba ayrı ayrı katıldığına dikkat çeken İlgüner, bu hasılaların ileri yıllara göre tahmin edildiğini söyledi.

Nüfusun yüzde 77’sinin büyükşehirlerde yaşadığı Türkiye’de gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 75’inin büyükşehirlerde elde edildiğini söyleyen İlgüner, Türkiye’nin sosyo – ekonomik hayatının önemli ölçüde büyükşehirler tarafından şekillendiğini ve bu nedenle de büyükşehirlerin doğru performans kriterleriyle yönetilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı.

Birleşmiş Milletler’in hazırladığı “The World’s Cities – 2018” raporuna göre, dünya nüfusunun yüzde 55.,3’ünün şehirlerde yaşadığını ifade eden İlgüner, değerlendirmesine şöyle devam etti: “2030 yılında bu oranın yüzde 60 olması ve her üç kişiden birinin nüfusu en az yarım milyon olan bir şehirde yaşayacağı tahmin edilmektedir. 2000 yılında nüfusu 1 milyon ve üzeri 371 şehir varken, bugün bu sayı 548’e yükselmiştir. 2030 yılında da sayısının 706 olması beklenmektedir. Dünyada büyükşehirlerin sayısı artmakta, bununla birlikte ziyaretçi, yatırımcı ve nitelikli yerleşimci cezbetme rekabeti de artmaktadır. Türkiye’nin büyükşehirlerinin bu rekabet ortamına güçlü bir şekilde hazırlanmaları, ziyaretçi, yatırımcı ve nitelikli yerleşimci pastasından hak ettikleri payı almalarını umuyoruz. METROPOL 30 araştırması ve raporunun bu amaçla bir farkındalık yaratmasını amaçlıyoruz. Belli kriterlere göre hazırlanmış performans göstergeleri ve bu göstergeler dikkate alınarak hesaplanmış marka güç ve değerlerinin büyükşehir yönetimleri için bir referans teşkil etmesi bu rekabetçilikte önemli bir çıkış noktası olacaktır.