Dünyanın lider denetim ve danışmanlık firması EY tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de son 5 yılda sağlık sektöründe önemli birleşme ve satın alma işlemleri gerçekleşti. Bu trendin artarak devam etmesi bekleniyor.

Konuyla ilgili EY Kurumsal Finansman Sağlık Sektörü Lideri Cem Günfer, “Sağlık sektörü, hem stratejik hem de finansal yatırımcılar tarafından güvenli bir sektör olarak değerlendiriliyor. Sağlık sektörünün hem üretim hem de hizmet sunumu alanında bulunan birçok firmanın yatırımcılarla görüştüğünü söyleyebiliriz. Ayrıca kişi başı sağlık harcamaları bir süredir artış trendinde ve bu durum sektöre ilginin devam etmesini sağlıyor” açıklamasında bulundu. Türkiye sağlık sektörü birçok yabancı ve yerli yatırımcının odağında Araştırma sonuçlarına göre, son 5 yılda sektörde 80’in üstünde işlem gerçekleşti. Bu işlemlerin yarıdan fazlası yabancı stratejik yatırımcılar tarafından gerçekleştirildi. Her yıl, gerçekleşen her 10 işlemden 1’inin sağlık sektöründe yer aldığına dikkat çekilen araştırmada, 2016 senesinde sağlık sektörünün 13 işlemle, 13 sektör içinde 6. sırada bulunduğu belirtildi. Birçok yatırımcının sağlık sektörüne yatırım yapmaya sıcak baktığını ve büyük holdinglerin de özellikle kamu-özel ortaklığı projeleriyle yavaş yavaş bu alanda yer almaya başladığını belirten EY Sağlık Sektörü Lideri Ufuk Eren “Türkiye, hızla büyüyen nüfusu ve buna paralel olarak artan sağlık harcamaları nedeniyle yatırımcılar için önemli bir yatırım merkezi. Bunun yanında, sağlık turizminin büyüklüğü 5 milyar ABD$ seviyelerine ulaştı. Yatırımcılar için Türkiye sağlık sektöründe önemli fırsatlar ve güçlü bir büyüme hikâyesi mevcut. Kamu-özel sektör işbirliği ile inşa edilen şehir hastanelerinin yaratacağı ek yatırım ihtiyacı sağlık sektöründeki yüksek potansiyeli destekler nitelikte. Özellikle, orta ve uzakdoğu merkezli birçok yatırımcı Türkiye’deki fırsatlarla yakından ilgileniyor ve görüşmelerde bulunuyor.” açıklamasında bulundu. EY’nin araştırmasına göre sektörde son yıllarda gerçekleşen en büyük işlemler, Mustafa Nevzat İlaç-Amgen, Medical Park-Turkven ve Acıbadem-IHH işlemleri olarak sıralandı. Sektörde ilaç ve genel hastanecilik alt sektörlerinin yanı sıra, dal hastaneleri, görüntüleme merkezleri, medikal ekipman/ürün üreticileri ve biyoteknoloji de yatırımcıların ilgi gösterdiği alanlar arasında yer alıyor. Satın alma ve birleşme aktivitesindeki artışın devam etmesi öngörülüyor EY’nin araştırması özellikle şehir hastaneleri projelerinin hizmet sağlayıcılar ve medikal ekipman üreticileri için daha büyük bir pazar yaratacağını öngörüyor. Bu konuda, Cem Günfer “Sektör temsilcileri bu yeni pazarı anlamaya, bu pazara daha yakından bakmaya çalışıyorlar. İnşaat fazının bitmesiyle birlikte ikinci faz dediğimiz operasyon fazı başlayacak ve bu alanda tesis yönetimi ön plana çıkacak. Görüntüleme hizmeti sunucularından sterilizasyon firmalarına kadar birçok alanda hizmet sağlayıcılar burada alt yüklenici konumunda olacaklar. Şehir hastanelerinin büyüklüğünü göz önüne aldığımızda verilen hizmet hacim olarak daha büyük olacak. Şuanda bu çapta hizmet sunabilecek firmaların sayısı çok az olduğundan sektördeki konsolidasyonun artmasını bekliyoruz.” açıklamasında bulundu. Şehir hastaneleri projeleri için yabancılarla çalışmalar yaptıklarını aktaran Günfer, ikinci fazdaki koordinasyonun önemini vurguladı. Türk şirketleri, yurtdışındaki fırsatlara da bakıyorlar… Sektörde son yıllarda gerçekleşen birleşme ve satın alma işlemlerinin yurtdışına kaymaya başladığı araştırmada yer verilen konular arasında. Büyük hastane grupları özellikle Doğu Avrupa ve Rusya’daki yatırım fırsatlarını inceliyorlar. Ufuk Eren’e göre, Acıbadem Sağlık Grubu’nun Bulgaristan’ın en büyük hastane grubu olan Tokuda’nın tüm hisselerini satın alması hem Türkiye hem de bölgedeki özel sağlık hizmetleri sektörü için önemli bir gelişme olarak ön plana çıkıyor. Hali hazırda, bölge ülkelerine kıyasla daha gelişmiş olan ve gelişimini sürdüren Türkiye sağlık hizmetleri sektörünün gelecekte yurtdışında daha etkin olacağı tahmin ediliyor. EY’nin açıklamasına göre Türkiye sağlık harcamasına oranla hasta memnuniyeti ve hizmet kalitesinin yüksek olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Ufuk Eren, Doğu Avrupa ve Rusya’daki potansiyel yatırımların bu coğrafyalara Türkiye’den know-how akışını sağlayabileceğini belirtiyor.