Apple’ın otomobili...

Fikri Türkel Dünyadaki en önemli teknoloji, yazılım ve otomotiv şirketlerinin neredeyse hepsi elektrikli otonom araçlar üzerine proje üretiyor. En son bilgisayar işlemci üreticisi Intel ile lüks araç üreticisi Bentley de sürücüsüz araçlar üzerine çalıştığını duyurdu. İşin ilginç tarafı Airbus gibi bir havacılık devi sürücüsüz uçan otomobil prototipine dair görseller yayınladı. Geçen yıl başlayan drone çılgınlığı artık otomobillerin de karada, havada ve denizde gidecek şekilde olabileceğini gösterdi. Uçan daireye benzeyen Apple Park, dünyanın yeni nesil binalarına örnek olarak gösterilecek nitelikler taşıyor. Apple’ın bazı birimleri Nisan ayı itibariyle yerleşmeye başlamış. Bina şimdilik otonom veya uçabilecek nitelikte değil. Ama Titan projesi, Apple’ı uçurabilir. Nedir Titan projesi? Pekçok kişi, Apple’ın otomobilini geliştirdiği söylenen Project Titan, gizli bir program olarak biliniyor. Son iki yıl içinde projede çalışmak üzere 1000 kişi alındı. Alınan kişilerin niteliklerine bakınca bu projenin otonom araç olduğu kanaatine varıldı. Ancak, geçen birkaç ay içinde bu proje için alınan yüzlerce kişi gruptan gönderildi. Peki niye? Apple’ın otomobili konusunda yorum yapmadan önce, resmin tamamına bakmak istiyorum. Akıllı otonom arabalardan önce akıllı trafik işaretlerine dikkat etmeliyiz? Evet, gelecekte sürücüsüz araçlar, trafiğin ana oyuncuları olacak. Planlamaya göre 2020 yılında, trafik kuralları sürücüsüz araçlara göre yeniden düzenlenecek. Ben akıllı trafik işaretlerinin özellikle de trafik lambalarının daha önemli olması gerektiğini düşünüyorum. Önce sürücüsüz araçlardaki son duruma bakalım: Dünyanın navigasyon şirketlerinden TomTom ve otomobiller için geliştirdiği teknolojilerle tanınan Bosch, otonom yani kendi kendine yol alabilen sürüş sistemi konusunda işbirliğine gitti. Bosch otomatik sürüş yapabilen test araçlarında TomTom’un özel haritalarını kullanacak. Sürücüsüz araçlar, Almanya’da bu yılın sonunda otoyollara inecek. Malum Tesla’nın ve Google’ın sürücüsüz araçları 25 bin kilometreden fazla yol kat ettiler bile. Haritalar, şimdiden Bosch’un Almanya ve ABD’nin bazı ana yollarında test ettiği otomatikleştirilmiş araçlarda kullanılıyor. Otomatik sürüş için yüksek hassasiyetli haritalar gerekiyor. Mevcut navigasyon sistemlerindeki haritalar ile yüksek otomasyonlu sürüş için kullanılan haritalar iki açıdan farklılık gösteriyor. Birincisi, doğruluk oldukça yüksek (desimetre hassasiyeti açısından). İkincisi, yüksek otomasyonlu sürüş için harita bilgileri birden fazla katmandan oluşuyor. Konumlandırma tabakasının üstündeki planlama tabakası sadece yol şerit tipleri, trafik işaretleri, hız limitleri gibi nitelikleri içermekle kalmıyor aynı zamanda yokuş ve yamaç gibi yol geometrisi içeren 3 boyutlu bilgileri de sağlıyor. Olaya bir de trafik işaretleri açısından bakalım. Enerji verimliliği sadece araçlarla ilgili değildir. Sağlıklı trafik akışı olmazsa, araçların akıllı olmasının ne anlamı kalır. Kazaların yüzde 50’si kavşaklarda oluşuyor. Trafik işaretleriyle kazalarda yüzde 40 azalma, yüzde 76 daha az yaralanma yaşanıyor. Ölümcül kazalar yönünden incelediğimizde ise azalma yüzde 90’ı buluyor. Konu sadece kazalarla ilgili değildir. Enerji tasarrufu, çevre kirlenmesi ve vakit kaybını da akıllı kavşaklar yani akıllı trafik lambaları ve işaretleriyle çözebilirsiniz. Trafik işaretleri bu kadar iyi ise artıralım da diyemezsiniz. Artırmak sorunu çözmüyor, karmaşık hale getiriyor. Dur işareti 1915 yılında, yol ver işareti 1950 yılında trafiğe çıktı. Şimdi yenileri lazım... Moskova’da kavşaklarda kırmızı ışık kabusu yaşadığımı hatırlıyorum. Beş dakika yanmaya devam eden kırmızı ışık görmüştüm. 5 km mesafeyi yaya yarım saatte, arabayla 45 dakikada gidersiniz. Geçen yıl, Kimya Ar-Ge pazarında akıllı boyalar görmüştüm. Bir sensör aletiyle, duvardaki boyanın markasını ve cinsini öğrenebiliyordunuz. Bu sistem trafikte kullanılabilir. Yol kenarı ve yaya geçitlerindeki boyalar arabadaki veya trafik işaretlerindeki sensörler ile yol ihlali ve yönlendirmeler için kullanılabilir. Aynı şekilde akıllı trafik lambaları, trafik akışını ilerideki yol durumuna göre yönlendirebilir. Yaya yoksa trafiği durdurmaz veya araç gelmiyorsa yayaya daha fazla yeşil yanmaya devam eder. Aynı şekilde araçlardaki uygulamalar ve sensörler ile şehrin trafiğini yeniden düzenleyebilir. MOBESE gibi lambalar yerine de trafik lambaları kullanılmalıdır. Aynı şekilde bütün trafik işaretleri de akıllı hale getirilmeli ve şehrin akıllı trafik sistemine entegre edilmelidir. Aksi takdirde sıkışık trafikte ister sürücülü isterse sürücüsüz araçlarla gidin, ulaşıma bir katkınız olmaz. Gelelim Titan Projesine… Tarihte “Titan” adı kuruluş ve ürünlere pek yaramıyor. Titanik başta olmak üzere birkaç şey aklıma geliyor hemen… Bakalım Apple’ı titan yapabilecek mi? Rivayet o ki, Apple da akıllı otonom araçlar yerine, araçların üzerinde gideceği alanlar yani yollar ve yol mütemmim cüzlerine yönelik çalışmalar yapıyor. Yani bir nevi ulaşım platformu üzerinde çalışıyor. Geleceğin akıllı ulaşım yapısı, lojistik kavramını ve iş yapış tekniklerini değiştirecek ve insanların satın alma refleksleri de değişecek. Yani otonom araçlara ilgi azalabilecek. İlginçtir ki bu ulaşım platformunun ekonomik büyüklüğü 5 trilyon doları aşabiliyor. Business Insider’ın ulaştığı bilgilere göre Apple “çekirdek sensör, sürüş ve haritalama teknolojileri konularında uzmanlık geliştiriyor”. Amazon, drone’ları iş süreçlerinde ilk kullanan oldu ama şimdiki ilgi alanı ev ve ofisinizde kullanabileceğiniz asistan hizmetleri oldu. Bu yılın rekabet alanı Apple Siri, Microsoft Cortana, Amazon Echo, Samsung, Google Home, Samsung Bixby arasında sürüyor ama başkaları da mutlaka girecektir. Sürücüsüz otomobil artık bilinen bir teknolojidir. Parayı verip satın alabilirsiniz… Ancak şirketler büyüdükçe kaybetme riskleri de artıyor… Her yeni teknolojik sıçrama ile gelecek belirsizliği ay ışığından zifiriye dönüyor...
 Anasayfa'ya Dön

YORUM YAZIN

Max. 255 karakter girebilirsiniz

Yorumunuz Alınıyor

Boş Yorum Gönderemezsiniz

YORUMLAR

Hiç Yorum Yok

BENZER HABERLER