Amacımız karnınız acıktığında akla ilk gelen olmak
14 yıl önce “İnternetten yemek siparişi mi verilir?” diyenlere inat tam bir girişimcilik ruhu ile hayata geçirilen Yemeksepeti.com, bugün pazar payını yüzde 95’e çıkarmış durumda. “Dünyanın en büyük mutfağı” sloganıyla yoluna devam eden şirket, son iki yıldır yaptığı anlaşmalarla gücünü daha da artırdı. 2012 Eylül ayında dünyanın en büyük 10 yatırım fonu arasında yer alan General Atlantic’in Türkiye’de yatırım yaptığı ilk şirket oldu. Yurt dışı markası Foodonclick.com ise 1.800’den fazla restoranla Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Umman, Suudi Arabistan ve Lübnan’da hizmet veriyor. The Brand Age’in mart sayısında, Yemeksepeti CMO’su Barış Sönmez ile Yemeksepeti’nin başarısının ardında yatanları, markanın dönüm noktalarını ve yakın zamandaki pazarlama stratejilerini konuştuk.
Yemeksepeti’nde şu an kaç kişi çalışıyor?
Şu an 330 kişilik bir ekip var.
Kaç kişiyle başlamıştınız?
Bu yola beş kişi ile çıkmıştık.
Ve yolculuğunuz 14 yıldır devam ediyor...
14. yıldayız evet. Yemeksepeti 2001'de kuruldu. Türkiye'nin ilk e-ticaret firmalarından biri oldu ve hala çok iyi gidiyor. Sanırım, 14. yılında yüzde 50'den fazla büyüme gösteren çok fazla şirket yoktur. Bizi en çok heyecanlandıran şey ise hala çok fazla büyüme potansiyelinin olması. Şu an günde 90 binin üzerinde sipariş alıyoruz. Hesaplamalarımıza göre bu günde 230 bin öğün yemek yapıyor. Yani günde 200 binden fazla kişinin hayatına dokunuyoruz.
Türkiye'de internet penetrasyonu oldukça düşük. 35 milyon internet kullanıcısı var, bunların 12 milyonu bir kez internet alışverişi yapmış. Birincisi, bu sayı büyüyecek. İkincisi, kullanıcıların alışkanlıkları değişiyor. Eve yemek söylemek, önceden lüks görünüyordu ama şu an öyle değil.
Eve gelip yemek yapacak vakit bulamamak günümüz çalışanlarının sorunlarından birisi ve iş hayatının yoğunluğu eve yemek söylemeyi bazen zorunlu hale getiriyor. Bazen de işten gelip evde yemek yapmak, dışarıdan sipariş vermekten daha pahalıya gelebiliyor. Dolayısıyla eve paket servis pazarı büyüyor. Bunu büyüten internet penetrasyonu oluyor. Bir de internetin masaüstünden telefona yani mobil internete doğru kayması var.
Bu gelişmeler bize, işimizin hala büyüme potansiyeli olduğunu gösteriyor ve bizi heyecanlandırıyor.
"Yemeksepeti ne yapıyor ki, alt tarafı siparişi alıp restorana iletiyor?" diyebilirsiniz ama bunun için 300'den fazla kişi çalışıyor. Demek istediğim o kadar kolay bir sistem değil. Teknik sistemleri kurmak, o trafiği çevirebilmek, içerik anlamındaki doğru bilgiyi sağlamak, geri beslemeyi yapmak ciddi bir know-how istiyor.
Sipariş geç kaldığında muhatap bulabiliyoruz ...
Kesinlikle doğru söylüyorsunuz. Kullanıcı sipariş verdiğinde Yemeksepeti'nden sipariş veriyor. Bunun nedenlerinden biri; uğraşmak istememesi. Telefonda adres vermeyi, siparişi izah etmeyi vakit kaybı olarak görüyor. Dolayısıyla doğrudan Yemeksepeti ile muhatap oluyor. Onu bizim idare edebilmemiz önemli bir kriter. Bir de şöyle düşünün, bizim kullanıcılarımızın hepsi aç, kan şekeri düşmüş ve sinirliler. İnsanlar temel ihtiyacının hemen giderilmesini istiyor. İnternetten bir ayakkabı aldığınızda, üç beş gün sonra gelmesinin sizin için çok büyük bir problemi olmuyor. Ama yemeğin beş dakika geç kalması sizi çileden çıkarabiliyor.
Yemeksepeti’ne üye olmuş bir restoranla çalışmayı durdurduğunuz oluyor mu? Hangi şartlarda çalışmaya son veriyorsunuz?Yemeksepeti'ne ayda 400-500 tane yeni restoran ekleniyor. Bununla birlikte Yemeksepeti'nden her ay 50-60 tane restoran ayrılıyor. Bir kısmı ya kapanıyor ya da biz çalışmak istemiyoruz. Bunun en önemli nedenlerinden biri, aldıkları kullanıcı puanlarının çok düşük olması. Çoğu zaman kendilerini uyarıyoruz, onlara gerekli desteği sağlıyoruz. Puanlar onların üzerinde bir sopa değil, kendi işlerini geliştirebilmeleri için bir gösterge diyebiliriz.
Bazı restoranlar var, Yemeksepeti'ndeki puanları çok yüksek olduğu için çok fazla sipariş alıyorlar. Hatta bazı restoranlar çalışanlarının primlerini Yemeksepeti puanlarına göre belirlemeye başladı. Eskiden kuryeler bahşiş isterdi, şimdi Yemeksepeti'nde bana iyi puan verin demeye başladılar.
Restoranların Yemeksepeti'ne kabul edilebilmesi için önceden belirlediğiniz bir kriterler var mı?
Tabii var. Öncelikle restoranın sanal ekipmanın olması gerekiyor. Bunlara ek olarak; görmediğimiz restoranla çalışmıyoruz. Hepsini ziyaret ediyoruz. Çalışanlarımıza, "Siz buradan yemek siparişi verir miydiniz?" diye soruyoruz. Sizin yemek yemeyi istemeyeceğiniz bir yerle biz çalışmıyoruz.
Biraz baştan başlayalım mı, kuruluşundan bugüne dönüm noktaları neler oldu?
Yemeksepeti, Nevzat Aydın, Gökhan Akan, Cem Nufusi ve Melih Ödemiş tarafından döneminin tek sanal yemek portalı olarak kuruldu. O dönem yakın çevrelerinden çok fazla tepki almışlar. "Kim internete girip yemek siparişi verir ki?" diyormuş pek çok kişi. Ancak onlar bu yorumlara rağmen internetin hayatımızı değiştireceğini ve insanların temel ihtiyaçlarını internet üzerinden giderebileceklerini görüyorlar.
O zamanlar internet kullanıcı sayısı da çok düşük ancak bakıyorlar ki Yemeksepeti’nden sipariş verenler bunu tekrarlıyor. İşi büyütmeye karar veriyorlar ve işte o aşamada kullanıcıyı bütün modelin kalbine oturtuyorlar. Yani bütün model son kullanıcıyı memnun etme üzerine kuruluyor. İlk üç dört yıl çok zorlu geçiyor. Her eve internetin girebiliyor olması işi çok olumlu etkiliyor. Kısacası o günlerden bugünlere geliniyor, zamanla tüm zorluklar aşılıyor.
Bir diğer önemli dönüm noktamız mobil internet oldu. İlk mobil uygulamamız 2010'da çıktı. Sektörde mobil uygulaması olan ilk şirketiz. 2010 yılından bu yana internet siparişinde mobilin payı çok fazla arttı. Şu anda yüzde 40'ın üzerinde sipariş, mobil cihazlardan geliyor. 2015'te mobil cihazlardan gelen siparişin, web’ten gelen siparişleri geçmesini bekliyoruz. Önemli dönüm noktaları bunlar diyebilirim.
İşin başarılı olmasının sebeplerinden bir tanesi de hala kurucuların şirketi yönetiyor olması.
Bir değişim noktası olarak şunu da ekleyebiliriz; 2012'de ilk kez geniş çaplı bir tanıtım kampanyasına başladık. Ve bu kampanyanın 2012'de olmasının sebebi vardı. Yemeksepeti'nin iş modeli diğer şirketlerden farklıydı. İlk zamanlar tüm Türkiye'ye hizmet veremiyorduk. 2011'in sonuna kadar ana iletişimi sağlayabilmek için Türkiye'de anlam ifade edecek çoğunlukta bir nüfusa hizmet verebilir olmayı bekledik. İstediğimiz seviyeye geldiğimizde “Bunu nasıl duyuralım?” dedik. İlk etapta Yemeksepeti'nin, ne olduğundan, ne hizmeti verdiğinden, insanlara nasıl fayda sağladığından bahsedelim istedik. Sonra kuryelerin yarıştığı reklamımız geldi. Bu reklam bilinirliğimizi artırdı.
Yurt dışında da hizmet veriyorsunuz, hangi ülkelerde faaliyet gösteriyorsunuz?
Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Ürdün, Katar, Umman, Yunanistan, Dubai. Bu ülkelerin bazılarından kendi markamız "Food on click" ile başladık. Geçtiğimiz sene Yunanistan'da bizimle aynı işi yapan bir şirketi satın aldık. Yine geçtiğimiz aylar da Ürdün'de benzer tarzda bir satın alma gerçekleştirdik. Tabii diğer ülkelerin bu sektörde mazisi daha yeni olduğu için oradaki büyümeler daha fazla oldu.
İnternetten yemek sipariş etmek önümüzdeki günlerin vazgeçilmezi olacak. Eve sipariş büyümese bile telefon siparişi yerine internet siparişine geçiş artacak.
Yemeksepeti’nin ortaya çıkışından sonra pek çok rakibiniz çıktı ancak rakipleriniz sizin yanınıza bile yaklaşamıyorlar. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Yemeksepeti ile aynı işi yapan en az 3 yüz tane şirket var. Başarılı olamıyorlar çünkü yaptığımız işi çok basit görüyorlar. Konuşmamızın başında da bahsettim , "Yani ne var ki, siparişi alıyorsunuz, restorana iletiyorsunuz." diyorlar. Sizin restoranlara sipariş iletebilmek için belli bir miktarda kullanıcı bazınız olması lazım. Belli miktarda kullanıcı bazınız olması için belli sayıda restoranınız olması lazım ki kullanıcılar aradıklarını bulabilsin. Çeşitliliği sunabilmek ve sistemin doğru işlemesini sağlamak önemli. Zaman zaman da kendi aramızda, "Keşke rakibimiz olsa pazarı sadece biz büyütmek zorunda kalmasak." diye konuşuyoruz. Tabii sektörde ilk olmak çok önemli. Başarıyı devam ettirmek de önemli.
Yemeksepeti samimi bir marka, kullanıcılar aldıkları hizmet karşılığında bir ücret ödemek zorunda kalmıyor. Bu yüzden de markaya organik bir sevgi var.
Marka algısında en önemli amaçlarımızdan biri yemek denilince akla gelen ilk marka olmak. Bunun bir adım ilerisi de karnınız acıktığında aklan gelen ilk marka olmak. Sadece paket servisinde değil diğer yaptığımız projelerle de bunu sağlamaya çalışıyoruz.
Şöyle anlatayım; karnınız acıktı, aklınıza bir yemek geldi ve onu hemen yemek istiyorsunuz; yemeksepeti.com'a giriyorsunuz. O yemeği dışarıda en iyi yapan yerde yemek istiyorsanız, papyon.com'a giriyorsunuz, yorumları okuyorsunuz ve rezervasyon yapıyorsunuz. O yemeği evde yapmak istiyorsanız, yemek.com'a girin tarife bakın. Gerekli malzemeler için lokum.com'a girin. Kısacası biz işimizi tamamen yemek ve internet etrafında örmeye çalışıyoruz. Temel amacımız karnınız acıktığında akla ilk gelen olmak.
Bir de irmik.com var.
Evet, B2B dediğimiz bir sistem var orada da. Şu an tüm toplu tüketim noktalarına açık olarak çalışıyor.
Restoranların ihtiyaçlarına cevap veren bir site. Onların eksiklerini tamamlayarak gelişmelerini sağlarsak bizim de iş kalitemiz artar.
Bu arada Yemeksepeti’nin yaptığı çok önemli bir şey daha var. Tekil restoranların, özellikle Türk mutfağına sahip olan restoranların büyük zincirler karşısında ayakta kalmasını sağlıyoruz. Büyükler pazarlamayı nasıl yapacaklarını biliyorlar, pazarlama için özel ekipleri var. Ama Dönerci Ahmet Usta'nın bunu yapacak imkânı olmuyor. Çocuğu kasada oturuyor, diğer çocuğu paketleme yapıyor. Biz bu restoranlara nasıl pazarlama yapması gerektiğini öğretiyoruz. Kimlere nasıl ulaşması gerektiğini, nasıl menü hazırlaması gerektiğini anlatıyoruz. Böylece kullanıcılarımızın ulaşabileceği gıda çeşitliliğini de sağlamış oluyoruz. Birçok restoranın siparişinin yüzde 50'si bizim üzerimizden gidiyor. Bu da sektöre kazandırdığımız bir katma değer oluyor.
Artık yeni bir restoran açacak kişi, elektrik, su ve Yemeksepeti diye başlıyor. Restorancılık işinde bazı alışkanlıkları değiştirdiğimizi, onların işlerine katkıda bulunduğumuzu düşünüyorum.
Yakın zamanlarda Yemeksepeti’nin satılacağı ile ilgili haberler çıktı, doğru mudur?
Dedikodular oldu, olacaktır da. Yemeksepeti çok başarılı bir firma. Gıda işi de şu an dünyada çok gözde bir sektör. Yemeksepeti de göze batıyor. İlgilenenler oluyor.
E-ticaret sizce nereye gidecek?
E-ticaret mobilin yardımıyla hızlı büyümesine devam edecek. Mobil, hayatımızı çok değiştirdi. Mobilden öncesinde bilgisayarın başına oturmanız gerekiyordu. Mobil ile bizim tüketilme anlarımız değişti. Metrobüs ile evinize giderken sipariş verebiliyorsunuz. Ben “Eve ulaştığımda yemeğim hazır olsun” diyebiliyorum. Sıkıcı bir toplantının arasında Yemeksepeti'nden sipariş verebiliyorsunuz. Ayrıca mobil, internete ulaşmayı da kolay ve ucuz hale getirdi. E-ticarette yeni fikir artık inanılmaz bir fark yaratmıyor. Artık iş, onu doğru uygulamaya kaldı. Doğru modeli, doğru şekilde uygulayan firmalar daha çok büyüyecekler. Muhtemelen sadece bir iş koluyla ilgilenen e-ticaret siteleri olacak. İnsanlar takı almak istediğinde aklına bir site gelecek, elbise almak istediğinde bir site.
Son olarak 2015 pazarlama stratejileriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Esasında 2014 yılındaki stratejimiz değişmiyor. Telefonla sipariş verenlerin hayatını kolaylaştırmak için onları internete yönlendireceğiz. Yani yeni kullanıcı kazanmaya çalışacağız. Türkiye'de internetten sipariş yapan 12 milyon kişi var. Bu 12 milyon kişi günde üç kez acıkıyor. Bu kişilere yöneleceğiz. 2015'te iki projemiz daha var. Birincisi, kullanıcıların bizdeki büyük veriyi kullanarak keyifli bir bilgi içeriğine ulaşmasını sağlayacağız. İkincisi, sipariş verme deneyimine biraz daha keyif katmaya çalışacağız.
Bir detayı daha anlatayım, normalde e-ticaret siteleri, "Ben kullanıcılarımı sitemde ne kadar uzun süre tutarsam benden alışveriş yapma ihtimali o kadar yüksek olur." diye düşünürler. Biz de ise durum tam tersi. Kan şekeri düşük, aç ve sinirli insanlar için sitede geçireceği zamanı ne kadar kısaltabilirsek o kadar başarılı oluruz. En mutlu kullanıcı, Yemeksepeti’ne girip bir dakika içinde siparişini verip çıkan kullanıcı. Biz de bunu kısaltmaya ve eğlenceli hale getirmeye çalışacağız. Orada sizin damak tadınıza uygun öneriler olacak.
Anasayfa'ya Dön
YORUM YAZIN
Max. 255 karakter girebilirsiniz
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok