Albaraka Bankacılık Grubu CEO'su Adnan Ahmed Yousif: TÜRKIYE'DE İSLAMI FINANS GELİŞİYOR
İslami finans ekonomiyi ve sosyal sorumluluk yatırımını büyütmek için en ideal platformdur.
Ülkelerin farklı dönemlerde finansal krizlerle sarsılmaları, bankacılık kültürünü de değiştiriyor. Riskli ve yeterince sorumluluk almayan bankacılıktansa, sürdürülebilir ve etik bankacılık yaklaşımı artık daha fazla önem kazandı. Bunun sonucu olarak alternatif yollar aranmaya başlandı; İslami bankacılık da (katılım bankacılığı) bunlardan biri. Geleneksel bankacılığa alternatif olarak görülen İslami bankacılık endüstrisi 2 trilyon dolarlık bir pazara sahip. İslami Bankacılığın geçmişi 100 yıla dayanıyor. Günümüze uyarlanıp modern bir hal alıp dini inanışa uygun hale gelmesi ise çok uzun bir geçmişe sahip değil. İslami Finansla Türkiye'nin tanışması ise 80li yıllarda başlıyor. Bugün ardı ardına gerçekleştirilen sukuk ihraçları, Türkiye’nin dünya İslami finans haritasında güçlü bir konum edinmesini sağladı. Birçok kurum Türkiye’de İslami bankacılık opsiyonu olmasından dolayı Türkiye'de ilk kez yatırım yaptı. Dünya Bankası ve T.C. Hazine Müsteşarlığı iş birliğinde Dünya Bankası Küresel İslami Finans Geliştirme Merkezi açıldı ve Borsa İstanbul çatısı altında İslami Finans Araştırma Merkezi kuruldu. Türkiye’deki katılım bankalarının karlılık oranları küresel sektör ortalamasının üzerinde seyrediyor. Türkiye'de 1985 yılında kurulan, ilk İslami Bankacılık markalarından biri olan Al Baraka Türk'ün Bahreyn'de bulunan genel merkezinden görüştüğümüz CEO'su Adnan Ahmed Yousif ile İslami Bankacılığı ve Al Baraka Türk markasını konuştuk. İslami Bankacılığın dünyada bulunduğu nokta nedir? Önümüzdeki 10 yıl içerisinde İslami Bankacılığın daha fazla büyümesini sağlayacak faktörler görünüyor. Birinci faktör, küresel ekonomideki canlanma sinyalleri, banka sektöründe de hızlı büyüme olasılığı yaratıyor. Küresel ekonomideki iyileşmeden, İslami Bankacılık da fayda sağlayacak. Bu büyüme şu andaki büyüme yüzdesinden daha da fazla olabilir. Küresel ekonominin İslami Bankacılığın büyümesinde önemli bir etkisi olsa da, Asya'daki ekonomik genişleme İslami Bankacılığın gelişiminde daha etkili bir faktör. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde Asya'daki büyümenin gelişmekte olan dünyadan daha fazla olacağına dair işaretler var. Dünyadaki müslüman nüfusuda yıllık yüzde 3 artacağından İslami Bankacılığın potansiyel müşterisi de artacak. Tüm dünyada müslüman nüfusun ekonomik durumları da gün geçtikçe gelişiyor. Diğer akılda tutulması gereken bir faktör ise İslami Bankacılığın gelecekteki büyümesi göz önüne alındığında birçok ülkede önemli bir nüfusa sahip Müslümanın henüz kullanmadığı İslami Bankacılık potansiyel müşterisi olasılığından bahsediyoruz. İslami Bankacılıkla geleneksel bankacılık arasındaki fark nedir? İslami Bankacılık yatırıma ve projenin geçerliliğine odaklanır, geleneksel bankacılıksa borç vermeye ve bunun geri ödenebilirliğine. İslami Bankacılıkta ahlaki yatırım kriteri esas alınırken, geleneksel bankacılıkta yalnızca finansal kriter geçerlidir. İslami Bankacılık için üç önemli nesne var; İşin helal mahiyeti olması, finansal mod şeriat kurallarına uymalı ve nihai sonuç mutlaka en az bir yada daha fazla sosyal sorumluluklardan birini yerine getirmeli; gelir artışı, istihdam yaratmak ya da tasarruf gibi. Avrupa'da bile Müslüman olmayan bireyler ve şirketler İslami Bankacılık kullanmaya başladı. 3 milyona yakın müslüman nüfusuna sahip Britanya, sukuk piyasaya süren ülkelerden biri. Neden bu kadar popüler olmaya başladı? İslami finans yeşil sermayeyi ve sosyal sorumluluk yatırımını büyütmek için en ideal platformdur. Şeriat kuralları alkol, domuz, kumar içeren işlerin katılımını yasaklar. İslami bankacılıkta yatırım söz konusu olduğunda yalnızca etik ve ahlaki olarak tabiat değerlerine bağlı kalır. Bu yüzden şeriat uyumlu ürünlere talep, Müslüman nüfusun büyümesiyle doğru orantılı olarak devam ediyor. Bu sadece İslami finans servis endüstrisinin kendi başarısı değildir. İslami sukuk bir çok açıdan olağanüstü ve etkileyici. Bahreyn merkezli İslami finans pazarı (IIFM)'nın yakınlarda yayınladığı istatistiklere göre endüstri -Sukuk açısından- Haziran 2014'deki rakam 668 milyar doları gösteriyor. Bu rakam 2001'de 1.2 milyar dolardı. İngiltere, Singapur, Hong Kong ve birçok ülkenin ardından Sukuk başlıca ürünlerden biri olma yolunda ilerliyor. Dünyadaki müslüman nüfusu, dünya nüfusunun yüzde 25'ini oluşturuyor. Müslümanların nüfusu, müslüman olmayanlara oranla iki kat daha hızlı büyüyor. İslami Bankalar bu grubun ihtiyaçlarına, doğal eğilimlerine yönelik şeriata uyumlu ürünler sunuyor. Müslüman olmayan yatırımcılar da İslami Bankacılıktaki potansiyel kar oranını gördü. İslami finans ürünleri, kural olarak, kar yaparken, çok düşük risk taşıyan yatırımlardır. Daha da önemlisi, Batılı yatırımcılar İslami finansı uluslararası puanlama sisteminden takip edebiliyorlar. Sukuk ya da İslami tahvil alındığında, alan kişi bonoya güçlü ve zayıf taraflarıyla, tahvilin risk oranıyla finansal endüstrinin kıyaslanma noktalarında değer biçebilir. İslami finans ürünleri, kendi kurallarıyla birlikte gelir. İlk başta anlaması zor gelebilir. Ancak geleneksel bankacılığı anlamaktan daha kolay aslında. İslami Bankacılık prensiplerde katıdır. Her bir transfer Şeriat kanununa uygun olmak zorundadır. Türkiye'de İslami Bankacılığın genel görünümü nedir? Türk vatandaşları arasında İslami bankacılık servisi alma trendi var. Ancak laik anayasanın yapısından dolayı İslami Bankacılık yaygın olarak Katılım Bankacılığı olarak biliniyor. Katılım Bankacılığının sunduğu servisler Şeriat'ın rehberliğinde sunulur ve müşterilere İslami çerçevede işlem yapılır. Türk ekonomisi, politik ve ekonomik kökleri güçlenirken, çok yüksek oranda bir büyüme hızında. Bu yüzden, Türkiye Ortadoğu'dan daha fazla sermayeyi ülkeye çekecek gibi görünüyor. Türkiye'ye Ortadoğu'dan gelen sermayenin büyük oranı, faizsiz bankacılık sunan 'katılım bankacılığına' yönelecek. Önümüzdeki beş yıl boyunca İslami bankalar istikrarlı büyümesini sürdürecek ve pazardaki payını artıracak. Ancak, İslami finans Türkiye'de göreceli olarak yeni ve Türk ekonomisi içinde gelişen bir sektör. 1980li yıllarda Türkiye kapalı ekonomiden liberal ve açık ekonomiye geçiş yaparken ülke İslami Bankacılıkla tanışmaya başladı. O yıllarda Türkiye ekonomik açıdan finansal enstrüman ve kurumlarını zenginleştirmeye çalışıyordu. Bu çabalar sonucunda katılım bankacılığı da (önceki tanımıyla özel finans kurumları) Türk finansal sistemi içerisine girdi. Türkiye'de İslami finans, geleneksel bankacılıkla çalışmak istemeyen dini inançları olan insanları cezbetmek için ülkeye tanıştırıldı. Daha geniş perspektifle, yabancı sermayeyi, özellikle Körfez ülkelerinden gelecek sermayeyi ülkeye çekmek için İslami finans kurumları Türkiye'de kuruldu. Türkiye'de Al Baraka Türk'ün marka olarak pozisyonu nedir? Türkler üzerindeki imajı nedir? Al Baraka Türk Katılım Bankacılığı 1985 yılında Türkiye'de kuruldu ve aynı yıl operasyonu başladı. Al Baraka Türk şu anda biri Irak'ta olmak üzere 213 şubeyle hizmetini sürdürüyor. Banka finansal olarak sahip olduğu mülk kaynaklarıyla ve geniş şube ağıyla çok güçlü. Birleştirilmiş markamız için gururla şunu söyleyebilirizki bu marka gittikçe hızlı bir ivme ile büyüyor ve dünya çapında bir tanınırlığı var. 'Your Partner Bank' samimi, kişisel ve uzun süreli bir ilişkinin mesajını veriyor. Al Baraka Türk Türkiye'de şu anda müşterisiyle bu ilişkiyi kuruyor. Türkiye operasyon yaptığınız tek laik ülke mi? Laik ülkede İslami Bankacılık operasyonu yapmak zorluk/farklılık yaratıyor mu? Al Baraka Banka Grubunun tüm üniteleri bütün ülkelerde hem geleneksel hem İslami olmak üzere çift bankacılık sistemiyle çalışıyor. Bu yüzden Türk pazarında çalışmamızda hiçbir sorun yok. Biz Türk pazarında büyümek ve genişlemek için tüm motivasyonlara sahibiz. Daha da ötesi, İslami Bankacılık tüm dünyada şirketlerle, kurumlarla ve hükümetlerle küreselleşerek, ürünlerinden ve servislerinden fayda sağlıyor. Al Baraka Türk, 2018 yılına kadar 300 şubeye ulaşmayı planlıyor.YORUM YAZIN
Max. 255 karakter girebilirsiniz
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok