Konuk Yazar: Njikwe – Content Creator
Şimdiye kadar Squid Game, Bridgertons şöhretine rakip olabilecek bir izleyici kitlesiyle 2021’in en çok konuşulan dizilerinden biri olmayı başardı. Güney Kore eğlence endüstrisi, 2019 fenomeni Parasite’te olduğu gibi bir kez daha kanıtladı ki sadece yaratıcılık ve mükemmel yetenek hazinesi değil, yavaş yavaş mücadele edilmesi gereken bir sektör.
Squid Game ne kadar eğlenceli ve sürükleyici olsa da dizinin 9 bölümünde toplamayı başardığı derslerle ilgilenmekten kendimi alamadım. Açgözlülük, hayatta kalma, dostluk ve çok daha fazlası üzerine derslerle birlikte Squid Game, modern bir kabusa benziyor.
Peki bu seri nasıl bir pazarlama başarısı hâline geldi?
İşte pazarlamacıların dikkate alması gereken pazarlama dersleri.
Basit Hikâye Anlatımına Odaklanın
“İnsanlar istatistiklerle değil, hikâyelerle düşünür ve pazarlamacıların usta hikâye anlatıcıları olması gerekir.” –Arianna Huffington, Huffington Post’un kurucusu.
Çoğu marka, bir etki yaratmak için ihtiyacınız olan şeyin tam teşkilat özellikler olduğunu düşünür. Yanlış.
Sadelik Baştan Sona Kazanır
Bu tarz özelliklere ve niteliklere güvenen markalar, eğer tüm cilalı şeyleri kaldırırsanız ve altındaki şeyler ayaklıklar üzerine inşa edilmişse, marka sadakati ve müşteri etkileşimi tehlikeye girer.
Şimdi, eğer Squid Game bir marka olsaydı (dürüst olmak gerekirse, tanımlanabilir malların satışıyla bir marka gibi görünmeye başlıyor), onun benzersiz satış noktası güçlü hikâye anlatımı olurdu.
Unutmayın ki güçlü hikâye anlatımı, özellikle insani duyularımıza hitap eden bileşenlerden yoksunsa tek başına yeterli olmayacaktır. Güçlü hikâye anlatımını empatiyle benimseyen özgünlük ve amaç ile birleştiren (Squid Game’de belirgin olan her şey) markalar, sıklıkla ön planda olur ve Squid Game‘de bunlardan çokça var. İzleyicilerin dikkatini çeken şey budur.
Squid Game, insan duygularını keşfetmek için oyunları kullanarak izleyiciyi ustaca kendine çekiyor ve bunun yoğunluğunu arttırıyor. Ve hepsinden öte, mazlumları desteklemekten kendimizi alamıyoruz. Bu bir bakıma, Savage X Fenty, Nike, Apple ve daha pek çok markanın bağlı olduğu bir formül (bizim yenilenin tarafında olmamızı sağlıyor).
Pazarlamacılara ders: Her şey başarısız olsa dahi insanlık durumunu inceleyen hikâye anlatımına odaklanın. İzleyiciler genellikle hikâyelerin içine çekilir ve sağladığınız değer için kalırlar.
Sosyal medya çağında ağızdan ağıza pazarlama yadsınamaz bir dönüm noktasıdır. Squid Game‘i ilk kez Twitter’da, göklere çıkaran insanlardan duydum. Kore yapımlarına olan tutkuma rağmen, bu çoğunluğun trendine uyma konusunda tereddüt ettim. Ancak TikTok’a geçtiğimde her şey değişti. Uygulamada yayınlanan, dizinin küçük ilginç haberlerini gördüğümde trende uymama fikrim son buldu. O noktada daha fazla ikna edilmeye ihtiyacım yoktu. Bu, özellikle TikTok’un ezici etkisi ile birlikte sosyal medya çağında ağızdan ağıza iletişimin gücüdür.
Trendlerin, challenge’ların ve eğlenceli internet meme’lerinin sürekli çoğalmasıyla, yapılan muhabbetleri anlamadığınızda bir tür kültürel hareketi veya akımı kaçırdığınızı hissetmeye başlıyorsunuz. Kuşkusuz bu açığı kapatmanın ve hevessiz azınlığı dönüştürmenin tek yolu internet feedinizi doldurmaktır.
Pazarlamacılar için ders: Sosyal medya kulaktan kulağa, güçlü ve ücretsiz bir pazarlama aracıdır çünkü kelimenin tam anlamıyla sizin için çalışır. İşin püf noktası, hangi ürün veya hizmetlerin sosyal medyada kulaktan kulağa hitap edip etmediğini bilmektir. Hedef kitlenizin ilgisini çekmek için bir meydan okuma gerekli mi? Hangi trendler yaratılabilir? Akıllı bir pazarlamacı, tüm trendlerin ve meydan okumaların pazarlama cephaneliğinin parçası olmaması gerektiğini bilir.
Ayrıca, ağızdan ağıza ne kadar güçlü olursa olsun, temelinizde zayıflık varsa başarısız olacaktır. Sağlam bir temele (güçlü hikâye anlatımı, değerler veya benzersiz satış noktası gibi) sahip olmak, ağızdan ağıza desteklenen markanızı olumlu yönde etkileyebilir.
Squid Game‘in başarısı çözümlenebilecek basit olay olsa da başarısı oldukça şaşırtıcı. Uluslararası sinemayla daha fazla insan ilgilendikçe, bunun gibi başarıların gelecekte karşımıza çıkacağını düşünüyorum. Hollywood’un dikkat etmesi gerekiyor.
