2018'in beslenme trendi neler olacak
Sağlıklı yaşam ve beslenme trendleri her yıl gelişerek değişiyor. İçinde bulunduğumuz dönemde toplum, beslenmenin sağlık üzerindeki etkisinin daha çok farkında ve her geçen gün daha sağlıklı gıdalara yöneliyor.
Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi Doç. İsmet Tamer, 2018’de omega-3 yönünden zengin balık yağı, keten tohumu ve çörek otu yağları, enginar ve sarımsak ekstreleri ile beta-glukandan zengin yulaf gibi besinlerin öne çıkacağını söylüyor
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de kalp ve damar hastalıkları ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Bunun bilincinde olan insanlar da aşırı kiloyu, obeziteyi, kan şekerini ve dolayısıyla kalp ve damar sağlığını olumsuz etkileyen yaşam tarzı ve beslenmeden uzak durmak, faydalı besinleri de günlük diyetlerine katmak istiyorlar. Bu nedenle 2018’de omega-3 yönünden zengin balık yağı, keten tohumu ve çörek otu yağları, enginar ve sarımsak ekstreleri ile beta-glukandan zengin yulaf revaçta olacak gibi gözüküyor.
Bitkisel protein trendi
Yükselen bir diğer trend, bitkisel proteinler olacak. Kalp sağlığını olumsuz etkilediği öne sürülen hayvansal yağların yerini bitkisel ürünler alacak. Bezelye, yeşil mercimek ve diğer baklagiller, yüksek miktarda içerdikleri kaliteli bitkisel proteinin yanı sıra zengin lif, vitamin ve mineral gibi kompleks içerikleri ile geçen yıl et sıkıntısı yaşayan ülkemizde sıklıkla tercih edilecekler.
Sıvı detoks yöntemleri geride kaldı
Son yıllarda moda haline gelen bir detoks yöntemi, olarak günlerce sıvı gıdalarla, sadece taze sıkılmış meyve ve sebze suları ile beslenerek hem toksinlerden arınmak, hem de fazla kilolardan kurtulma eğilimi bu yıl tercih edilmeyecek gibi. Zira bu tip bir beslenme biçimiyle vücudun günlük elzem olan ihtiyaçları bir müddet sonra karşılanamadığı gibi, yüksek miktarda meyve şekerinin yarattığı şeker düzensizlikleri de sorun yaratabilir. 2018’de bu yöntem yerini birbirinden çeşitli ve antioksidan özellikli meyve ve sebze parçacıkları ve püreleri ile zenginleştirilmiş, ayrıca yeterli protein de içeren ve kıvamı sayesinde uzun süre tokluk hissi veren shake ve smoothie’lere bırakacak gibi görünüyor. Ünlüler çoktan bu yönteme geçmeye başladılar bile!
Tatlı, depresyon eğilimini artırıyor!
Depresyona tatlıyla çözüm arama dönemi bitiyor! Bilimsel çalışmalar, glisemik indeksi yüksek, yani kan şekerini hızlı yükselten besinlerin, bilinenin aksine, özellikle menopozdaki kadınlarda depresyona eğilimi artırdıklarını gösterdi. Uzmanlar, canınız tatlı çektiğinde bir avuç ceviz, badem, erik ve kayısı kurusunu bir kase yarım yağlı yoğurda katıp tüketmenizi öneriyor. Taze hazırlanmış bir kase renkli sebzeler ile hazırlanmış salataya iki kaşık tam yağlı beyaz peynir rendeleyip avokado yağı ve elma sirkesi ekledikten sonra, bir dilim kızartılmış tam buğday ekmeği ile tüketmek de sadece tatlı hevesinizi değil, neredeyse bir öğün beslenme ihtiyacınızı karşılayacaktır.
Sindirim sistemini destekleyin
2018, sindirim sistemini destekleyen besinlerin, antioksidan, inflamasyona ve kansere karşı koruyucu olduğuna inanılan besinlerin yılı. Sağlıklı yaşamak isteyen herkes, bu yıl boş şeker yüklü gıdalardan uzak duracak; elma sirkesi gibi kan şekerini kontrol etmeye yardımcı besinleri ve az miktarda hücre bozulmasına karşı koruyucu tam yağlı süt ürünlerini tercih edecekler. Zira bu ürünler içerdiği konjuge linoleik asit (CLA) sayesinde kansere sebep olan hücre bozulmasına karşı koruyucu özellikte.
Probiyotiklerin yılı!
Yoğurt ve kefir gibi probiyotikler bu yıl baş tacı olacak! Antibiyotiklere dirençli enfeksiyonların, kronik hastalıkların giderek yaygınlaştığı günümüzde, probiyotikler vücudumuza sağladıkları yararlı bakteriler sayesinde bağışıklık sistemimizi doping etkisi yaparak koruyor ve güçlendiriyorlar. Bu etkinin kalıcı olabilmesi ise sizin düzenli olarak probiyotik tüketiyor olmanıza bağlı.
GDO’suz ürünler zirve yapacak
Hafızayı güçlendiren, beynin bilişsel fonksiyonlarını geliştiren maddelere “nootropik maddeler” deniyor. Eskiden eczane raflarında bulunan bu maddeler, ceviz, badem ve diğer kabuklu yemişler ile omega-3 içeren besinler ve besin destekleri sayesinde artık sofralarımızda yer alacaklar. Genetiği değiştirilmemiş (GDOsuz) ve organik etiketli ürünlerin, bu yıl zirveye tırmanacağına inanılıyor. Ancak bu ürünlerin hem ayırıcı özellikleri ile etiketlenmeleri, hem de uygun bir fiyat aralığında piyasaya sunulmaları gerekiyor ki tüketiciler için ulaşılabilir hale gelsinler.
YORUM YAZIN
Yorumunuz Alınıyor
Boş Yorum Gönderemezsiniz
YORUMLAR
Hiç Yorum Yok