İkincisi, standart yollardan piyasa araştırması yapmayın. Çok fazla müşteri, çok fazla soru, size ortalama cevaplar sunacaktır. Hiçbir şey öğrenemeyeceksiniz. 1000 kişilik bir araştırma yerine çıkıp her bir gün 1 kişiyle konuşarak toplam 10 kişiyle konuşsanız daha etkilidir. İnsanları daha yakından, daha derinden anlayarak onlarla vakit geçirin, çok daha iyi bir izlenim elde edeceksiniz.
Üçüncüsü, markalar ürünlerle değil, müşterilerle ilgilidir. Markanızı ürününüzle değil, müşterinizle tanımlayın.Dördüncüsü, müşteri deneyimleri tamamen insanların bir şeyleri yapmalarına yardımcı olmakla ilgilidir. Nike bir spor giyim şirketi değil, spor şirketidir. Spor giyim şirketleri kıyafet ve ayakkabı üretir, sıkıcı. Spor; daha hızlı koşmak, çok iyi futbol oynamak, çok iyi tenis oynamakla ilgilidir, bu çok heyecan verici. Yani müşterilerin ilgili oldukları, yapmak istedikleri şeylerle ilgili olun.Beşincisi, ilişki kurmayın, müşterileri birbirine bağlayın. Müşteriler arasında bir ilişki kurun. Bir topluluk yaratın. Tamamen insanları birbirine bağlamakla alakalı.Altıncısı, pazarın geleneksel, doğrusal kanallarını unutun. Ağları nasıl daha güçlü bir şekilde kullanabileceğinizi düşünün. Ağlar, yarattığınız etkiyi arttırır. Bu, lisanslandırma gibi, sosyal medya gibi, kulaktan kulağa gibi ağlar olabilir. Farklı tür ağlar ve ortaklar bunu sağlayabilir.
Yedincisi, her şeyi kendiniz yapmaya çalışmayın. Yapmak istediklerinizi gerçekleştirecek ortaklar bulun. Siz markasınız, fikre ihtiyacınız var. İhtiyacınız olan tek şey, bir fikir. Christian Audigier’in bu şirkette üç kilit çalışanı var: Fikirleriyle kendisi, parayı sayacak bir finans yetkilisi ve lisanslanacak kişileri bulacak lisanslandırma yetkilisi. Çok fazla insana ihtiyacınız yok. Biliyorsunuzdur, üç yılda 17 kişiyle elde edilen meblağ 19 milyar dolar. Görüyorsunuz, çok fazla insana ihtiyacınız yok. Bu, bugün dünya çapında büyüklerden biri olmakla alakalı değil, odaklanmış olmakla ve daha iyi fikirlere sahip olmakla alakalı. Başarı, daha büyük olmakla veya daha çok çalışmakla değil; rekabeti planlamakla, daha zekice ve daha farklı şekilde düşünmekle ilgili.
Sizden bir marka seçmenizi istesem, yılın markası hangi marka olurdu?Snapchat. Çünkü Snapchat katlanarak büyüdü. Yeni nesli diğer bütün sosyal medya unsurlarından çok daha derinden yakaladı. Sadece yazışmanın yeterli olmadığını, insanların görsel olarak çalıştığını fark etti. Google Glass akıllı gözlük geliştirmeye çalışmakla üç yıl harcarken, Snapchat buna sadece üç ayını ayırdı. Snapchat Spectacles, Google Glass’ı resmen solladı. Çok kısa bir süre.
Peki ya yılın CEO’su?Elon Musk, çünkü fikri mülkiyetini vermenin kazanmak için daha başarılı bir yol olduğunun farkında. Tesla’yla fikri mülkiyetinin, patentlerinin çoğunu diğer şirketlere verdi. Neden peki? Çünkü diğer bütün elektrikli arabaların onun şarj sistemini kullanmasını istiyor. Hyperloop’u geliştirecek teknolojinin büyük bir kısmını paylaştı. Hyperloop’u biliyorsunuz, değil mi?
Evet, evet.Dünya çapında Hyperloop gibi diğer şirketlerin de çözüm geliştirmesini istiyor. Yani daha fazla paylaşarak daha hızlı marka oluşturabiliriz, pazarları daha hızlı değiştirebiliriz, dünya çapında daha fazla müşteriyi daha hızlı çekebiliriz ve dünyayı değiştirebiliriz; markalar, aradığımızdan çok daha fazlasını vererek, paylaşarak ve kazanarak daha fazla başarı elde edebilir. Yani Elon Musk.2017 nasıl bir yıl olacak?Önümüzdeki 5 yılda, son 250 yılda gördüğümüzden çok daha fazla değişime şahit olacağız. Önümüzdeki beş yıl içinde, bütün bu teknoloji birbirine bağlandığında, inanılmaz bir değişim göreceğiz. Önümüzdeki yıl; daha hızlı işlerin başlangıcı olacak, değişimin, İnternetin, dijital teknolojilerin, diğer şeylerin, insan DNA’sının değişim hızını düşünün. Gelecek yıl, daha hızlı bir büyüme göreceğiz.Peki 2016’da sizi en çok etkileyen yaratıcı ürün veya fikir?Hyperloop. Çünkü Hyperloop gerçek. Gerçek. İşe yarayabilir. Şu anda projelerini Kaliforniya’da gerçekleştiriyorlar. San Francisco ile Los Angeles’ı birbirine bağlayabilecekleri gibi aynısını, Türkiye’de İstanbul ve Ankara arasında da gerçekleştirebilirler.Teknoloji demişken robotlar ve iş dünyası ilişkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Teknoloji bizim daha fazla insan olmamızı, hatta “insanüstü” olmamızı sağlar. Teknoloji ile insanüstü yeteneklere ulaşıyoruz, bu harika bir şey. Robotlar ve yapay zeka daha da ileri bir noktaya erişecek ancak yine dikkat çekici bir şekilde bizi daha fazla insan yapacaklar. Yani onlar robot biz insan olarak kalacağız. Örneğin; tersanelerde veya askeriyede robotik yardımcı unsurların inanılmaz ağır yükleri ve işleri insanlar adına nasıl taşıdıklarına bakın. Robotların dünyayı yöneteceğine ilişkin tekilliğe inanmıyorum ben. Çünkü robotlar gerçekten yaratıcı bir şekilde düşünme kabiliyetine sahip değiller. Duyguları keşfedecek şekilde düşünemezler. Ya da yeniliği. İnsan zekasının büyük bir kısmı hala kullanılmıyorken, robotlar nasıl bizim gelişmemizi sağlayacak.