Anasayfa Gündem Akaryakıt sektörü yola tam gaz devam ediyor
Gündem

Akaryakıt sektörü yola tam gaz devam ediyor

Paylaş
Paylaş

Mert Uzman

Akaryakıt dağıtım şirketlerinin satışa sunduğu tüm enerji kaynaklarının temelini petrol oluşturuyor. Bununla birlikte doğrudan ham petrol üretimi ve ithalatına bağlı bir sektör olan akaryakıt piyasasında hareketlilik gözlemleniyor. Akaryakıt dağıtım şirketleri, ra ne edilmiş petrolü tüketiciye sunarken her yıl yeni ortaklıklar, yatırımlar yapılıyor; piyasaya yeni markalar giriyor, bazısı sektöre veda ediyor.

Dünyanın en önemli enerji kaynağıDünya, petrol rezervlerinin tükenişine dair tezler üretiyor ve alternatif enerjiler sağlamak için çaba harcıyor olsa da petrol değerinden ve öneminden hiçbir şey kaybetmiyor. En önemli ekonomik gerçek olan petrol; küresel siyaset ve uluslararası ilişkilerde majör ve global etkiler oluşturan gücünü koruyor. Geçmişe dönüp 1973 yılındaki Arap ülkelerinin Amerika’ya karşı ambargo ilan edişiyle gelişen Petrol Krizi’ni hatırladığımızda ya da günümüzde çok söylenen Büyük Ortadoğu Projesi’ne dair fikir yürüttüğümüzde, temel madde olarak karşımıza hep petrol çıkıyor. Ülkeler ve büyük şirketler yatırımlar yapmaya, petrol kaynakları aramaya, yeryüzünü sondajlamaya, rafineriler kurmaya ve üretim sistemlerini geliştirmeye devam ediyor.Devlet teşebbüsünden özel sektöre doğruTürkiye’de enerji sistemine değinirsek, Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarında adımlar kamunun gücüyle atıldı. 1926 ve 1933 yıllarında çıkan yasalarla petrol arama ve üretim işleri devlet sorumluluğuna alındı. 1935’te Maden Tetkik ve Arama (MTA) ve 1941’deki Petrol Ofisi’nin kuruluşu gibi birbirine bağlı yapılaşmalarla bütünlük sağlandı. 1980 ve sonrasındaki neo-liberal ekonomi politikalarıyla da kamulaşmanın tersine özelleştirmeler gerçekleştirildi. Günümüzde, ülkemizde üretilen yıllık petrolün %70’e yakını Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı tarafından, geri kalanıysa yabancı şirketler ve ortaklıklar tarafından karşılanmakta.Petrol mitleri ve cinayetleriPetrol, hakkında birçok söylentinin dolaştığı bir enerji kaynağı. Petrolle ilgili, efsane mi gerçek mi olduğu bilinmeyen şeyler anlatıldı, bitmek bilmeyen tartışmalar yapıldı. Bu söylentilerin en popülerlerinden biri, Türkiye’nin aslında petrol bakımından gayet zengin olduğu ama buna engel olmak isteyen dış güçler tarafından araştırmaların ve petrol çıkarma çabalarının engellendiği iddialarıydı. Yakın tarihimizdeki bazı suikastların da Türkiye’nin petrol zenginliğini ortaya çıkarmaya uğraşan kişileri hedef aldığı öne sürüldü. Örnek vermek gerekirse; Petrol Fırtınası kitabının yazarı araştırmacı Faik Karadağ, 1973 yılında cumhurbaşkanı ve baş- bakanla petrol konusunda görüşmeye gittiği Ankara’da, kaldığı otel odasında ölü bulundu. Faik Karadağ suikastının petrol kaynaklarıyla ilgili olduğu ileri sürüldü. 1990’lı yıllarda Cudi Dağları’nda petrol arayan mühendislerin PKK tarafından öldürülmesi de Türkiye’nin petrole ulaşmasını engellemeye yönelik bir eylem olarak görülmüştü. Sonraki yıllarda Cudi Dağı’nda araştırmalar yapılması ve petrol bulunması, “Türkiye’yi engelleyen dış güçler” tezine güç kazandırdı. Bu tip saldırıların hedefi olmak istemeyen bazı uzmanların suskun kalarak petrol konusunda bildiklerini söylemiyor oldukları da iddia edildi. Sık sık tanıklık ettiğimiz bir fikre göre de, komşu toprakları petrolle çevrili coğrafyamızın petrol yatakları bakımından kısırlığı başka türlü açıklanamazdı. Petrol arayan şirketlerin yeterli derecede petrol bulamadığında, açtıkları petrol kuyularını Petrol Kanunu gereği betonla kapatıyor olmaları “petrol zenginliğimiz görülmesin diye kuyulara beton dökülüyor” seslerinin yükselmesine neden oluyordu. Bu tarz komplo teorilerinin insanlarda oluşturduğu kafa karışıklığı, petrol konusunda içselleştirdiğimiz bir özelliğe dönüşmüş durumda. Bu tür kuşkuların önüne geçmek için atılan son adımlardan birisi de, geçtiğimiz günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın verdiği “Petrol bulunursa ilk ben açıklayacağım” güvencesi olmuştur.

Komşuların zenginliğiPetrol kaynakları konusuna bugüne kadar yapılan çalışmalar eşliğinde bakıldığında, coğrafi konumumuzun komşu ülkelere göre enerji açısından daha olumsuz özellikler taşıdığı söylenebilir. Komşu coğrafyamız, dünyada var olan toplam petrol rezervinin neredeyse %65’ine sahip. Bu bakımdan Irak, İran, Suriye gibi komşu ülkeler petrol bakımından zenginler. Oysa Türkiye’de şartlar böyle değil. Komşumuz olan ülkelerde görülen, yeryüzüne birkaç yüz metre yakın sığlıkta ve tahrip olmamış petrol kapanlarının yerini Türkiye’de yerin binlerce metre derininde bulunan ve faylarla parçalanmış, tahrip olmuş küçük kapanlar alıyor. Ancak bu yetersizlikten başka, Türkiye’de tatmin edici sayıda arama yapılmaması da bazı kesimlerin değindiği noktalardan biri. Ülkemizdeki bu tür kısırlıklar, ihtiyaçların ithalle karşılanmasına sebep oluyor. Petrolü ithal ediyor olmamız, dolar kurunun yükselişte olması, vergi oranları gibi etkenler ülkemizde benzinin her daim yüksek fiyattan satılmasına yol açıyor. En çok petrol ithalatı yaptığımız ülkeler arasında Rusya, İran ve Irak bulunmakta. Ülkemiz, her yıl ham petrol ihtiyacının %90’a yakınını dışarıdan temin etmek mecburiyetinde kalıyor. TÜİK’in verilerine göre 2015 yılının ithalat rakamında, 25 milyon 66 bin ton dış alımla tarihi rekor kırıldı. Kısıtlı kaynaklar dolayısıyla yurt içindeki bir talep artışı doğrudan ithalata yansıyor.

Üretimde meydana gelen artışlarÜlkemizde son yıllardaki ham petrol üretimiyle ilgili verilere bakıldığında 1999 yılından 2004 yılına doğru sürekli bir azalma görülmekte. 2005 yılında yaşanan küçük ölçekli bir artış dışında meydana gelen sürekli düşüş, 2008 sonrasında değişkenlik göstererek yukarı yönlü bir eğilim göstermeye başladı. 2011 ve 2012 yıllarında meydana gelen üretim azalmaları bu yükselişi bozmuş olsa da son üç yıldır yine artış yaşandığı gözlenmekte. Doğalgaz üretimi daha iniş çıkışlı bir grafiğe sahipken son yıllarda 600 milyon m3’ün altına indi. Bu rakamlar yıllık ham petrol ihtiyacının yaklaşık %10’una, doğalgazda ise çok daha düşük bir yüzdeye karşılık gelmektedir. Tüm bu istatistikler değerlendirildiğinde, Türkiye’nin hem ham petrol üretimi hem de doğal gaz bakımından yetersiz olduğu açık olarak ortada.

Sektörde her daim hareketlilik varAkaryakıt dağıtım şirketlerinin satışa sunduğu tüm enerji kaynaklarının temelini petrol oluşturuyor. Tüm bu gerçekliklerle birlikte doğrudan ham petrol üretimi ve ithalatına bağlı bir sektör olan akaryakıt piyasasında hareketlilik gözlemleniyor. Akaryakıt dağıtım şirketleri, rafine edilmiş petrolü tüketiciye sunarken her yıl yeni ortaklıklar, yatırımlar yapılıyor; piyasaya yeni markalar giriyor, bazısı sektöre veda ediyor. Akaryakıt dosyamızda, bu değişimlerle birlikte resmin tümünü görmeye çalıştık. Türkiye piyasasının önde gelen markalarıyla yapılan söyleşilerde akaryakıt sektörünün ülkemizdeki durumuna, piyasa verilerinde meydana gelen gelişmelere, firmaların markalaşma yolculuklarına dair bilgiler edindik.PETDER: ENERJİYE TALEP DAHA DA ARTACAK

screen-shot-2016-11-15-at-16-12-15Kurumunuzun sektördeki konumu ve işlevinden bahseder misiniz?PETDER (Petrol Sanayi Derneği) 1996 tarihinde, petrol ürünlerinin üretimden tüketime kadar olan faaliyetler zinciri üzerinde çalışmalar yapmak amacıyla ülkenin önde gelen akaryakıt dağıtım şirketleri tarafından kuruldu. Alpet, Aytemiz, Belgin, BP, Gulf, Exxon- Mobil, Opet, Petline, Petroyağ, OMV Petrol Ofisi, Shell, Shell & Turcas, Total ve Turkuaz PETDER üyesi kuruluşlardır.PETDER’in misyonu; petrol sektörünün her alanda gelişimi için sektörün proaktif şekilde savunuculuğunu yapmak ve sektör politikalarının oluşumu için sunulabilecek ve savunuculuk görevini güçlendirecek uygun, güvenilir ve tarafsız bilgi üretmek üzere araştırma ve geliştirme çalışmaları gerçekleştirmektir.PETDER’in temel faaliyet alanlarıysa, üyeleri ve ilgili sektör paydaşlarıyla işbirliği içerisinde, Rekabet Hukuku’na uygun olarak, proaktif şekilde sektör politikalarının gelişiminde rol oynamak; rekabet ortamının daha da geliştirilmesini desteklemek; başta kaçak/kayıtdışı akaryakıt olmak üzere sektörün sorunlarına yönelik çalışmalar yapmak; sektöre ve kamuoyuna yönelik güvenilir ve tarafsız bilgi için iletişim faaliyetleri yürütmek; sektörü her düzeyde etkin ve etkili bir şekilde temsil etmektir. 2016 yılında 20. yılını kutlayan PETDER akaryakıtta %85, LPG otogazda %36 ve madeni yağda %75 temsil payıyla sektörün lider ve öncü sivil toplum kuruluşudur.

Doğaya dost projelerPETDER tarafından sürdürülen Atık Motor Yağlarının Yönetimi Projesi hakkında bilgi verir misiniz?21 Ocak 2004 tarihinde yayınlanan “Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği” ile madeni yağ üreticilerine, ithalatçılarına piyasaya sürülen motor yağlarını atık hale geldikten sonra toplama yükümlülüğü getirildi. 30 Temmuz 2008 tarihinde yenilenen Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği sonrasında, Petrol Sanayi Derneği İktisadi İşletmesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 4 Eylül 2008 tarihinde “Yetkilendiril- miş Kuruluş” olarak atanmıştır. PETDER son on yılda topladığı 160.103 ton atık motor yağını lisanslı işletmelerde hammadde ve enerji olarak ülkemize geri kazandırdı veya bertaraf etti. Atık Motor Yağlarının Yönetimi Projesi’ne ilişkin faaliyet raporlarına PETDER web sitesi üzerinden ulaşılabilir.
PETDER ayrıca 1 Varil 1 Ağaç Projesi ile kamu kurumlarından toplanan her bir varil atık motor yağı için bir fidan dikmektedir. 2014 yılında 15.000 adet fidan diken PETDER proje kapsamında doğaya toplam 71.500 ağaç kazandırmıştır.Sektörün büyüklüğü hakkında bilgi verir misiniz?Sektörümüz Eylül 2016 itibariyle 86 dağıtıcı, 107 depolama tesisi, 13.000’e yakın bayisi ve 250.000’den fazla doğrudan istihdamı ile faaliyet gösteriyor. 2015’te toplam otomotiv yakıtları tüketimi, önceki yıla göre %13,7 oranında artarak yaklaşık 33 milyon m3 olarak gerçekleşti. Akaryakıt sektörünün oluşturduğu toplam parasal büyüklük 2015 yılında 2014 yılına göre %0,5 artmış ve 114,3 milyar TL’ye ulaşmıştır (petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle miktara göre daha az artmıştır). Tüketim verileri üzerinden yapılan hesaplamalara göre, petrol sektöründen sağlanan dolaylı vergiler her yıl artmış ve 2015 yılında 70,2 milyar TL düzeyine ulaşmıştır.

Sektörün devletten beklentileri nelerdir?PETDER üyesi akaryakıt dağıtım şirketleri, müşteriye sunulan hizmet ve kalitede, bundan daha da önemlisi iş sağlığı, emniyet ve çevre konularında her zaman en üst seviyeyi hedefliyor ve birçok ülkeye kıyasla daha rekabetçi ve titiz bir tutum sergiliyor.Ülkemize ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayan önemli sektörlerden biri olarak hükümetimizle birlikte, akaryakıt sektörünün daha kaliteli ürün ve hizmetlerle tüketici faydasını en üst düzeye çıkaran ve yeni yatırımlarla ilerleyen, serbest rekabetçi bir piyasa olarak daha da gelişeceğine inanıyoruz. Bu yönde yapılacak her çalışmaya tüm gayretimizle destek olacağımızı belirtmek istiyoruz.

10 numara yağ kullanımı can ve mal kayıplarına yol açıyor10 numara yağın tanımını yapar mısınız? Ülkemizde 10 numara yağ sorunu ne seviyede? 10 numara yağ, motorin yerine ikame edilmek üzere çoğunlukla tenekeler içinde satılan baz yağ, atık madeni / bitkisel yağ, kaçak motorin gibi maddelerin karışımlarından ya da bazı örneklerde sadece kaçak motorinden oluşan maddelerin genel adıdır. 10 numara yağ teknik anlamda akışkanlığı çok yüksek olan bir madeni yağ cinsidir ve gerçek tüketimi son derece düşük seviyededir.10 numara yağ kullanımı can ve mal kayıplarına yol açıyor, vergi kaybı ve haksız rekabet nedeniyle de ülke ekonomisine zarar veriyor ve çevreyi kirletiyor. Madeni yağ ithalat ve ihracat miktarları üzerinden yapılan değerlendirmeye göre, 2011 yılında ülkemizin madeni yağ ihtiyacının bir milyon ton üzerinde madeni yağ piyasaya arz edildi. Talep fazlasının 2015 yılında 278.634 tona düşmesi 10 numara yağ sorunun çözümüne yönelik atılan adımların etkisini gösteriyor. Gelecek dönemlerde bu farkın daha da azalacağı, arz ve talep rakamlarının dengeleneceği yönündeki beklentilerimiz olumlu.

Önümüzdeki süreçte akaryakıt piyasasında ne gibi gelişmeler bekleniyor?Önümüzdeki dönemlerde ülkemizde sektörümüz için hedefimiz, petrol piyasasının hem kaliteli hem de müşteri ihtiyaçlarına hitap edecek farklılaştırılmış ürünlerle ve teknolojik ilerlemelerle birlikte gelişen hizmetlerle büyümesini sürdürmesidir.Dünyada ve Türkiye’de enerjiye olan talebin artacağını, ülkemizde petrol piyasasının Türkiye ekonomisini takip ederek büyümeye devam edeceğini öngörmekteyiz. Rekabet; Türkiye otomotiv yakıtları pazarı büyümeye devam ederken dünya petrol fiyatları, düzenlemeler, vergiler ve döviz kuru tüketim dengelerindeki belirleyici unsur olmaya devam edecektir.
BP TÜRKİYE: TÜKETİCİ ARTIK DAHA TALEPKARscreen-shot-2016-11-15-at-16-26-49Bize markanızdan, pazar istatistiklerinizden bahsedebilir misiniz?BP olarak 104 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteriyoruz. Akaryakıt iş kolumuzun faaliyetleri ise 1940’lı yılların ikinci yarısında başladı. Bugün Türkiye’de 670 BP istasyonu bulunuyor. Türkiye çapında günde ortalama 300 bin müşteriye istasyonlarımız aracılığı ile ürün ve hizmetlerimizi sunuyoruz. 2015 yılı başından beri tam 104 yeni istasyon açtık. Önümüzdeki dönemde yeni istasyon yatırımlarımızı sürdürerek “ışık hızında hizmet” sunmaya devam edeceğiz.Yeni nesil tüketiciler akaryakıt markaların- dan daha çok neler bekliyor?Günümüz hızlı bir tempoda devam ediyor, yoğun hayat temposundaki tüketiciler en hızlı şekilde ihtiyaçlarını gidermek istiyorlar. Bu eğilim de yakıt almak için beklemek yerine hızlı hizmeti tercih eden tüketicilerin oranını oldukça artırdı. Bunun yanında kaliteye önem veren, tüketici haklarının bilincinde, çok daha talepkar bir tüketici kitlemiz var. Son yıllardaki dijitalleşme bize artık tüketicilerimizi daha iyi tanıma fırsatı sunuyor. Tüketiciler artık kendi kimlik aidiyetlerinden, üyesi oldukları demografik gruptan çok daha bağımsız hareket edi- yorlar. Özellikle genç tüketiciler, yenilikleri çok daha hızlı benimsiyor ve hayatlarına katıyorlar. Markaların, neredeyse anlık olarak ortaya çıkan yeni demografik grupların farkında olması ve buna uygun ürünler geliştirmesi gerekiyor.

Tüketiciye dokunmada nasıl bir reklam ve iletişim stratejisi yürütüyorsunuz?Ürünlerimizi Ar-Ge çalışmalarımızla geliştiriyoruz. BP’nin akaryakıt teknolojilerinde küresel Ar-Ge bütçesi 2015 yılında 75 milyon dolardı. Bu çalışmalarımız neticesinde daha temiz yanan yakıtlar, araç motorlarını temizleyen ve daha az karbon salınımı yapan yeni nesil yakıtlar üretiyoruz. Ar-Ge çalışmalarıyla geliştirilen ürünlerimize ve küresel deneyimlerimizle desteklenen hizmetlerimize odaklanmayı iletişim çalışmalarımıza da taşıyoruz. Bayilerimizle birlikte ortak hedef olarak belirlediğimiz “müşteri odaklılık” stratejisi çerçevesindeki iletişimimizi tasarlıyoruz. İletişimimizde hem Türkiye’deki ihtiyaçları hem de küresel stratejilerimizi harmanlayıp en iyi şekilde tüketicilerimize aktarmaya çalışıyoruz.

Markanızın yürüttüğü sosyal sorumluluk projelerinden bahsedebilir misiniz?BP olarak faaliyette bulunduğumuz tüm ülkelerde çalışmalarımızı Sağlık, Emniyet, Çevre ve Güvenlik (SEÇ-G) ilkeleri doğrultusunda yürütüyoruz. Türkiye için özellikle iki odak noktası seçtik: Yol Güvenliği ve Sürdürülebilir Kalkınma. Ülkemizde yaklaşık 1,5 milyon çocuğa 15 yıl boyunca trafik eğitimi verilmesini sağlayan BP Yol Güvenliği Çocuk Tiyatrosu, 4-8 yaş arası miniklere “Konuşan Trafik” adlı oyununu sergiledi. Hem öğrencileri hem de ailelerini yol güvenliği konusunda bilinçlendirmeye hizmet etti.BP ve Castrol sponsorluğunda “Değiştirebiliriz – Yol Güvenliği Platformu” olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde başlatılan projeyle çocuk koltuğunun önemi konusunda toplumu bilinçlendirme etkinlikleri gerçekleştirdik. Ülkemizdeki trafik güvenliğinin artırılması amacıyla Kurumsal Trafik Güvenliği Deklarasyonu’nu imzaladık.

Sürdürülebilir Kalkınma tarafında ise, BP’nin liderliğini üstlendiği Bakü-Ti is-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı (BTC) tarafında, hattın geçtiği yakın yerleşimlerin gelir ve yaşam kalitesini artırmak için yaptığımız toplumsal ve çevresel yatırım programları bulunuyor.Farklı sektörlerle stratejik iş birlikleri yapacağızMarkanızın istasyonlarında kısa ve uzun vadede tüketicileri ne gibi yenilikler, sürprizler bekliyor?Hem operasyonlarımızda hem de pazarlamada dijitalleşme sürecimizi biraz daha hızlandıracak ve hayatımıza entegre edeceğiz. CRM odaklandığımız alanlardan biri, bu konuda sadakat programımız olan BP Club kartı daha etkin bir şekilde tüketicilerimizin hayatına sokacağız. Pazarda farklı sektörlerle yapacağımız stratejik işbirlikleri ile tüketicilerimize yeni heyecanlar ve inovatif yaklaşımlar sunmaya devam edeceğiz.Türkiye’deki yüksek petrol fiyatları nasıl düşürülebilir? Bu konuda markalar ne yapabilir, örneğin bir birlik oluşturulabilir mi? Akaryakıt fiyatlarının Türkiye’de yüksek olmasının nedeni, petrol ürünlerinden alınan vergiler (ÖTV ve KDV), ve döviz kuru farkıdır. Vergiler ve kur farkı düşüldükten sonra bakıldığında, akar- yakıt fiyatlarının global standartlar ile uyumlu olduğu görülebilir. Türkiye, kullandığı petrolün %90’ından fazlasını ithal etmektedir. Son iki yılda dünyada petrol fiyatlarında ciddi bir düşüş yaşandı. 100-120 dolar seviyelerinden 40-50 dolar seviyelerine geldi. Bu da Türkiye gibi petrolün çoğunu dışardan alan ülkeler için iyi bir sonuç oldu. Örneğin Türkiye’nin cari açığına çok olumlu olarak yansıdı.Piyasayı müşteri şekillendirmeliPetrolle ilgili düzenlemeler konusunda devletten beklentileriniz neler?Sürekli düzenlemelerden ziyade, piyasaların müşteri tarafından şekillendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Müşterilerin talepleri doğrultusunda şekillendirilen piyasalar, yenilik ve farklılaşmanın yanı sıra daha iyi müşteri deneyimi ve daha yüksek maliyet etkinliği sağlıyor. Enerji piyasalarının liberalleşmesi anlamında pek çok güzel ve doğru adım atıldı ve buna uygun yasalar çıkarıldı. Bunun devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz.Sektörün ivedilikle çözmesi gereken sorunları neler?Türkiye’de dağıtım şirketleri çok düşük karlılık oranıyla faaliyetlerini yürütüyorlar ve bu hem uluslararası hem de ulusal düzeydeki şirketler açısından önemli bir sıkıntı yaratıyor. Pazardaki liberalleşmenin yapılan düzenlemelere rağmen tam anlamıyla gerçekleşmemesi Türkiye enerji piyasasının çözüm bekleyen sorunlarından biri. Aynı zamanda, hızla değişen mevzuat ve dağıtım şirketlerinin mevzuata uyumlu hale gelmesi için yapması gereken ek yatırımlar da yaşanan zorluklar arasında sayılabilir.

Kaçak ya da kalitesiz petrol konusunda neler söylemek istersiniz?Bir kaç yıl öncesine kadar bu ciddi bir sorundu. Ancak, devletin kararlı tutumuyla yasalarda düzenlemeler yapıldı, denetimler artırıldı ve kamu kurumları arasında doğru bir koordinasyon sistemi kuruldu. Bu yapılan değişiklikler ile kaçak ve kalitesiz petrol çok ciddi ölçüde azaldı.Petrol dışında yeni nesil enerji kaynaklarına yatırımlarınız var mı?BP, küresel olarak her yıl dünyada enerji kaynakları kullanımlarını değerlendirdiği Dünya Enerji İstatistikleri Raporu’nu yayımlıyor ve tüm dünya ile paylaşıyor. 2015 yılının enerji verilerini ortaya koyan 65. Rapor, enerji sektörünün köklü değişim yaşanan bir dönemden geçtiğini, enerji kaynakları arasında daha düşük karbonlu yakıtların kullanımının yaygınlaştığını ortaya koydu. BP olarak küresel düzeyde yeni nesil enerji kaynakları konusunda pek çok çalışma yürütüyoruz. Örneğin ABD’nin en büyük rüzgar enerjisi üreticilerinden biriyiz.

Brezilya’da biyoyakıtlar konusunda 500 milyon ABD doları kadar yatırım yaptık, ürettiğimiz biyoyakıtları birçok ülkede satışa sunuyoruz.Yakın gelecekte petrol kullanımı azalmayacakÖzellikle elektrikli otomobil piyasası gelişiyor. Gelecekte petrolün kullanımı azalacak. Bu gelişmelere karşı planlarınız neler?BP her yıl Enerji Görünümü raporunu yayınlıyor. Bu rapor, önümüzdeki 20 yılın trendlerini ve gelecekte enerji piyasalarının nasıl şekilleneceğini göstermeyi amaçlıyor. 2016 BP Enerji Görünümü raporuna göre, fosil yakıtlar 2035’e kadar dünyada enerji talebindeki büyümenin %60’ını karşılayacak ve 2035’de tüm enerji arzının %80’ini sağlıyor olacak. Bunun yanında, yenilenebilir enerjiler çok hızlı büyüyecekve 2035’e kadar bugünün 4 katına çıkarak dünyada elektrik enerjisi üretiminin 1/3’ünü karşılıyor duruma gelecek. Yakın gelecekte petrol ve doğalgazın kullanımı azalmayacak, ancak zaman içinde yenilenebilir enerjilerin payı artacak.Darbe girişiminin sektöre ne gibi yansımaları oldu?14 Temmuz akşamından bu yana sektörde, sezon başındaki projeksiyonlardan farklı bir süreç yaşanmadı. 1-2 gün güvenlik nedenleri ile çok az sayıda istasyona ikmal sıkıntısı dışında faaliyetlerde bir aksama veya aksaklık olmadı. Sektörün büyümeye devam edeceği inancındayız.
OPET: YENİ ENERJİ SEKTÖRÜNÜ SÜREKLİ TAKİP EDİYORUZ

screen-shot-2016-11-15-at-16-36-23Bize markanızdan ve pazar istatistiklerinizden bahsedebilir misiniz?Akaryakıt sektörünün genç ve yenilikçi markası OPET, sektördeki büyük şirketler arasındaki tek Türk markası olarak müşteri memnuniyeti, paydaşları ile beraberlik yaklaşımı ve değerleriyle sektöre öncülük ediyor. KalDer (Türkiye Kalite Derneği) tarafından gerçekleştirilen Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’ne göre, markamız dokuz yıldır aralıksız müşteri memnuniyetinin zirvesinde yer alırken, KalDer ve Ipsos’un yeni çalışması Türkiye Müşterinin Sesi Araştırması’nda da liderliğini koruyarak, bu başarıyı 10’uncu yıla da taşımış olmanın gururunu yaşıyor. Vizyonunu, inovasyon ve gelişim önceliğinde kurgularken, ilkleri yaratarak, teknolojik ürünleriyle ses getiren markamız, kuruluşundan bu yana her geçen yıl artan bir ivme ile kontrollü bir şekilde büyüyor. Akaryakıt sektöründe perakende, ticari ve endüstriyel satışlar, depolama ve uluslararası ürün ticareti konularının yanı sıra iştiraklerimiz ile madeni yağ ve jet yakıtı alanlarında da faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’nin En Beğenilen Şirketleri araştırmasında sektörümüzün en beğenilen şirketi olurken, Türkiye’nin Süper Markaları listesine giren ve “Superbrands” unvanı alan tek akaryakıt şirketiyiz.

Türkiye genelinde kaç istasyonunuz ve çalışanınız var?431 Sunpet, 1049 OPET olmak üzere sayısı 1500’e varan istasyonumuz bulunuyor. Terminal ve depolama tesislerimizdeki personelimizle birlikte yaklaşık 800 çalışanımız bulunuyor.Teknolojimiz sayesinde yeni nesil tüketicilerin tercihiyizYeni nesil tüketiciler akaryakıt markalarından daha çok neler bekliyor?Gelişen teknoloji ile birlikte tüketici beklentileri her geçen gün değişiyor, çeşitleniyor ve evriliyor. Araştırmalarımızda, sektörde teknolojiyi en iyi kullanan akaryakıt markası olarak, yeni nesil tüketiciler için tercih nedeni olduğumuzu görüyoruz. Tüketicilerimizin hayatını kolaylaştıran birçok teknolojik ürünümüz var: OPET Kart, OPET WorldCard, Otobil, Bireysel Otobil ve Yakıt Kart gibi. Otomasyon ve taşıt tanıma sistemleri dışında ‘online işlem merkezi’, OPET Mobil ve sektörde bir ilk olan ancak bir süre ara verdiğimiz online yakıt gibi birçok farklı uygulamayı hayata geçirdik. Son trendler doğrultusunda yenilenen web sitemize lokasyon bazlı giriş özelliği ile eskisine oranla kullanıcı dostu birçok özellik ekledik.

Yeni nesil müşteri memnuniyeti, markanızı dijital ortamda yönetmeyi ve konvansiyonel yöntemlerin ötesine geçmeyi zorunlu kılıyor. Bu düşünceden yola çıkarak geliştirdiğimiz ve ‘Daha sosyal medya’ sloganıyla sosyal medyada canlı içerik sağladığımız projemiz “Sobe”yi geçtiğimiz yıl duyurduk. Müşterilerimize yolda gerçekten temas etmek istedik ve ortaya Türkiye’nin mobil olarak yönetilen ilk sosyal medya projesi çıktı. Bu proje ile masa başından sosyal medya içerikleri üretmek yerine proje ekibimiz özel olarak tasarlanan Sobe aracı ile hayatın içine karışarak sürpriz bir şekilde farklı mekanlarda renkli ve canlı paylaşımlarda bulu- nuyor. Sobe’yi en sosyal ‘sosyal medya’ olarak tanımlayabiliriz.Müşteri memnuniyetinde sizin için ön planda olan başlıklar, diğer markalardan farklı olarak sunduğunuz hizmetler neler?Müşteri memnuniyetindeki iddiamızı “Kusursuza yolculuk” sloganı ile sürdürürken, çağrı merkezi hizmetleri, istasyon hizmetleri ve online hizmetlerden oluşan koşulsuz memnuniyet anlayışımızla tüm müşterilerimize çözüm üreten bir yapı ile hareket ediyoruz. Markamızı rakiplerinden ayrıştıran ve müşterilerimizin gözünde farklılaştıran en önemli unsurların başında “sosyal sorumluluk anlayışımız” bulunuyor. OPET istasyonlarının tuvaletlerinden başlayan, rakiplerimizin de bu yönde düzenleme yapmalarına öncülük eden “Temiz Tuvalet Kampanyası”, 16. yılında başarı ile devam ediyor. Tuvalet temizliği ve hijyenini Türkiye geneline yaymayı amaçlayan projemiz, OPET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk liderliğinde her geçen gün yeni açılımları ile daha çok sayıda kişiye ulaşıyor. Ekiplerimiz Türkiye’de gidilmedik şehir bırakmayarak 7, 5 milyon kilometre yol kat etti, 9 milyonu aşkın kişiye hijyen ve temizlik eğitimi verdi.

Müşterimizi iyi tanıyabilmek ve beklentilerini gözeterek memnuniyeti korumak ve geliştirmek yolunda ilerliyoruz. Bugün OPET müşterileri istasyonlarımıza, kaliteli akaryakıt ve güler yüzlü servis, hijyenik tuvaletler ve hepsinden önemlisi ‘kalpten’ bir hizmet alacağını bilerek geliyor. Müşterilerimiz 7 gün 24 saat çağrı merkezimizden (444 6738) bizi arayabiliyor. Zaman zaman müşterilerimize “Hizmetimizden memnun kaldınız mı?” şeklinde bir mesaj gönderebiliyoruz. Eğer cevap “hayır” ise hemen iletişim kurup sorunun ne olduğunu soruyoruz. Bu proaktif yaklaşım geri bildirim almamızı ve alışveriş alışkanlıklarını takip etmemizi sağlıyor. Müşterilerimizi memnun etmek için kampanya odaklı çok sayıda iş birliği yapmaya çalışıyoruz. Bütün bunlara bir bütün olarak baktığınızda müşteri memnuniyeti, aidiyet ve bağlılık yaratıyoruz.Tüketiciye dokunmada nasıl bir reklam ve iletişim stratejisi yürütüyorsunuz?OPET, hedef kitlesi gereği yoğun iletişim yapan ve ürünlerinin yanı sıra hizmetleri, sosyal sorumluluk projeleri ve sponsorluklarıyla da sektöründe ayrışan bir marka. 2016 yılı hem ülkemiz hem de dünyada spor ve özellikle futbol ağırlıklı bir yıl olduğu için iletişimi planlarken bu noktalara odaklandık. OPET, kendi özünde dinamizmi, yenilikçiliği, heyecanı olan; çevresine, müşterilerine ve ülkesine duyarlı bir marka. Reklam filmlerimizde tüketicilerimizin içgörüsünden hareket ediyor, duygu ve düşüncelerini yansıtmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar Tarkan, Cem Yılmaz, Ajda Pekkan, Arda Turan gibi isimlerle ses getiren projelere imza attık. Diğer taraftan markamızın karakteri OPEDO, samimi diliyle ve süreklilik içeren iletişimiyle müşteri ile aramızdaki bağı kalıcı hale getiriyor. Özellikle “Sevince “ isimli reklam filmimiz, reklam dünyasının en büyük ödülü Kristal Elma’nın yanı sıra Felis ödülünü de alarak son dönemin hafızal

Paylaş
İlgili Makaleler
Gündem

Nestlé, Türkiye’deki Yolculuğunu Anlatıyor: “Burası Yuvamız”

Nestlé Türkiye, 1906 yılından bu yana Türkiye’deki faaliyetlerini vurgulayan yeni reklam kampanyasını...

Gündem

Bir Asrın Yolculuğu: Sabancı’dan 100 Yıllık Hikaye

1925 yılında, Hacı Ömer Sabancı tarafından temelleri atılan Sabancı Topluluğu, bu yıl...

Gündem

Sevgililer Günü’nde Cihazınızı Koruma Altına Alın

Fibasigorta, Sevgililer Günü’ne özel Cep Telefonu Sigortası’nda %14 indirim sunuyor. Kampanya 14...

Gündem

Tchibo, 75 Yıllık Kahve Serüvenini Yapay Zekâ ile Aktarıyor

Sora, Midjourney, Runway gibi yapay zeka araçlarıyla geliştirilen reklam filmi, 1000’den fazla...