Anasayfa Marka Yazıları Bu kadar inşaattan bir tane müteahhit markası çıkar mı?
Marka Yazıları

Bu kadar inşaattan bir tane müteahhit markası çıkar mı?

Paylaş
Paylaş

Fikri TürkelTürkiye’de vasıfsız işçiler iki yerde çalışır: Tarlada veya inşaatta. Malum en fazla fıkra üretilen sektörlerin başında da inşaat gelir. Hele ki, Karadenizli müteahhitlerin fıkraları meşhurdur. Fıkrası varsa hikâyesi de vardır, anlatılacak bir hikâye varsa marka da olabilir. Bakalım önümüzdeki vaka ne diyor?Son iki yılda dönüşüm adı altında kentsel rant oluşurken de sağlam inşaat yanı sıra hem yaşadığımız ortamın hem de sektörün kurumsallaşacağı beklentisine girdik. Ancak kurumsallığı tartışıyorsak, markayı da konuşmamız gerekiyor.BİST Kurumsal Yönetim Endeksi’ndeki 60 şirket arasında sadece iki inşaat şirketi bulunuyor. Çılgın projeler, duble yollar, rezidanslar, AVM’ler gökdelenler hızla abideleşirken, müteahhitlerin de uluslararası platformda bir marka olarak kendini göstermesi doğal bir süreç olurdu.İç pazardaki inşaat sektörü ve müteahhitler algısına bakmadan önce, sektörün dünyadaki durumuna göz gezdirelim.Geçen ay Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Türk müteahhitlerinin uluslararası pazarlarda gösterdiği gelişme ve dünya sıralamasındaki yerini açıkladı: “Müteahhitlik sektörümüz dünya ikincisi”.Uluslararası inşaat sektörünün önemli dergilerinden Engineering News Record’un yayınladığı listeye göre de durum aynı. “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi” verilerine göre 2012 listesinde 38 olan Türk müteahhitlik firma sayısı 2013 yılında 42’ye yükseldi.Listedeki en büyük Türk inşaat sektörü firmalarının ilk 10’u şöyle: ENKA, Rönesans, TAV, Polimeks, Tekfen, İçtaş, Ant Yapı, Nata, Yapı Merkezi, Yüksel.Bu durumda, Çin’in ardından dünyada ikinci sırada yerimizi korurken, üçüncü sırada Amerika yerini aldı. Derginin yorumuna göre; “Büyük inşaat firmaları için işin miktarı ve müşterilerin talepleri de artıyor ama rekabet de kızışıyor”.En büyük 250 inşaat firmasının Pazar büyüklüğü 2013 yılında yüzde 6,4 artarak 544 milyar dolara ulaşmış. Listedeki Türk firmaları bu pastadan 20 milyar dolar pay alıyor. İspanya’nın bu listede 13 şirketi var ama pastadan aldığı pay yüzde 14.7 oranında bulunuyor.Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün durumu ve stratejiyi şöyle açıklıyor: “Yurtdışındaki işlerde, özellikle de büyük ölçekli projelerde en çok gelir mühendislik işlerinden ve malzeme temininden elde edilmektedir. Türk müteahhitlerin mühendislik-tedarik-inşaat işlevlerinin tümünü kapsayan entegre hizmet sunumuna yönelmeleri gerekmektedir”.Entegre hizmet önemlidir. Ancak yurt içinde kurumsallaşamayan şirketlerin yurt dışında entegre hizmet etmeleri düşündürücü.Algıların oluşmasında olumsuzluklar daha baskın etki oluşturur. Son Mecidiyeköy kazası gibi geçmişte de inşaat sektörü, iş kazalarında ilk sıralarda gelen alanlardan biri olmaya devam ediyor. Sorunun temelinde entegrasyonun yattığını söyleyebiliriz. Diğer taraftan altyapı taahhüdü yapanlar, büyük projeleri üstlenenler, AVM’ciler, konutçular, TOKİ’ci olarak adlandırılan toplu konutçular ile son iki yılda konuşmaya başladığımız kentsel dönüşümcüler ayrı algılara sahip görünüyor. İşin bir de mimarlık ofisi, mühendislik birimi, tedarikçi ve taşeron fasılları bulunuyor.Dünyanın en büyük mimarlık ajanslarının Almanya, Hollanda, Amerika ve Japonya’da olduğunu hatırlayalım. Dünyanın en yüksek binası sıfatını şimdilik koruyan Dubai’deki Burç Halife’nin mimarı bir Alman’dır.  Dünya Kupası inşaat projelerinden en büyük payı da Almanların almasının en büyük nedeni mimarları ve mühendislik bürolarıdır.Denizin altında ülke olarak bilinen Hollanda’da mimarlığın gelişmesi, ülkenin doğal süreci gibi görünüyor.Depremlerle ünlü Japonya’da da mimarlığın gelişmesini anlamlı ve yerinde kabul edebiliriz.Üç yıl önce inşaat sektörünün büyüme içindeki payı yüzde 25’i aşmıştı. Aynı şekilde son 15 yılda, inşaat ve ihracatla büyüyen ve geleceğinde de bu sektörler için kaçınılmaz olan Türkiye’de mimarlığın gelişmesi sektörün itibarıyla doğru orantılı olmalıdır.Bunu bir avantaja çevirebiliriz. ABD Yeşil Bina Konseyi Enerji ve Çevresel Tasarım Liderliği (LEED) tarafından tescil edilerek onaylanan yeşil bina sayısı ile sekizinci sırada yer alan Türkiye’de; özellikle inşaat sektörünün hızla geliştiği günümüzde bu alana yeni bir anlayış gelebilirdi.İnovatif yüksek katlı inşaat, otel tasarımı ve karmaşık projelerin master planlaması konusunda uzman olan Valentine A. Lehr de, inşaat eğilimlerinin sektörü etkilediğini söylüyor. Olumlu örneklerin yanı sıra politik yaklaşımlarla olumsuz etkileri de bulunuyor.Konuta ve hızla ranta dönüşen konut inşaatlarında gelinen durumla ilgili veriler içimizi aydınlatmıyor. Yılın ilk 4 ayında konut satışlarının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,5 gerileyerek 341 bin 463’e indiğinin, “ipotekli konut kredisiyle” satın alınan konut sayısının da aynı dönemde yüzde 33,5 gerileyerek 104 bine düştüğü biliniyor. “Banka kredisiyle alınan konutlar başta olmak üzere, konut talebinde bu yıl ciddi bir yavaşlama” yeni çıkış yolları arayışına sokuyor.Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın da yeni hükümetin kuruluşunun hemen ardından konut sektörüne bağlı finansal duruma dikkat çekmesi manidardır. Türkiye’den bir müteahhit markası çıkması konusunda olumlu gayretleri de görmeden edemeyiz.Dumankaya, dünyanın en büyük marka danışmanlık şirketlerinden Saffron ile çalışıyor. Uğur Dumankaya, marka olmak için daha yolun başında olduklarını kabul ediyor. Faaliyet alanlarını “konut ve ofis” olarak belirlemişler. Türk inşaat şirketlerinin, inşaat finansmanında ciddi sorunlar yaşadıklarını vurgulayan Dumankaya,  kendilerinin önümüzdeki süreçte finansman sıkıntısı yaşamayacak bir strateji izleyeceklerini dile getirdi.Türkiye’nin en eski müteahhitlik firmalarından ENKA, dünya sıralamasında da Türkiye’yi en önde temsil ediyor. Low Profile yapısıyla, sessiz şekilde büyümeye devam ediyor.Aynı şekilde Rönesans da yurtdışında adını duyurmuş inşaat grubu. Rusya’daki Avrupa’nın en büyük binasının taahhüdünü üstlenen Rönesans, İsviçre’nin ünlü Gotthard Base Tüneli’ni yapan ve dünyanın en büyük tünel şirketi kabul edilen Alpine’i aldı. Rönesans Başkanı Erman Ilıcak, ayrıca “Altyapı ile ilgili Almanya, Avusturya ve İsviçre’de yeni şirket bakıyoruz, o alanda da var olacağız” diyor.  Bu, Türkiye’nin en büyük AVM grubu olan Rönesans’ı  bundan böyle altyapı ve metro inşaatlarında da göreceğiz, demektir.TAV, adını havaalanları ile duyurdu. İstanbul Atatürk Havalimanı ile başlayan inşaat ve işletme şirketi TAV, dünyanın farklı yerlerindeki projeleri ile adını dünyaya kabul ettirdi. Marka kimliğini sağlıklı şekilde yöneten ve geliştiren TAV, küresel oyuncu olarak da beklentisi yüksek şirketlerden biri.Yapı Merkezi’ni uzun dönemdir tanıyorum. Özellikli projeleriyle kendini gösteriyor. İstanbul ve İzmir metro projeleri onunla başladı. Hala raylı sistemlerde ve benzeri altyapı projelerinde iddialı bir konumda bulunuyor. Bundan sonra nasıl bir strateji izleyeceğini hep beraber göreceğiz.Dünya kupalarında şimdiye kadar hep inşaat şirketleri en büyük pastayı kaptı. Dünya listesinde önlerde yer alan Türk inşaat firmaları geçmiş hiçbir Dünya Kupası ve olimpiyat projesinden hak ettiği payı alamadı. Bunu da yukarıdaki üçlüye bağlamamız gerekiyor: Mühendislik-tedarik-inşaat.Bunca yol, yapı, baraj, kanal, köprü ve konut arasından bir müteahhit elbet çıkacaktır. Dünya rekabetinin gittikçe yoğunlaştığı bir ortamda markalaşmadaki gecikme pahalıya mal olacak veya fırsatları kaçırtacak gibi görünüyor. 

Paylaş
İlgili Makaleler
Marka Yazıları

#7: What the F**k? // Ayşe Bali

Kendisine bunca yoğunluğu arasında sorularıma zaman ayırdığı için çok ama çok teşekkür...

Marka Yazıları

#2 Modifiye Gerçek // Fernando Passos

Kendi çocukluğumdan söze devam edersem, İzmir’de bize hayallerin kapısını aralayan, eski Göztepe...

Marka Yazıları

Okurun Koltuğa Geçtiği Kolektif Bir Ekip!

Elif Tütüncü 8 yıldır erkek dünyasının nabzını tutan GQ Türkiye, dergi okurlarının...

Marka Yazıları

Birlikte Daha Güçlü – Rekabetten İş Birliğine

Ortada bir çelişki var gibi görünüyor: COVID-19 herkesi sosyal olarak uzak olmaya...