Anasayfa Marka Yazıları Bir Markanın Tescilinde Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılması ve Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Marka Yazıları

Bir Markanın Tescilinde Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılması ve Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Paylaş
Paylaş

Bir markanın tescilinde dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri, markanın tescil edileceği sınıfların belirlenmesidir. Zira bir markanın kullanılmayacağı sınıflarda tescil ettirilmesi ekonomik açıdan gereksiz masraflara yol açacağı gibi, bu sınıflarda kullanılmaması neticesinde hükümsüzlük (iptal) yaptırımına da tabi olabilecektir. Bir diğer ifade ile tescilli bir markanın tescil ettirildiği mal ve hizmet sınıflarında 5 yıl süre içerisinde kullanılmaması o markanın iptaline yol açabilecektir. Bunun dışında, markanın tescil ettirildiği ama aslında kullanılmayacağı sınıflar içinde marka sahibi gereksiz olarak harç ödeyecektir. Marka ofislerinin genelde daha fazla ücret talep edebilmek için bu tescil sınıflarının sayısını gereksiz yere yükselttiğine uygulamada sıkça rastlanmaktadır. Bu nedenle şirketin ortakları veya yetkili çalışanlarının, yapılan her marka tescil başvurusunu titizlikle incelemesi ve gereksiz ise bunları düzeltmesinde büyük fayda bulunmaktadır. Marka tescilinde itiraz prosedürünü de dikkate aldığımızda, gereksiz sınıflarda tescil aynı zamanda gereksiz itirazların da kaynağını oluşturacaktır.556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 23/c maddesi ile KHK’nın Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 7. maddesi gereğince tescil başvurusunda, tescili istenilen mal veya hizmetlerin listesinin verilmesi gerekmektedir. Marka tescil başvurusunun sınıflandırılması ise KHK’nin 24. maddesi ile Yönetmeliğin 11. maddesinde düzenlenmektedir. Başvuru sırasında Markaların Sınıflandırılmasına ilişkin Nice Antlaşması ile Türk Patent Enstitüsü tarafından çıkarılmış olan Sınıflandırma Tebliği dikkate alınacaktır.556 Sayılı KHK’nin 24. maddesinde “Markaların kullanılacağı mal veya hizmetler, markaların tescili amaçları için malların veya hizmetlerin uluslararası sınıflandırmasına ilişkin esaslara göre sınıflandırılır. Sınıflandırma ile ilgili ilkeler yönetmelikle belirtilir” şeklindeki düzenlemeyle markaların tescilinde sınıf sistemi benimsenmiştir. Maddede yer alan “Malların veya hizmetlerin uluslararası sınıflandırılmasına ilişkin esaslar”, menşei 15 Haziran 1957 tarihli olup, 1967’de Stockholm’de, 1977 ve 1979 tarihlerinde ise Cenevre’de gözden geçirilmiş olan “Markaların Tescili Amacıyla Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Nice Antlaşması” hükümleri doğrultusunda belirlenmiştir. Bu antlaşmaya göre mallar 34, hizmetler ise 8 ayrı sınıfa ayrılmıştır. Türkiye’nin 12.07.1995 tarihli ve 95/7094 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla katıldığı Nice Antlaşması, Türkiye’de 01.01.1996 tarihinden itibaren yürürlükte bulunmaktadır[1]. Bu antlaşmayla, marka başvurularının yapılan sınıflandırma doğrultusunda gerçekleştirilmesi istenmektedir[2]. Bir diğer ifade ile, antlaşmada öngörülen sisteme göre, iki ayrı başvuruda birbirine benzer markaların tescili talep edildiği zaman, mal ve hizmetlerin sınıfı aynı ya da benzer ise ikinci başvurunun reddedilmesi gerekir. Yüksek Mahkemenin bir kararına göre, mal ve hizmet sınıf alt gruplarında benzerlik araştırmasında göz önüne alınması gereken kriterler; piyasanın anlayışı benzer alıcı çevresine hitap etmediği, benzer ihtiyaçları giderip gidermediği, mal ve hizmetlerin birbiri yerine ikame edilebilme ve rekabet etme olanaklarının olup olmadığı, birinin diğerini tamamlama imkanının olup olmadığı, dağıtım kanallarının ortak olması, kullanım yöntemleri-amaçları-hedeflenen halk kesiminin aynı olup olmadığı hususları olup, her somut olay için bu hususların araştırılması gerekmektedir[3].Nice Antlaşması, hükümleri uygulayan ülkelerin, markaların tescili amacıyla mal ve hizmetlere yönelik ortak sınıflandırma sistemi kurmalarını, sınıflandırma yapmalarını, bütün mal ve hizmetlerin kapsandıkları sınıfın belirtilerek mal ve hizmetlerin alfabetik listesinin düzenlenmesini içermektedir. Bu çerçevede Türkiye de taraf ülkelerden biri olarak, KHK’nin 24. maddesinde markaların kullanılacağı mal ve hizmetlerin Nice Antlaşması’ndaki sınıflandırma esasları çerçevesinde düzenlenecek bir Yönetmelikle sınıflandırılmasını kabul etmiştir. TPE, yayınladığı tebliğlerle, markaların tescilinde yararlanılacak mal ve hizmet sınıflarını Nice Antlaşması ile saptanan sınıflandırma kapsamında belirleyerek, gerektiği zamanlarda yaptığı çeşitli değişiklikleri de tebliğlerine yansıtmaktadır. Ancak bu antlaşmaya taraf olan ülkelerin kendi hukuk sistemlerinde, antlaşmadaki sınıflandırmadan aynı derecede yararlanma zorunlulukları bulunmamaktadır. Çünkü Nice Antlaşması’nın “Sınıflandırmanın Kullanımı ve Hukuki Etkisi” başlıklı 2/1 maddesine göre, sınıflandırmanın etkisi ülkelerin her biri tarafından ayrıca belirlenecek ve mal ve hizmet markalarının tanınması konusunda bağlayıcı olmayacaktır. Görüldüğü gibi antlaşma, mal ve hizmetlerin benzerliklerine bu sınıflandırma kapsamında karar verilmesi zorunluluğunu getirmemiştir. Diğer bir deyişle Nice Antlaşması, markanın koruma alanının belirlenmesinde gerekli düzenlemeleri yapma yetkisini her ülkenin kendisine bırakmıştır.Nice Antlaşması’nın 2/2 maddesine göre ise, taraf ülkeler sınıflandırmayı “esas” veya “yardımcı” sistem olarak kullanabilirler. Diğer bir deyişle Nice sınıflandırması, taraf ülkeler açısından belirli bir marka için var olan korumanın kapsamının değerlendirmesinde veya hizmet markalarını tanımasında bağlayıcı değildir. Bu doğrultuda, taraf ülkelerin tescilli markalara sağlayacakları korumaların sınırlarını belirlemede Nice sınıflandırması ile sınırlı olmadıkları, diğer bir deyişle Nice sınıflandırmasında yer almayan herhangi bir hizmete ilişkin markaların da tescil edilebileceği söylenebilir. Nitekim Nice sınıflandırılması da, taraf ülkelerin talebiyle gerekli görülen zamanlarda güncellenebilmektedir.Bu konudaki düzenleme imkanını ikiye ayırmak mümkündür.Yardımcı sistem olarak kabul; Avrupa Birliği, Nice Antlaşması’ndaki sınıflandırmanın sadece idari bir etkiyi haiz olduğunu, dolayısıyla farklı sınıflardaki mal ve hizmetler arasındaki benzerliğin de farklı ölçütler dikkate alınarak değerlendirilebileceğini kabul etmiştir. Nice sınıflandırmasını yardımcı sistem olarak kabul eden ülkelere göre, benzer olma kavramı tanımlanamadığı için benzerliğin kriterleri olayın niteliğine göre, mal ve hizmetlerin birbirinin tamamlayıcısı olup olmaması, kullanıcı çevresi, dağıtım ağı vb. durumlara göre değerlendirilmelidir.Esas sistem olarak kabul; bir ülke, Nice Antlaşması’ndaki sınıflandırmayı esas sistem olarak kabul ederse, mal ve hizmetlerin benzer olup olmadığını sınıflara göre değerlendirir. Bu görüş doğrultusunda, Türk Hukuku’nda, Türk Patent Enstitüsü tarafından çıkarılan tebliğlerin dikkate alınması suretiyle, sınıflandırmanın esas sistem olarak kabul edildiğini söylemek mümkündür. Ancak Yargıtay’ın bu konuyla ilintili bir kararında, Türkiye’nin de taraf olduğu Nice Antlaşması’nda Birlik Ülkeleri tarafından sınıflandırmanın esas sistem olarak kabul edilmesi zorunluluğu getirilmediğine göre, TPE’nin yönetmelik ile sınıflandırmayı esas sistem olarak kabul etmesinin bağlayıcı olmadığı, ancak yardım fonksiyonlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği, zira tescilli marka sahibinin, markanın açıkça farklı ürünler için tescil edilmesine karşı çıkmasının mümkün olmadığı belirtilmektedir[4].25 Aralık 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan TPE, 2012/3 no.lu “Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ” madde 1’de 12/7/1995 tarihli ve 95/7094 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile taraf olunan Markaların Tescili Amacıyla Mal ve Hizmetlerin Uluslararası Sınıflandırılmasına İlişkin Nis Antlaşması hükümlerine göre düzenlenen mal ve hizmet listesinin antlaşmaya taraf ülkelerin kararlarıyla her yıl yapılan toplantıyı takiben ilgili yılda yayımlanacağı ve takip eden yılın Ocak ayının ilk günü yürürlüğe gireceği ve bu uygulamaya göre hazırlanan bu Tebliğ’in 1/1/2013 tarihi itibariyle yürürlüğe girecek olan mal ve hizmet listesini ve bu listeye ilişkin esasları düzenleyeceği belirtilmiştir. Bu Tebliğ’e ilişkin yakın tarihli bir değişiklik yapılmış ve bu değişikliğin 01.01.2014 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.[1] PASLI Ali / SOYKAN İsmail Cem, “Marka Tescilinde 35.08. Sınıfın Anlamı ve Kapsamı”. Ed. MEMİŞ Tekin, Fikri Mülkiyet Hukuku Yıllığı 2010, Istanbul, 2010, 443.[2] Markaların Tescili Amacıyla Mal ve Hizmetlerin Uluslar arası Sınıflandırılmasına İlişkin Nice Antlaşması hükümlerine göre düzenlenen mal ve hizmet listesi her beş yılda bir, üye ülkelerce teklif edilen yenilikleri de kapsayacak şekilde güncellenerek basılmaktadır. TPE, Nice sınıflandırmasına uygun olarak 2012/2 sayılı Sınıflandırma Tebliğ ile konuyu güncelleyerek düzenlemiştir.[3] Yargıtay. 2.HD, T.2.10.2007. E. 2006/4087, K.2007/12269 www.kazancı.com .[4] Yargıtay. 2.HD, T.2.10.2007. E. 2006/4087, K.2007/12269.  www.kazancı.com

Paylaş
İlgili Makaleler
Marka Yazıları

#7: What the F**k? // Ayşe Bali

Kendisine bunca yoğunluğu arasında sorularıma zaman ayırdığı için çok ama çok teşekkür...

Marka Yazıları

#2 Modifiye Gerçek // Fernando Passos

Kendi çocukluğumdan söze devam edersem, İzmir’de bize hayallerin kapısını aralayan, eski Göztepe...

Marka Yazıları

Okurun Koltuğa Geçtiği Kolektif Bir Ekip!

Elif Tütüncü 8 yıldır erkek dünyasının nabzını tutan GQ Türkiye, dergi okurlarının...

Marka Yazıları

Birlikte Daha Güçlü – Rekabetten İş Birliğine

Ortada bir çelişki var gibi görünüyor: COVID-19 herkesi sosyal olarak uzak olmaya...